Diyalog Gazetesi
2014-07-16 08:22:08

Ramazan ve Yetimler

16 Temmuz 2014, 08:22

Her sene Ramazan bizlere misafir olur. Bizi değiştirmeye, kendimizle buluşturmaya, yalnızlığımızı ortadan kaldırmaya, yeniden değerlerimizi hatırlatmaya gelir Ramazan. Kendimizi onun şefkatli ellerine teslim etmeli, Ramazanı değiştirmemeli, bizi değiştirmesine izin vermeliyiz. Unuttuğumuz değerleri hatırlatan Ramazan, yalnız kalmış yüreklerimizin pasını atmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı, her Ramazan ayında kaybolmaya yüz tutmuş olan bir değerimizi toplum gündemine taşımaya, bu konuda yüksek bir bilinç oluşturmaya ve dikkatleri bu hususa teksif etmeye çalışmaktadır. Bu yıl seçilmiş olan tema, sadece ülkemizin değil bizim ve bütün dünyanın ihtiyaç duyduğu bir husustur. 2014 yılı Ramazan ayının teması “Kimse Kimsesiz Kalmasın Bu Ramazan ve Her Zaman” sloganıyla toplumda farkındalık oluşturacaktır. Bu farkındalığın temel konusu yetim/öksüz ve evsizlerdir. Gerek ramazanda olsun ve gerekse normal yaşantımızda olsun hiç hatırımızdan çıkmaz, fakat istemeyerek de olsa gerektiği kadar da ilgi gösteremiyoruz. Şiddetin ve savaşın yaşandığı ülkelerde masum çocuklarımız yetim kalmaktadır. Bununla beraber boşanmaların artması, ailelerin parçalanması öksüz ve yetimlerin sayısını arttırmaktadır. Devletler yetimhane kurarlar ama bir yetimin başını okşayamazlar. Tamamiyle manevi bir boşluğun/yalnızlığın/kimsesizliğin içinde kalmaktadırlar. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), “Evlerin en hayırlısı, içinde kendisine iyi bakılan bir yetimin bulunduğu evdir. En kötüsü ise kendisine iyi davranılmayan bir yetimin bulunduğu evdir.” Buyurmaktadır. Onun için hep birlikte yetimlere sahip çıkmalı, şefkatli anne kucağı olmak için sıcak bir yuva özlemi çekenlere karşı üzerimize düşen görevi yerine getirmeliyiz. Gün, kimsesizlerin kimsesi, sessizlerin sesi olma günüdür. Allahu Teâla’nın, kendilerine yumuşak bir kalp ve sürekli şefkati ikram ettiği kimselerde var olan maneviyata susayan boşluğu doldururlar. Zira sevinç pazarlarını, yetimleri barındıran kalplerle birleştiren işte budur. Böylece keder ve mahrumiyetler, üzüntülerden uzak olan birer armağan ve ikram çiçeklerine dönüşürler. Bu bağlamda Maun Suresine ve birçok sureye konu olan yetimlerin İslam Dini açısından ne kadar öneme haiz olduğunu göstermektedir. Surelere konu olan yetimlere nasıl davranılacağı ve hakları açık bir şekilde anlatılmıştır. Öyle ki yetimlere davranış biçimleri adeta iman mefhumuyla bağdaştırılmıştır. Bu davranışların temel unsuru kişinin ahirete olan inancı ve imanı ile sorgulanmaktadır. Buna en güzel bahse konu olan Maun Suresidir. Maun Suresinin 1-2. ayetinde “İşte cezaya inanmadığından dolayı öyle imansız olan kimseler vardır ki yetimi iter, öksüzü zayıf gördüğü ve Allah'tan korkmadığı için insaf ve merhamet etmeyerek iter kakar.” Yine Maun Suresinin 3. Ayetinde yetimlerin hemen akabinde Miskinleri konu edinmektedir. Şöyle ki "Ve miskin, kimsesiz, çaresiz yoksulun yiyeceğine dair teşvikte ve isteklendirmede bulunmaz. Kendisi doyurmadığı gibi, gerek kendi akrabalarından ve gerek diğer vakit ve durumu müsait olanlardan diğer kimselerin bakıp gözetmesi, doyurması için de kayırmaz, bir yardımda, tavsiyede, teşvikte bulunmaz, çaresizlerin halini düşünmez, fakirlere bakılmasına taraftar olmaz.” Ayetlere genel hatları itibariyle baktığımız zaman yüreğinde Ahiret inancını taşımayan insanların ne kadar egoist, bencil bir tutum içerisinde olduklarını görmekteyiz. Bu egoizm tatminkârlığı o kadar kaplıyor ki insanın benliğini, ahiret hayatını yok sayacak kadar gözlerini kör etmektedir. Mahkeme-i kübra da sadece bunun hesabı çok çetin verilecektir. Çünkü Yüce Allah kendisine şirk koşulmasını affetmediği gibi karşısına kul hakkı ile geleni, yetim hakkı ile geleni de affetmemektedir. Yetimin, mazlumun hesabını, hakkını elbet Allah soracaktır ve akabinde alacaktır. Bunun yanı sıra Allahu Teâlâ’nın Kitabında ve Resul’ünün (s.a.v.) sünnetinde yetimin gözetim ve bakım hakkına vurgu yapılmıştır. Dolayısıyla yetime kefil olan kimse, diğer evlatlarına güzel davrandığı gibi yetime de güzel davranmalıdır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, yetimin hakkının gözetilmesiyle ilgili olarak; Müslümanları yetimlerle muamelelerinde günahtan sakındıran ve onların haklarının ihmal edilmesi hususunda korkutan bir emir inmiştir. Zira Peygamberimize (s.a.v.) bu hususta sorduklarında Allahu Teâlâ’nın şöyle buyurmuştur: “Sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki: Onları iyi yetiştirmek, yüz üstü bırakmaktan daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, unutmayın ki onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, işleri bozanla düzelteni bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi de zahmet ve meşakkate sokardı. Çünkü Allah güçlüdür, hakîmdir.” Dolayısıyla bu ayetler, bir taraftan bu tür davranışları sergileyenleri kınarken diğer taraftan da gerçek dindarları yetim ve yoksullar gibi himayeye muhtaç olanları yardım etmeye özendirmekte, ihtiyaç sahiplerine yardım konusunda başkalarını teşvik etmelidir. Gün sessizlerin sesi olma günü ise o zaman hiç “Kimse Kimsesiz Kalmasın Bu Ramazan ve Her Zaman.” Dua ile… 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.