Tatar’ın ekibi, strateji değiştirmeye çalışıyor!

Cumhurbaşkanı Tatar’ı yeniden seçtirmek isteyen ekiplerin dağınıklığı gün gibi ortaya çıktı. Seçim sürecini yönetemiyorlar!
Ellerinde geniş olanaklar olduğunu biliyoruz. Kamu olanaklarını dağıtmaktan çekinmi-yorlar. Bu dağıtımı, kendi amaçlarına uygun yapmayı beceremedikleri için her hareketleri aleyhlerine olmaya başladı. Kendileri yapıyor; kendileri bozuyorlar. Kendi arkadaşları veya daha önce kendilerine oy vermiş olan insanları isyana sevk ettiler!
Seçimi Kıbrıs sorununa ilişkin bir yarışa döndürmeyi denediler; onu da beceremediler! Erhürman’ın Kıbrıs sorununu belli prensiplerle ele alma yaklaşımı, CTP seçmeni olma-yan kitlede bile ilgi gördü. Rum tarafının belli açılımlar yapmaması halinde bırakın çö-züme ulaşmayı müzakerelere bile başlanmayabilecek olması; buna karşılık uluslararası camia üzerinde etkili olma olasılığı herkesi cezbediyor. Bunu öngörüp önlemini alma becerisini ortaya koyamadılar.
Şimdi yeni bir arayış içindeler… Türkiye’den gelen kampanya ekibinin liderleri, belli başlı kanaat önderlerinin peşine düştüler; ne yapabileceklerini soruyorlar. Atı alan Üsküdar’ı geçti ama onlar strateji değiştirmeye; yeni bir at bulup peşlerine düşmeye çalışıyorlar.
Strateji dediğin öyle bir şey değil ki… Bir sorunu, konuyu veya bizzat hayatını nasıl sürdü-receğinin esaslarını peşinen düşünmek ve belirlemek demektir. Genel olarak, “belirle-nen hedefe ulaşmak için izlenecek yol” olarak tanımlanır. Yolu şaşırmamak için önce-den iyice çalışmak gerekir!
Tatar ve ekibi, seçmenlerin oylarını alabilmek için nasıl bir yol izlemeleri gerektiği konu-sunda hiçbir bilgiye sahip değillermiş gibi hareket ediyorlar. Anladığım kadarıyla Tatar’ın propagandasını yapmakla görevlendirilmiş kişiler de görevlerini yapıp, paralarını almak üzere Türkiye’ye dönecekleri günü iple çekiyor olmalılar: Bitse de gitsek! Arada bizim için bir-iki küfür sallıyorlarsa da hoş görmek gerekiyor!
Buna karşılık Erhürman, bu seçime yönelik stratejisini daha 2020’den önce belirlemiş gibi bir izlenime sahibim… Kimileri kızsa da 2020 seçimlerinde söyledikleri, özellikle Akıncı ile farklılıklarını hoş bir şekilde ifade etmesi daha geniş kitlelerin desteğini alma-sını sağlıyor. Dikkat etmişseniz, aradan geçen beş yıllık sürede en ağır eleştirileri bile göğüslemiş ve “stratejik duruşunu” değiştirmemiştir. 
Gerisi teferruattır… Kimle konuştuğunuz, hangi köyü ziyaret ettiğiniz gibi şeyler her kam-panya ekibinin kolaylıkla planlayarak önünüze bir program olarak koyacağı şeylerdir. Stratejik duruş ise doğrudan adayın kendisine ait olmak zorundadır. Kimden nasıl yarar-lanılacağını, hangi konuşma çerçevesine bağlı kalınacağını bizzat adayın kendisi belir-lemek zorundadır. Sonradan fark edilecek zayıflıkları, bugünlerde örneğini bolca gördü-ğümüz “geri dönüşler” ile gidermek ne yazık ki mümkün değildir. 
Seçmen kararını verdikten sonra, onu kararından döndürecek depremler yaratmak hiç-bir kampanya ekibinin harcı değildir!