Hükümet, bula bula “T izinlerini” iptal etti… Silah taşıma ruhsatı dağıttı; iptal etmedi… Kamuya eleman aldılar; iptal etmediler… Tasdik memurluğu imtiyazını da geri alamadı-lar. Bula bula 2 bin 500 adet T iznini iptal ettiler. Mevcut durumda T izni olanların baskı-sına dayanamamış olmalılar.
Çok gezen biri değilim ama çok gezenlerle konuşurum… Kamu taşımacılığı açısından olduğu kadar özel taşımacılık bakımından da dünyanın en geri ülkesi biziz… UBER gibi sistemler dünyanın hemen her ülkesinde tıkır tıkır çalışıyor. Uygulamayı indiriyorsun, bir yabancı olarak bile kolayca seyahat ediyorsun. İki yıl kadar önceki Bakü seyahatinde bunun keyfini şahsen de yaşadım… Herkes memnun.
Burada ise her şey yasak! Şimdi izin almak için sıraya giren turistik taşımacıların kullan-dığı T izinli 5-8 koltuklu araçlar da kısa bir süre öncesine kadar yasaktı. “Yasal olmayan” şekilde çalışan bu araçlar o kadar yaygınlaştı ki “izin sistemini” korumak isteyenler onla-rı da sisteme dahil etmek zorunda kaldı.
Kişilere hizmet eden araçlara izin vermek yerine belli koşulları yerine getirenlere lisans verme sistemi getirilse şimdi yaşadığımız türden kavgalar da bitecek; koşulları yerine getirenler kamuya rahatlıkla hizmet verirken sonuçta kazanan tüketiciler ve ülkemiz ola-cak. İsteyen taksici olacak isteyen vitocu… Müşteriler tercihlerine ve keselerine göre araç kullanma olanağı bulacak… Müşteri bulabilenler kalacak; kötü hizmet verenler sektörü terk edecek. Öğrenci ve turist adası olarak konumlanmaya çalışan Kuzey Kıbrıs’ta bir yerden başka yere gitmek şimdikine göre çok daha rahat hale gelecek.
Bizim sorunumuz, eskimiş sistemleri yenileri ile değiştirememektir. Dünya giderken Mersin’e; biz gidiyoruz tersine!
Aslında, bugünkü sistem içinde bile ne kadar çok “T izni” verilirse tüketiciler o kadar ra-hat edecektir ama partizanca ve bir seçim rüşveti olarak dağıtılan T izinleri bile geri aldı-rıldı. Siyasiler, kendi korumaları altında güçlendirdikleri belli bir kesimin baskısına daya-namayıp geri adım attılar.
Herkesi korumak veya herkese küçük de olsa bir imtiyaz sağlayarak veya sus payı dağıta-rak onu kendilerine bağlamak, siyasi sistem içinde tutunmaya çalışan siyasetçilerin temel davranış biçimi oldu… Kamuya hizmet etme ilkesini, kişilere hizmet etmekle de-ğiştirdik; sonuç da bu oldu!
Bu gidişe dur diyemezsek sonumuz ne olacak çok merak ediyorum!