“Üç kararsız” tanımlamasını sevdim. Başta Serdar Denktaş olmak üzere Mehmet Harmancı ve Kudret Özersay’ın dahil olduğu üçlüyü böyle bir sepete koymak yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimini izlemeyi ve anlamayı kolaylaştıracaktır.
Serdar Denktaş, babasının yerini almak istiyordur ama gerekli potansiyeli biriktiremediğinin veya uygun konjonktürü yakalayamadığının da farkında olmalıdır. Zaman zaman yaptığı akıl dolu radikal çıkışlar toplumda olumlu izlenimler bırakmış olsa bile seçmenler topluluğu bunu değerlendirecek durumda değildir. Milliyetçi gelenek içinden geldi ama onların istediği türden bir “milliyetçi” olamadığı da ortadadır. Sağdaki adaylık sorunun çözüm adresi olamadı. Soldan gördüğü “dostça ilgi” de adaylık için yeterli değildir.
Serdar Denktaş, bu durumuyla Tatar’ın kampanyasını yürütenleri rahatsız etmeyi başardı. Aday olmaması ve Tatar’ı desteklemesi karşılığında ne istediği bile soruldu. Yanıtı netti: “Aday olmasam bile Tatar’a asla oy vermem…” Kapıları tam olarak kapatmak için TV programına çıktı ve bu tavrını açıkça ortaya koydu. Serdar Denktaş, adını vermeden de olsa Tufan Erhürman’a destek olacak bir söylem tutturacak sanırım. Birlikte hükümette oldukları dönemde Başbakan Erhürman’dan gördüğü saygıyı iade etmek isteyecektir diye düşünüyorum.
Kudret Özersay, yolsuzluklara karşı kararlı bir mücadele sürdürüyor. Mülkiyet sorunu konusundaki önerileri ile de gündem yaratmayı başardı. Cumhurbaşkanı olabilse çok iyi işler başarabileceğine kuşku duymuyorum. Buna karşın arzuladığı potansiyele ulaştığı söylenemez sanırım. Yılmaz bir çabayla biriktirdiği potansiyeli Cumhurbaşkanlığı seçiminde harcamaması gerekir.
Tatar, Özersay’ı yanına çekmeye çalışıyor. Mülkiyet konusundaki görüşlerini dinlemek için davet etti ve şık bir görüntü oluşturdu. Bunun bir iş birliğine dönüşmesi için Tatar’ın yapması gereken daha çok şey var: Özersay’ın görüşlerine itibar etmesi, bu görüşler doğrultusunda hareket etmesi ve bunu devam ettireceğine dair güvence vermesi gibi şeyler… Özersay’ın geçmişte yaşananları unutması için dua etmesi de gerekecektir tabii. Zor! Özersay’ın beklediklerini yapmaya kalkışırsa daha başkalarının tepkisine neden olacağını biliyor; yapmayacak ve idare etmeye çalışacak!
“Üç kararsızların” en önemlisi Mehmet Harmancı’dır aslında… Belediye Başkanlığı sonrasında daha etkin bir siyasi konuma hazırlık olarak Kıbrıs sorununa dahil olmak istiyor ve Erhürman’ı desteklemek karşılığında müzakereci olmaya çalışıyor.
Onun penceresinden baktığımız zaman “neden olmasın” diyebilirsiniz ama seçilmesine yönelebilecek itirazları minimize etmeye, CTP seçmeni dışında kalan makul insanlardan alabileceği oyları ise artırmaya çalışan Erhürman, buna yanaşmayacaktır. Böyle bir ittifakın Erhürman’a getirisinden çok götürüsü olacağı aşikardır.
Harmancı’nın bağımsız veya TDP adayı olarak sahneye çıkması mümkündür tabii… Bu noktada önemli olan, Kıbrıs sorununa bakışını yaratıcı ve etkili bir şekilde dile getirirken ikinci tura kalmaması halinde Erhürman’a destek vereceğine dair mesajlar vermesidir. Böylece, seçim sonrasındaki iş birlikleri için yollar açık tutulabilecektir.
Seçim yaklaşıyor… Şimdi ısınma turları atılıyor ama bu turlar da önemli… Siyasi aktörler bu turları da doğru kurgulamalı ve kendilerine yakışanı yapmalı…
Siyasi etkinlikleri buna bağlı!
“Üç kararsızlar”, seçimi nasıl etkileyecek?
Paylaş