Diyalog Gazetesi
2025-06-23 09:26:06

Nükleer silah sahipliği: Hangisi haklı, hangisi haksız?

Hasan ERÇAKICA

23 Haziran 2025, 09:26

ABD uçakları İran’ın nükleer tesislerini bombaladı. Belli ki İsrail’in yaptığı bir “çevre temizliği” idi… ABD saldırısı, hava savunma sistemlerinin İsrail tarafından yok edilmesinden sonra gerçekleşti.
Şimdi, dünyanın adaletsiz bir yer olduğundan söz ediyor; “İsrail’in nükleer silahı varken İran’ın da olmalı…” veya “Türkiye’nin de nükleer silah sahibi olmasının zamanı geldi…” gibi görüşler ileri sürüyoruz.
Lafın bini bir para! Nükleer silah edinmede çifte standart varmış; kimisi haklıyken kimisi haksızmış!
Belki bir de dilekçe yazarız… Biri çıkar ve haklı ile haksızı ayırt eder, olur biter!
Gazze savaşı başladığından beri yazıp duruyoruz: Radikal İslami hareketler bölgemizde İsrail diye bir devletin olmaması gerektiğini savunuyorlar. Kimisi, “olmaması gereken bu devletin” neredeyse bütün Orta Doğu’yu kapsamak istediğini ileri sürerek “savunmacı” bir pozisyon alıyor ama sonuçta İsrail devletini ortadan kaldırma hedefini gizlemiyorlar.
İran’daki Molla rejimi bunlardan biridir. Bu rejim, ülkesinin gelirlerinden çok önemli bir kısmını nükleer silahlanmaya, önemli bir kısmını da Hamas, Hizbullah ve Ensarullah gibi dini-militer güçleri oluşturmaya harcamıştır.
ABD ve İsrail, neredeyse 20 yıldan beri İran’ın nükleer kapasitesini yok etmek veya en azından askeri amaçlarla kullanılmasını engellemek amacında olduklarını söyleyip durmaktadırlar. ABD müzakereden söz ederken İsrail yetkilileri bombalamayı her zaman gündemde tutmaya çalışmışlardır.
İşin bu noktaya gelmesini hayretle karşılamamak gerekiyor. 
Şimdi yaşadığımız olaylarsa, İran’ın nükleer tesis ve olanaklarını korumaya bile muktedir olmadığını açıkça gösteriyor. Nükleer tesislerini korumaya muktedir değilken ve düşmanlarının bu tesislere yönelecek saldırıları bile büyük bir “nükleer tehlike” oluştururken caydırıcı bir unsur olarak nükleer silah bulundurma iddiasında olamazsın. Halkını bu tehlikeye maruz bırakarak nükleer güç olma hakkından söz edemezsin…
Olay bu kadar açıktır: İran, İslami esaslara dayalı devrimini ihraç etmek için güçlenmek isterken nükleer güç olma yarışına girmiştir. Kendi halkının kaynaklarını bu uğurda sorumsuzca harcamış ama kendisinin de “düşman” olarak gördüğü güçlerin saldırısına karşılık bile verememiştir.
Tek kutsal olan şey, “yaşama hakkıdır!”
Mollalar, hadlerini aşarak hem İran halkının hem de bölge insanlarının bu hakkını tehlikeye atmıştır. 
Nükleer gücün İran Mollalarının elinden alınması hepimizi rahatlatacaktır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.