Hatay’da önceki akşam meydana gelen deprem Kıbrıs’ı da etkiledi…
  Büyüklüğü 5.2 şiddetinde olduğu halde büyük bir panik yaşandı…
  Bazı bölgelerde konutların dış cephesinde çatlaklar oluştu…
  Dikmen Belediyesi korku yaratan ilkokul binasını mühürledi…
  Lefkoşa Belediyesi acil toplanma yerlerini açıkladı…
  Sivil Savunma da depremle ilgili önlemleri sıraladı…
  Bu ne demek oluyor?..
  Halkta ciddi bir deprem korkusunun yaşandığını gösteriyor…
  Ve en önemlisi olası bir deprem durumunda kimse ne yapacağını bilemiyor…
  Özellikle yüksek binalarda oturanlar inşaatın kalitesinden, depreme dayanıklılığından endişe ediyor…
  Ancak bu konularda başvurabilecek herhangi bir makam da bulunmuyor…

Çaresizlik içinde bekleyiş…

   Devlet Hastanesi’nin Eski Baş Doktoru Bülent Dizdarlı ciddi bir deprem sonrasında hastanelerin yetersiz kalacağına dikkat çekiyor ve çok hızlı bir şekilde hazırlık yapılmasını öneriyor…
   Benzeri bir uyarı da Tabipler Birliğinden geldi…
   Yapılan açıklamada hükümete çok sayıda soru yöneltildi…
   İlginç bir durum…
   Bu soruların deprem paniği sırasında gelmesi gerçekten çok ilginç…
   Yıllarca görev yaptıkları hastanelerin durumunu bugün sorgulamaları, hiç kimseyi sorumluluktan kurtaramaz…
   Ayrıca hükümetin bu sorulara cevap verecek icraat yapmasının kaç yıl ve ne kadar para gerektirdiğini bilen var mıdır?..
   Depremin ne zaman olacağını bilen yok…
   Fakat panik halinde harekete geçip öneri sunan çok…
   Buna ne denilebilir ki?..
   Ya ya ya… şa şa şa… KKTC çok yaşa…

Kritik kurumlara bakalım

   Ülkemizin itfaiyesi ve Sivil Savunma Teşkilatı vardır hamdolsun…
   Fakat her ikisi de depreme müdahale konusunda yetersiz…
   İtfaiyenin araçları hareket halinde yolda kalıyor; su hortumları bile etkili bir şekilde kullanılamıyor…
   Sivil Savunma daha da dertli…
   Personel var ama enkaz kaldıracak araçları yok…
   Yüksek binalara yetişecek merdiveni de yok…
    Uzun yıllar bu tür eksiklerin görülmemesi ve hükümet edenlerin oy uğruna paralar savunması ülkeye ve halka yapılan en büyük ihanettir…
    Ne var ki; KKTC’nin siyaseti bu ihaneti tartışacak bir yapıya sahip değildir…
   Yapabildikleri tek şey; karşılıklı suçlama veya sorunları komitelere havale etme…
   Bu tür komitelerin bir yıldan fazla süren çalışmalarında bugüne kadar ortak bir uzlaşı sağlamadığını ve zamanın boşa harcandığını hepimiz biliyoruz…
   Buna rağmen yarım asırlık çürümüş siyasetin ülkeye ve halka yardımcı olmasını bekliyoruz…
   Ve resmen çocuklar gibi oyun oynuyoruz…
   Ali merdiveni tut…
   Tur Ali tut…