Bu seçim, siyaseti yeniden şekillendirecek!

Tufan Erhürman, resmi olarak “CTP adayı” olsa bile farklı toplumsal ve siyasi çevreler-den gelen destekler O’nu bir partinin adayı olmaktan çıkardı.
Erhürman’ın adlığı geniş toplumsal destek, “dipten gelen dalga” olarak da değerlendiri-yor. Bu nedenle Ersin Tatar’ın adaylığını desteklemesi beklenen kimi Türkiyeli çevrelerin bundan ürktükleri izlenimi var. Onlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tatar’a “güçlü bir des-tek” vermesini sağlamaya çalışıyorlardı. Tatar’ın kaybetme olasılığının güçlenmesi, bu çabalarını kendileri için “çok riskli” hale getirmiş bulunuyor.
Erhürman’a desteğin giderek artması, Ankara’da Tatar’ı destekleme konusunda tered-dütler oluşmasına ve daha farklı siyasi bir duruş benimsenmesi konusunun tartışılma-sına neden oldu. Kıbrıs Gazetesi’nin etkili ve ilişkilerini açık etmeme bakımından “güve-nilir” yazarı Hasan Hastürer, geçtiğimiz günlerde bir günlük ziyaret için Ankara’ya gitti. Hastürer, “hem konuştuğunu hem dinlediğini hem soru sorduğunu hem soruları yanıt-ladığını” yazdı ve muhataplarının sahip oldukları bilgileri sorguladıklarını belirtti. Kuşku-ya düştüler, sorguluyorlar!
Hastürer’in kimlerle konuştuğunu bilmiyoruz ama yazdıkları, “Türkiye, KKTC seçimlerine daha fazla karışmayacak. Kim kazanırsa onunla çalışacak” şeklinde yorumlanıyor.
Bunlar gördüklerimiz… Sormamız gereken asıl soru, bunun neden olduğudur.
Kıbrıs Türk halkı, bir bütün olarak “liyakatsizlikten” bıktı! Siyasette veya bürokraside… İş dünyasında veya herhangi bir başka alanda hak edenlerin göreve getirilmesini istiyoruz. “Ankara beni istiyor” diyerek makam-mevki sahibi olma devrini kapatmak istiyoruz!
Bu seçim sürecinde Zeki Çeler, Serdar Denktaş, Ayşegül Baybars, Gülşah Sanver Mana-voğlu gibi siyasilerin ortaya koydukları samimi tavırların gördüğü ilgili de siyasette küçük hesapların değil, samimiyetin kazanacağının göstergesi olabilir.
Bundan sonra kimin ne yapabileceğini -ne vadettiğini değil ne yapabileceğini- dikkate alarak karar verecek olan kitleyi hesaba katmayanlar kaybedecek; bu eğilimi dikkate alanlar kazanacak. Samimi ve mütevazi olmak önemli hale gelecek.
Sadece kişiler değil, partiler de bu eğilimleri dikkate almak zorundadır. Cumhurbaşkan-lığı seçiminden sonra “çok erken bir genel seçimin” olacağına kesin gözüyle bakılıyor ya, bu seçime girecek olan UBP ve CTP dahil bütün partiler ne yapabileceklerini inandırıcı bir şekilde anlatmak zorunda kalacak. İnandırıcılık, liyakatli, samimi ve alçakgönüllü aday-lar göstermekle doğrudan ilintili olacak.
Bu seçim sadece Cumhurbaşkanı’nın değişmesi ile sonuçlanmayacak; KKTC’de siyaset yapma biçimi de bu seçim sürecinde yaşadıklarımızdan etkilenmiş olacak!