Diyalog Gazetesi

Baştan yanlış

KIBRIS

Deneyimli hukukçulardan Mustafa Asena;1974’ten sonra taşınmaz mallarla ilgili feragatnamelerin geçersiz olduğunu söyledi

Züleyha KARAMAN

Deneyimli avukatlardan Mustafa Asena, 20 Temmuz 1974’ten sonra güneyden göç eden Kıbrıslı Türklerin imzaladığı feragatnamelerin geçersiz olduğunu söyledi. Asena, bu uygulamanın uluslararası hukuka uymadığını belirtirken “başından beri yapılanların geçersiz olduğunu söylüyoruz ve gerçek durum da budur” dedi.

Bakanlar Kurulunun, Kıbrıslı Türklerin de Tazmin Komisyonu’na başvurmalarını öngören kararıyla ilgili sorularımızı yanıtlarken, mülkiyet konusundaki sıkıntılara dikkat çeken Asena,

“Bu düzenleme Kıbrıslı Türklerin hayrına değil. Bana göre, Kıbrıslı Türklerin Güney Kıbrıs’ta kalan mallarını sıfırlamaya çalışan bir düzenleme” şeklinde konuştu.

Asena Diyalog’un sorularını şöyle yanıtladı:

Soru: Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvuru hakkı, Kıbrıslı Türklerin 1974’ten sonra Güney’de kalan malları için verdiği feragatnameyi geçersiz kılar mı?

Yanıt: Feragetnameler zaten geçerli değil. Daha önceden verilenler de geçersizidir.

Soru:Neden?

Yanıt: Çünkü; uluslararası hukukta birinin malını böyle feragatnameyle almak, hakkından vazgeçmek gibi bir şey söz konusu değil. Çünkü, sen kimin malını kime verdin, üstüne de feragatname istiyorsun. İkincisi, uluslararası hukukta tanınan bir ülke de değilsin, bu feragatnameyi Türkiye almış olur. Türkiye de uluslararası hukuka göre burada ‘işgalci’ göründüğüne göre, ‘işgal ettiğin’ veya barışı sağlamak için geldiğin bir ülkede vatandaşın malını alamazsın. Bu feragatnamler zaten başından geçersiz.

 

Güneyde mal kalmayacak

 

Soru: Size göre, böye bir düzenlemenin olumlu veya olumsuz yanları nelerdir. Mülkiyette yeni anomaliler ortaya çıkar mı?

Yanıt: Bana göre, kafalarında şu anda bir anlaşma formülü var ve bu çerçevede Kıbrıslı Türklerin güneydeki mülklerini sıfırlama düşünülüyor. Bu Kıbrıslı Türkleri mülksüzleştirme politikasıdır. Yani, Güney’de Türklerin malı kalmasın. Bu bizi aşan bir şeydir. Güney’de Türklerin malları duruyor. Türk Malları Vasiliği altında o mallar tutuluyor. Bunun amacı, bana göre, Güney’de Türk malı bırakmamak ve bir anlaşma zemininde Güney’deki Türk mallarını sıfırlamak.

Bu parayı Türkiye veriyor. Türkiye, Rum tarafındaki malı nasıl takas edecek? Bir anlaşma olursa diye bu anlaşmanın çerçevesiden bu mallarla ilgil kafalarında bir şey var. Şu anda bunu ben söyleyemem, ama söylebileceğim kesin şey kafalarında bir şey var. Çünkü, Rum tarafında kayıtlı bir malı, bu tarafta oturup Komisyon’da takas edemezsin ki. Takas, karşılıklı rızayla olur.

Soru: Güney’deki malına karşılık kuzeyde yeterli oranda mal alınmadığının tespiti ve güneydeki malın değeri nasıl belirlenecek?

