Diyalog Gazetesi
2020-07-23 09:50:41

Beni öldürmeyen şey güçlendirir mi?

Metin MÜNİR

metinmunirt24@gmail.com 23 Temmuz 2020, 09:50

Çekilmesi en kolay acı başkalarının çektiğidir derler ama bu doğru değildir.
Bu kural ... Böyle bir kural varsa ... Bana uymaz.
Benim için çekilmesi en kolay acı kendiminkidir.
Çekilmesi en zor acı ise sevdikleriminki.
Sevdiklerim acı çekiyorsa, mutsuzsa, sızlıyorsa, hayat benim için tahammül edilmez olur.
Dünya tekin bir yer değildir.
İnsan bunu bilir ve fikren kendini kötü şansa hazırlar. Ama kötü şans çarptığı zaman anlar ki hazırlanılması mümkün olmayan bir şeye hazırlanmaya çalışmış.
Dualar, Buda, Zen, Stoacı felsefe, nazar boncukları, muskalar kötü şansı uzak tutmak veya geldiklerinde onlara dayanabilmek içindir.
Ama felâket yanınıza oturup kolunu omzunuza attığında bunların hiçbiri işe yaramaz.
Hayat çok yaratıcıdır.

Şeytanın aklına bile gelmeyecek şanssızlıklar, melanetler, felâketler yağdırır.
Gladyatör filminde feylesof Roma İmparatoru Marcus Aurelius (121-180), generaline: “Ölüm sana gülümsediğinde senin de ona gülümsemekten başka yapacağın bir şey yoktur,” der.
Ama ölüm bir sevdiğine gülümsediğinde?
Ona da gülümseyebilecek miydi?
O gülümsemeyi gördüğünüzde yüzünden silmek, uzağa itmek istersiniz ama becerebilir misiniz?
Ölümden korkmayabilirsiniz, ama sevdiklerinizin ölümünden?
“Onun hayatını alma, benimkini al,” dersiniz ama ölüm tüccar değildir, takasa yanaşmaz.
“Beni öldürmeyen şey güçlendirir.” Friedrich Nietzsche (1844-1900).
“Herhangi bir insanın ölümü beni azaltır çünkü insanlığa ilişiğim, bu nedenle çanlar kimin için çalınıyor diye öğrenmek için birisini yollama; senin için çalıyor.” John Donne (1572-1631).
“Uzun hayat veya kısa, ölüm hepsini aynı yapar; çünkü artık var olmayan şeyler için uzun veya kısa yoktur. Yerini başkalarına bırak, başkalarının yerlerini sana bıraktığı gibi. Yüz yıl sonra hayatta olmayacağımıza ağlayıp sızlamak yüz sene önce hayatta olmadığımıza üzülmek kadar budalalıktır”. Montaigne (1533-1592).
Bu sözlerin hepsi sağlar tarafından edilmiştir ve teselli etmiyor.

Evlâdınızı kaybetmeniz sizi öldürmez ama güçlendirmez de. Başkasının cenazesinde çalan çan sizin için çalmıyor, sizin için çalan çanı duymayacaksınız.
Montaigne’e gelince... Onun hayatındaki en önemli kişi, arkadaşı Étienne de La Boétie (1530-1563) idi. Boétie genç yaşta âniden dizanteriden öldüğünde hayatında yarattığı yoksunluktan hiçbir zaman kurtulamadı.
Bazıları arkadaşının ölümünden altı yıl sonra Montaigne’in ünlü denemelerini yazmaya başlamasını, onun yarattığı boşluğu doldurma çabasına veriyor.
Felâket size değil sevdiklerinize geldiğinde, bazı acıların tesellisi olmadığını, bazı yasların bitmeyeceğini anlarsınız.
Anlamaya çalışmak yerine kabullenmek düşüncesi, kaderin bizi umursamadan şekillenmesinden gelir.
“Harikalarını yaratmak için Tanrı esrarengiz bir şekilde yürür,” derler.
Felâketlerini yaratmak için de…

Yorumlar (12)

Cafer Alııcı 4 Yıl Önce

Metin bey’in insanı alıp diyar diyar götürdüğü yazılarından biri. Teşekkürler.

