Diyalog Gazetesi
2014-07-21 08:21:25

Ramazan ve Sıla-i Rahim

21 Temmuz 2014, 08:21

İnsan sosyal bir varlıktır, dolayısıyla tek başına değil daima toplum içerisinde yaşamaya mecburdur. Çünkü ihtiyaçlarını tek başına karşılayamaz. Bu vesileyle insanlar toplumda farklı iş ve görevler icra ederler. Bu husus hem yaratılışın gereği hem de birlikte yaşamanın getirdiği bir zorunluluktur. Onun bu özelliği tarih boyunca milletlerin oluşumunda temel itici ve kurucu faktörlerden biri olmuştur. Öyle ki tek başına yaşayan insan, sadece toplumsal gerçekliği olmayan destan ve masallara konu olur. İslam, insan topluluğunu bir bütün olarak ele alır. Çünkü onun vermiş olduğu mesaj evrenseldir. Bir insanın inancı, düşüncesi, işi, dili, ırkı farklı insanlardan oluşan bir toplumda birlikte yaşamanın getirdiği birtakım sorumlulukları, hak ve görevleri de vardır. Bu görev ve sorumlulukların yerine getirilmemesi, temel haklara riayet edilmemesi toplumda birtakım sorunlara yol açar. Yüce Allah, yeryüzünün en mükemmel ve en şerefli varlığı olan insanlar bu sorunlarla karşılaşmasınlar diye her topluma bir peygamber göndermiş ve insanlara rehberlik etmiştir. Peygamberlerin tebliğ ettiği hak dinin amacı; nesli, canı, malı, aklı ve dini korumaktır. Bu hakların korunması amacıyla bazı söz, eylem ve davranışlar haram kılınmış, insan haklarına saygı gösterilmesi emredilmiştir. Bu ilkeler, aynı zamanda bir toplumda birlikte yaşamanın hukukî ve ahlâkî temel unsurlarını da ortaya koyar. Yüce Allah “Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övüp duran kimseleri sevmez.” Ayetinde iki temel görev ve sorumluluk bildirilmiştir; Biri Allah’a ibadet etmek ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamak, diğeri Allah’ın kullarına ihsanda bulunmaktır. Allah’a ibadet; insanın yaratılış gayesidir. Allah’a ibadet edebilmek için; O’na hiçbir şeyi ortak koşmamak, emir ve yasaklarına uymak gerekir. Allah’ın kullarına ihsanda bulunmak, onlara karşı görev ve sorumlulukları yerine getirmek ve onlara saygılı olmaktır. Ayette insanların birlikte olduğu ve özel ilgi gösterilmesi gereken kimseler zikredilmiştir. Bunlar; anne, baba, akraba, yetimler, yoksullar, komşular, eş ve arkadaşlar ile yolculardır. Bunların içerisinde bulunan “Akraba” kapsamlı bir kelimedir. Sayılan kişilerle birlikte olmanın ve sosyal ilişkiler içerisinde bulunmanın getirdiği görev ve sorumluluklar, “ihsan” kelimesi ifade edilmiştir. Anne-babaya ihsan; onlara iyi davranmak, ihtiyaçlarını karşılamak, isteklerini yerine getirmek, hayır dua etmek, kaba ve kırıcı olmamak, onlara “öf” bile dememek, onları azarlamamak, bağırıp çağırmamak, dövmemek, dargın durmamak ve benzeri şekillerde olur. Akrabaya ihsan; ihtiyaçları olduğunda onlara maddî ve manevî anlamda yardım etmek, onları ziyaret emek, iyi ve kötü günlerinde yanlarında olmaktır. Akraba ile ilişkiyi sürdürmek dinimizde “sıla-i rahim” kavramı ile ifade edilir. Sıla-i rahim, farz bir görevdir. Sıla-i rahim, öncelikle aralarında akrabalık ilişkileri olan insanları hedefler ve daha sonra bütün insanlığı amaçlar. Akrabalık farklı şekillerde meydana