LAÇ Belediyesi sınırları içinde bir çöplük türedi. Gittim gördüm. Geçitköy Barajı’nın he-men yanına çöp ve moloz dökülüyor. LAÇ Belediyesi, bölgeye moloz döken hafriyatçılara makbuz kesiyor, para topluyor.
Turizm ve Çevre Bakanlığı, konuyu ve sorunu biliyor. Belediye Başkanı, sorunu dile geti-renlere “molozları ne yapayım” diye soruyla yanıt veriyor. Bölgede iki tane beton tesisi ve ciddi miktarda sebze üretimi de var… Ortalık toz-dumandan geçilmiyor… Kimse umur-samıyor; hayat devam ediyor.
Çevre Dairesi Müdürü, belediyelerin esasında uygunsuz yere çöp dökmeyi engellemekle sorumlu olduğunu ve bunu yapanlara ceza kesme yetkisine haiz olduğunu belirtiyor. Kim, kime ceza yazacak? Belediye, belediyeye ceza yazamayacağına göre sorun da çö-zümsüz kalıyor.
Kıb-Tek’e ait Teknecik’in bacasından kara dumanlar fışkırıyor. Onun kadar olmasa bile AKSA santralından çıkan duman da filtrelenmeden doğaya bırakılıyor. Çevre Dairesi, filtresini çalıştırmıyor diyerek AKSA’ya ceza yazdı. AKSA yöneticileri, Teknecik’in püskürt-tüğü kara dumanı örnek göstererek filtreyi çalıştırmaktan kaçınıyor.
Üç cezadan sonra işletmenin kapatılması gerekiyor. Bunun olmaması ve elektriksiz kalmamamız için hükümetin devreye girmesi, AKSA’yı filtresini çalıştırmaya ikna etmesi gerekiyor; yoksa elektriksiz kalacağız. Elektriksiz kalmamanın diğer bir yolu AKSA baca-sından çıkan dumanın filtrelenmediğini görmezlikten gelmektir ki yetkililerimiz de öyle yapıyor.
Çevre denilince aklımıza yol kenarlarına atılan çer-çöp veya içecek kutuları geliyor ama aslında çevre daha derinden ve esaslı olarak bozuluyor.
Yerin altında neler oluyor kim bilir? Kanalizasyon sistemlerine yatırım yapılmıyor ama dağa-taşa inşaat yapılıp insanlar yerleşebiliyor.
Tarım ürünlerinde kullanılan ilaçlar toprağı ne hale getirdi kim bilir?
Bu ülkede yasaları çiğneyenlerin başında yöneticiler var; bunu her konuda gözlemlemek mümkündür… Onları seçenlerin de halk olduğunu unutmamak gerekir tabii…
Belki de biz “ganimet psikolojisinden” çıkamadık. Bu topraklarda gelecek kurma çaba-sına da girişemedik. Bunun yerine ne varsa tüketmeye karar verdik; canhıraş çalışıyoruz. Yarın burada olmamayı, çocuklarımızı ve torunlarımızı uzaklara göndermeyi göze aldık ve ülkeyi bitirmeye karar verdik.
Bize “dur” diyecek olan varsa beri gelsin!
Bizi bu yöneticiler mahvedecek!
Paylaş