Senelerdir yazıyoruz ama kimse dikkate almıyor. Piyasadaki fiyatlar arz (sunum) ve talep (istek) tarafından belirlenir. Bunların sonucunda fiyat ortaya çıkar. Hiçbir zaman, sabit bir fiyattan söz edilemez.
Arz ve talep, genel olarak piyasa tarafından belirlenir diyoruz ama fiyat anlık olarak bile değişebilir. Sizin mahalledeki market, salatalığı üç TL daha yüksek bir fiyatla satıyor diye beş kilometre ötedeki markete gidip iki kilo salatalık almazsınız, marketin konumu sizi üç TL daha fazla ödemeye razı eder; fiyat da bundan etkilenir. Çok istediğiniz ve size o an gerekli olan bir ürün için düşündüğünüzden daha yüksek bir bedel ödemeye razı olduğunuz da çok olmuştur. İhtiyacınızı zamanında karşılama güdünüz fiyatı etkilemiştir. Bunlar gibi daha yüzlerce değişkenden söz edebiliriz.
Fiyatların bazen bir gün, bazen bir yıl sabit kalması bizi yanıltmasın; fiyat her alım-satım işleminde yeniden oluşur. Fiyat, alım-satım anında gerçekleşen bedeldir.
Bu gerçeği dikkate almadan yapılandırılmak istenen politikaların hepsi de boşa gitmiştir. Kamu yönetimi zaman ve para harcamakla kalmış ve başarısız olmuştur. Ne fiyatları kontrol edebilmiş ne de tüketici refahının yükselmesine katkıda bulunmuştur.
Senelerdir anlatmaya çalıştığımız bu durumu yaşayarak da öğrenmiş olmalıydık ama ne anlatılanları dinleyen ne de yaşananları umursayan var.
Niye dinlesinler veya yaşananları niye umursasınlar ki zaten?
Ne olacak? Yaşananlardan ders çıkararak bunu halkla paylaşsalar onların hayatında değişen ne olacak? Olsa olsa yeniden seçilme şansını kaybedecekler; o kadar!
KKTC’de siyaset kimin ne kadar popülizm yapabildiği ile ilgilidir. Son günlerde yaşanan et fiyatı ve ithalatı tartışmaları da bunu yeniden kanıtlamıştır.
Bugün donmuş et ithalatına izin veren Başbakan Üstel, 2018 yılındaki et fiyatları krizi döneminde ne söylemişti bilmiyorum ama o zamanın Tarım Bakanı Erkut Şahali’nin donmuş tavuk eti ithaline izin vererek bu kararı kahramanca savunduğuna ilişkin haberler dolaşımdadır, okunabilir! Bu haberlerden okuduğumuza göre dün hayvancıların yanında saf tutan eski Tarım Bakanı Şahali, 2018 yılında tavuk eti fiyatlarının yüksek olduğunu ve fiyatın dengelenebilmesi için piyasaya daha fazla tavuk eti sunulması gerektiğini anlatmaya çalışıyordu. Şahali, tavuk eti ithaline izin vererek kırmızı et fiyatlarını dengelemiş olacağını da
vurguluyordu.
Şahali’nin 2018’deki savunması, ekonomi biliminin temel prensipleri ile ne kadar uyumlu değil mi? Keşke bunu hiç unutmasa! Keşke bunu CTP’li milletvekili arkadaşlarına da anlatmaya çalışsa!
“Bizde olmaz” dediğimiz şey tam da budur ama!
Bizde, popülizm yapmadan olmaz! Bizde adam kayırmadan, farklı kesimlerin kısa vadeli çıkarlarının sözcüsü olmadan politika yapmak da olmaz!
Hükümetler değişir; eski bakanlar muhalefet sıralarına yerleşir ve kendilerinin yapmaya çalıştıklarının tam tersini gönül huzuru ile savunurlar… Bizde politika işte böyle yapılır!
Tam da bu yüzden, yıllar akıp gitmiştir ama hiçbir sorun çözümlenmiş değildir! Politika böyle yapıldığı sürece de çözümlenmeyecektir!
Hayvancıların eylemlerine destek veren politikacılar, dar grup çıkarlarının savunuculuğunun ve popülizmin nasıl yapılacağının güzel bir örneğini sergiliyorlar!