gelir. Bu ilişki kan hısımlığıyla meydana geldiği gibi, sıhrî dediğimiz, evlilik sebebiyle de gerçekleşebilir. Dolayısıyla akrabalık bağları bu yönüyle daha bir geniş boyut kazanmaktadır. Akraba ile ilişkileri sürdürmek, aile ve toplum hayatının huzur ve mutluluğu için gerekli bir husustur. İnsanların en çok birlikte olduğu ve birbirlerine karşı haklarının bulunduğu insanlar, aile fertleri özellikle eşler ve çocuklardır. İhsanda bulunulması istenen diğer insanlar; komşular, arkadaşlar, yetimler, yoksullar, yolcular, hizmetliler ve işçilerdir. Bunlara ihsan onlara iyi davranmak, maddî ve manevî yardımda bulunmak, haklarına riayet etmek ve saygılı olmak şeklinde gerçekleşir. Ayet ve hadislerde bu konu önemle dile getirilmiştir. Toplum hayatında insanlar, mesken, dükkân, iş, yolculuk ve benzeri pek çok alanda sosyal ilişki halindedir. İnsanın komşularına, arkadaşlarına ve misafirlerine iyi davranması, haklarına riayet etmesi ve saygılı olması temel görevidir. Peygamberimiz (s.a.s.), “Cebrail bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, onu mirasçı kılacak sandım.” ve “Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa komşusuna iyilik etsin.” buyurarak komşulara nasıl ihsanda bulunulması gerektiğini bizlere anlatmıştır. Bu itibarla gerek ekonomik durumları ve gerekse sosyal/itibar düzeyleri, olursa olsun, komşularımıza iyi davranmamız, her şeyden önce onlara Allah'ın bir kulu olarak bakmamız gerekir. Hangi sebeple olursa olsun onları küçümseyici, tahkir ve alay edici bir tavır içine girmemiz İslâm ahlâkı ile bağdaşmaz. Bu bağlamda Irk, renk, dil, cinsiyet, zengin veya fakir olma ve benzeri konularda ayırımcılık yapmak toplumsal barışı bozar. Toplumda insanlar arasında ayrımcılık yapmak adalet ve eşitlik ilkesiyle bağdaşmaz. Dinimiz herkesi Allah’ın kulu olarak görür. Üstünlük, ırkta, renkte, cinsiyette ve varlıklı olmada değil takvadadır. Peygamberimiz bu hususu Veda Hutbesi’nde şöyle dile getirmiştir; “Ey insanlar! Rabbiniz bir, babanız birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Allah yanında en değerliniz en muttaki olanınızdır. Arab’ın Arap olmayana bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.” İnsanının insana üstün olmadığı bu hayatta yakınlarımızla ilişkilerimizi daima sıcak tutmalıyız. Ramazan ayı bu amaca ziyadesiyle vesile olmaktadır. İftar akşamlarında bir araya gelerek bağları güçlendirmek, Yüce Allahın ve rasulünün hoşnut olacağı bir davranıştır. Günümüzde artık yakınlarımızla olan ilişkilerimiz zayıflamakta ve birbirimizden habersiz bir şekilde yaşamaktayız. Dilimize dolanmış olan "nerede o eski ramazanlar" diyerek hayıflandığımız bu davranış aslında bizlerin elindedir. Aile bağlarımızı ve sıla-i rahim sıcaklığını bu vesileyle yeniden inşa etmiş oluruz. Sevgi ve saygı çerçevesinde gönül deryasında yakınlarımızla beraber olmak dünya hayatında yaşadığımız en değerli vakitler olup, vermiş olduğu mutluluk ve huzur tarif edilemez. Ramazan ayını bir fırsat bilip, yakınlarımızı, hastalarımızı ziyaret etmeli, gönül bağımızı koparmamalıyız. 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.