Türkiye, Avrupa ile ilişkilerini geliştirmek istiyor. Bunun anlaşılır nedenleri var. Ekonomik bağımlılık yüksek boyutlardadır. Güvenlik bakımından da birbirlerine ihtiyaçları var. Avrupa ordularının büyütülmesi ve güçlendirilmesi konuşuluyor. Bu süreçte Türkiye’den yararlanılabileceği gibi Türkiye’nin de bu süreçten yararlanma arzusu var.
Türkiye’nin Avrupa ile olan ilişkilerini geliştirmesinin karşısındaki engellerden biri insan hakları ise, bir diğeri de Kıbrıs sorunudur. Buna karşın, Avrupa’nın Türkiye ile ilişkilerini geliştirmeye ihtiyacı vardır ve baş ağrıtan sorunları görmezlikten gelmeye eğilimi oldukça güçlenmiştir. Kıbrıs sorununun görmezden gelinmesi ise mümkün değil. Rum Yönetimi Kıbrıs Cumhuriyeti adına AB yetkili organlarındadır. Yakında dönem başkanı bile olacaklar… Bölgedeki devletlere “sizin AB’deki sesiniz olalım” teklifini yapalı yıllar oldu. Diğerleri unutmaya çalışsa bile Hristodulidis hatırlatacaktır; Kıbrıs sorunu çözülmeden Türkiye ile iş birliğinin tam kapasiteye ulaşması mümkün görünmüyor.
Hristodulidis işini de iyi yapıyor üstelik: Türkiye’nin “Avrupa için Güvenlik Eylemi-Safe” adlı savunma programından yararlanmasına engel olmayacaklarını açıkladı. Bu program, savunma sanayinin finansmanını kolaylaştırmayı amaçlıyor. Türkiye’nin SAFE’ye katılmasını veto etmedi ama “Türkiye, AB ile ilişkilerin güçlendirilmesi konusunda söylediği şeyleri samimi şekilde yaparsa, biz her şeyi olumlu bir yaklaşımla değerlendirmeye hazır olacaklarını” duyurdu. “Bizim için önemli olan, sadece görüşmelerin kararlaştırılan çerçevede yeniden başlaması için koşulların yaratılması değil, aynı zamanda Kıbrıs sorununun AB’nin temel ilke ve değerlerine uygun bir şekilde çözülmesidir” diye konuşuyor zaten.
Stratejisi çok açık: Gör beni; göreyim seni!
Bizimle bu kadar açık konuşabilmesinin nedeni de Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan cesaret alması olabilir. Kasım-2024’te Budapeşte’de gerçekleşen ilk buluşmalarından bu yana ilişkileri çok iyi gidiyor. Geçtiğimiz hafta Tiran’da görüştüler. Hristodulidis, arada bir yerde Bakü’de Hakan Fidan ile muhabbet etti. Mart ayında Cenevre’de gerçekleşen beşli görüşmede Fidan’ın takındığı olumlu tutum da hepimizin aklındadır. Hristodulidis, toplantıdan sonra Brüksel’de katıldığı bir televizyon progarmında Fidan’a övgüler yağdırdı. Belli ki ortada bir bahar havası var!
Ne konuşuyorlar bilmiyoruz tabii…
Bizi de aralarına alsalar iyi olacak!