Cafer Alıcı 4 Yıl Önce

Karamsarlığa gerek yok. Gerçekler insanı dinlendirir

Şakir Katman 4 Yıl Önce

Böyle acıklı şeyler yazacaksanız, perşembe günlerini pas geçin, yazmayın lütfen !

Oya Gökçe 4 Yıl Önce

Yazılarınızda hep farklı bir bakış açısı bulmak ne hoş..

Hakan Güneş 4 Yıl Önce

Tarihin akışı içerisinde hepimiz ve her şey ne kadar hafif, hükümsüz.Aklınıza sağlık Metin ağbi.

Ayşe 4 Yıl Önce

Annemi kaybettik 1 ay evvel... öncesinde düşünürdüm ya ölürse diye, çok üzücü olurdu düşüncesi bile. Ama aslında neyi düşündüğümün farkında değilmişim, yani o zamanlar hissettiğim üzüntü bir şey değilmiş. Böyle, bu ağır acıyla nasıl yaşamaya devam edeceğim? Bilmiyorum. Ölmemiş gibi yapıyorum bazen. Her sabah uyandığımda o Melun gerçek beynimin kaplıyor. Bu çok saçma diyorum bazen, böyle olmamalı bu düzen. En sevdiğim insan nasıl ölür ben yaşamaya devam ederim? Tanrı varsa, bu acıyı bize yaşatmak da neyin nesi? Emin olduğum tek bir şey var şu an. Artık ben ben değilim.. neye dönüştügümü bilmiyorum ama 'yeni' bir şey bu, sıkıntılı karanlık bir şey. Sadece annem ölmedi, çocukluk halim öldü

Çağatay Uzun 4 Yıl Önce

Çok büyük bir acım var ama nasıl kurtulacağımı bilmiyorum bana yardım edebilir misiniz diye sorar bir öğrencisi Zen üstadına.. Üstad oturduğu yerden kalkıp ağaca sarılır ve başlar bağırmaya kurtarın beni diye.. Öğrencisi der ki; aman üstadım ne yapıyorsunuz ağaç size değil siz ağaca sarılıyor sonra da kurtarın beni diye bağırıyorsunuz.. Üstad; acılar bu ağaç gibidir sana sarılmaz sen ona sarılırsan acıtır, bırakırsan acın da gider.. .. Bedensel olmayan zihinde üretilen acıların hepsi böyledir..zihnin nasıl çalıştığını, nasıl kontrol edebileceğini öğrenen her insan acılarından kurtulur.. Bunu da Zen öğretmez sen öğreteceksin kendine.. Gözlemleyerek, düşünerek ve acıyı deneyimleyerek..ki zaten bu da Zen’dir.. :)

Gurel ASIK 4 Yıl Önce

Her olumsuz sey neticesi itibarı ile guzeldir. Insana ebediyen kazanabilecegi bir hayat yasatılır. Ama insan kotu sonu kendisi bile bile secer.

Gurel ASIK 4 Yıl Önce

Halas ve necat Allaha iltica ile olur

Gurel ASIK 4 Yıl Önce

Hayatta her seyi her olayı yaratandan sana yazılan mektuplar olarak okuyacaksın, Her turlu darlıktan sıkıntıdan kalben ona iltica ile kurtulacaksın, bir de bakmıssın kaybettim dedigin her seye ebediyen kaybetmemek uzere kazanıvermissin. Halas ve necat Allaha iltica ( onu tanıyıp bilip kalben tasdik ) ile olur.

Perzat 4 Yıl Önce

" O kadar uzun yasa ki, bütün sevdiklerinin tek tek ölümünü gör!" bedduasi sanirim bir insana edilecek en aci bedduadir. Yazilarinizi artik buradan takip edecegim Metin Bey.

Okur 4 Yıl Önce

Kaleminize sağlık. Yazılarınız benim için öretci...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.