“Bu işe karışmayalım da ilan bizi sokmasın” diye düşünenler bu tartışmaya katılmamaya özen gösteriyorlar. Cübbeli olayı oldukça öğreticidir ama bu olaydan öğrenmek konusunda mütereddit davranıyoruz.
Burada ciddiye almamız gereken konu, din adamlarının üzerlerine vazife olmayan işlere karışması değildir. Din adamları kendilerini “rehber” olarak kabul ettiklerinden her işe karışmayı da önemli bir marifet ve hatta görev sayıyorlar. Bizim üzerinde durmamız gereken asıl konu, bu tür hareketleri siyasi arenaya taşıyan siyasilerin Türk siyasi yaşamında önemli bir orana ulaşmış olmalarıdır.
Ersin Tatar Türkiye’de iktidarda bulunan Cumhur İttifakı tarafından desteklenince önüne gelen KKTC’ye akmaya ve bu destekten bir pay koparmaya çalıştı. Dincisi veya milliyetçisi; yetkilisi veya yetkisizi… Herkes sıraya gitti. Görünür olmaya da çalıştılar ki seçim sonucundan paylarına düşeni alabilsinler…
KKTC seçmeni bu oyunu bozdu. Gelmeler gitmeler işe yaramadı… Araya bir de Tatar’ın kırgınlıkla söyledikleri eklenince bu tür işlerin boyutunu anlamamıza yardımcı olacak konuşmalar TV ekranlarına doluştu.
Cübbeli gibi kaç hoca daha var kim bilir? Bu konuşmalardan anlıyoruz ki Cübbeli’nin yaptığı türden dualar veya konuşmalar, Türkiye’deki siyasi yaşamda önemli bir rol oynuyor. Seçim dönemlerinde duasını esirgemeyenler bir sonraki seçime nasıl hazırlanıyor; siyasiler bu duaları hak etmiş olmak için Türk halkının vergilerinden ne kadar harcama yapıyorlar kimler farkındadır?
Bir diğer taraf var tabii: Türkiye’de önemli sayıda seçmen bu dualara göre oy kullanmasa ne bu dualar olur ne de bu duaları yaparak kazanç sağlamaya çalışanlar uygun bir piyasa bulur. Türkiye’de buna uygun bir ortam var; insanlar böyle!
Liberal demokrasi, seçmenlerin kendi hak ve çıkarlarını oyları ile koruyacakları varsayımına dayanır. Belli aralıklarla yapılan seçimler seçmenlerin mevcut yönetimlere bakışını yansıtır veya yeni arayışlara destek verir… İktidarlar buna göre değişir veya kalır… İşin içine dini inançlar girince işin rengi değişir tabii… İnsanlar bu dünyadaki yaşamlarını değil de sonsuza kadar kalacaktaki ahiretteki hayatlarını düşünüyorlarsa buradaki sorunlara göre değil ahiretteki beklentilerine göre oy kullanacaklardır.
Böyle bir ortam, liberal demokrasinin yerleşmesine fırsat tanımaz. Türkiye’deki en büyük sorun budur ve 23 yıllık Ak Parti iktidarı bundan güç alarak ayakta durmaktadır.
Cübbeli olayında gördüğümüz, Türkiye’deki alışkanlıkların KKTC’ye de yansıdığı veya yansıtıldığıdır. Bu yöntem bilerek veya bilmeyerek denenmiş ama ters tepmiştir. Tatar da bu ruh hali içinde Cübbeli’nin ettiği duanın kendisine % 5 oranında oy kaybettirdiğini söylemiştir.
Böylece KKTC halkının nasıl bir halk olduğu, Türkiye’deki esas sorunun ne olduğu, Türkiye’deki dinci ve milliyetçilerin Kıbrıs’a nasıl baktığı, ilgili olabilecek herkes tarafından bir kez daha görülmüş oldu.
Ben çok memnunum…
İyi oldu! Çok iyi oldu!
Din ile milliyetçi hamaset karışınca her şey olabilir!
Paylaş