Yanıt: Taşınma Mal Komisyonu güneydeki malın değerini tespit etmez. Bunlar kendi kafalarından çalışıyor. Komisyon çalışır diye bir şey yok, sadece reklam yapıyor... Örneğin; benim 2 müşterim var 5 senedir bize gün vermediler. Colony Otel’in karşısında kütüphane var o alana 200 bin Sterlin teklif ettiler. Halbuki orada toprağı bile 1.5 milyon Sterlin’dir. Rum müşteriler kabul etmedi ve bize 5 yıldır gün vermediler, komisyon çalışmıyor... Ayrıca, Güney’deki malının karşılığını yeterince alamadı demek saçma.

Soru: Güney’deki malını satanlar da var...

Yanıt: Rum tarafında Türk malı satılmaz, kağıt üzerinde işlem yapılır. 6 ay Rum tarafında ikamet edenler satabilir. Kağıt üzerinde satılanlar da sadece akit olarak geçerlidir. Satanların çoğu da emin olun bu tarafta mal almıştır. Feragatnameler geçersizdir demiştim ya, o feragatnamelerin kendilerini bağlamadıklarını bildikleri için hem buradan mal aldılar, hem Rum tarafandaki malları sattılar. Bir barış olursa bunlar ortaya çıkacak.

Bu yasa düzenlenemesinin bence hiçbir olumlu tarafı yok. Bilakis, bir anlaşma olursa, Kıbrıslı Türkler olarak güçlü olabilmemiz için öbür tarafta (Güney Kıbrıs’ta) mallarımızın olması gerekir. Rum tarafındaki mallar Türkiye’nin veya Rum’un, Kuzey’deki mallar hem Rumun, hem Kıbrıs Türkünün ve Türkiye’nin. Bu nasıl anlaşma? Bu Kıbrıs Türkünü silmeye çalışan bir anlayış. Bizim iddia etmemiz gereken, Güney’de Türk malları vardır, oldukları gibi duracaklar. Kuzey’de de Türklerin malları duracak. Hatta Kuzey’deki Rumların malı da takas veya tazminatla ele geçirilmeli, güçlü olmak için bu olmalı.

Bu uygulama mülkiyet konusuna yeni bir karmaşa getirir. Anlaşma halinde KıbrıslıTürklerin Güney’de kalan mallarını sıfırlamak için yapılmış bir formülasyon olabilir. Veya ileride, ‘biz sana hak tanıdık neden gelip de almazsın’ deyip kapatacaklar . Bu, Kıbrıs Türkünün hayrına bir şey değil, Güney’deki Türk malları sıfırlanmaya çalışılıyor.

 

Mülkiyet uzmanları habersiz

Bakanlar Kurulu’nun onaylayarak meclise gönderdiği düzenlemeden, mülkiyet uzmanlarının dahi habersiz olduğu öğrenildi. Diyalog’a konuşan bir kaynak “müzakerelerde Cumhurbaşkanı’nın yanında yer alan heyet üyeleri ve mülkiyet uzmanları da bu konudan habersiz” dedi.

Rum tarafındaki Türk mallarının yüzde 90’ının kullanıcısı olduğunu belirten uzmanlar, Kuzey’deki Rum malını kullanan Türkler gibi, Türk malını kullanan Rumların da Kıbrıs sorunu bitene kadar bu malları kullanacağına dikkat çekti.

Rum tarafında mal bırakıp Kuzey’de mal alamayanların Güney’deki malının boş olması, Kuzey’de boş mal bulması gerektiğini kaydeden uzmanlar, “İlgili mal sahibinin de o malı takas etmesi lazım. Bu iş pratikte nasıl yürüyecek? Bu yasa pratikte nasıl çalışacak, bilinmiyor” ifadesini kullandı.

 TMK’nın pratikte takas yapmadığını, başvuran Rumların da tazminat için başvurduğuna işaret eden uzmanlar, teori ile pratik arasında fark olduğunu, herkesin kendi malına göre değerlendirme yaptığını kaydetti.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.