Kuzey Kıbrıs’ta işler iyi gitmiyor...
Türkiye’nin akıttığı milyarlara karşın ciddi sorunlar yaşanıyor…
Yüksek binaların inşa edildiği İskele bölgesinde itfaiyenin üst katlara yetişecek merdiveni bulunmuyor…
Girne limanına gelen TIR’ların içinde nelerin olduğu bilinmiyor…
Böylesi kritik bir yerde x-ray cihazı olmadığı için ülkeye kaçak insanlar, silahlar ve uyuşturucu sokuluyor…
Sivil Savunma’nın personel eksikliği giderilmesi için yapılan uyarılar dikkate alınmıyor…
İskele’de 3 binanın çökmesi durumunda dördüncüsüne müdahale edilemeyeceği belirtildiği halde, bu önemli konu gündemin üst sıralarına çıkamıyor…
Lefkoşa-Girne anayolu çökme noktasına geldi…
Yenilenmesi şart ama kaynak yetersizliği var…
Polis hala trafik denetimlerinde uyuşturucu kontrolü yapamıyor…
Sıralayacak olursak daha birçok sorun vardır…
Hemen her yerde, her sektörde sıkıntı vardır...
Yaratılan kötü sistem sayesinde insanlar ‘çıkar yarışına’ sürüklenmiş, dost ve arkadaşların yanı sıra, aileler birbirine düşürülmüş...
Özellikle de seçim dönemlerinde inanılmaz kırgınlıklar yaşanıyor...
Küçük köylerde bile insanlar kutuplaşıyor...
Başka ülkelerde böyle mi oluyor?..
Başka ülkelerin insanları ‘çıkar kavgasına’ sürüklenerek bizdeki gibi kapıştırılıyor mu?..
Menfaat vaatleri ile aileler arasında bile kırgınlıklara yol açacak sinsi politikalar yürütülüyor mu?..
Elbette değil...
Sürekli seçimle olmuyor
Batılı ülkelerde vatandaşın siyasetle ilgilendiği tek gün seçim günüdür...
Herkes olgun bir şekilde sandığa gider ve oyunu kullanır...
Hiç kimse seçim öncesinde, taraf tutma konusunda tehdit edilmez...
Edilemez de...
Tehdit ağır bir suçtur...
İftira da öyle...
Peki KKTC’de nasıl bir demokrasi var?..
İhbarsız grev hakkı...
Küfür serbestliği...
İftira kampanyası...
Siyasi parti rozetine göre makam?..
Böylesi bir yapının bizleri iyiye götürmediğini anlamış olmalıyız...
Öyleyse; daha fazla zaman harcamadan yanlışları ortadan kaldıracak adımlar atmalıyız...
Kıbrıslı Türkler; ne istediklerini, nasıl bir yönetim, nasıl bir demokrasi arzuladıklarını ortaya koymalıdır...
Umutsuzluk çöküşü hızlandırır
Bir kısım insanımız, yaşanan sıkıntılardan bunalmış olduğu için “olsun da nasıl olursa olsun” diyerek, bugünkü çıkmazlardan kurtuluş yolunun çözüm olduğunu düşünüyor...
Bir kısım insan ise ‘her şeye rağmen’ KKTC’nin yaşatılmasından yana...
Önce çözüm seçeneğine bakalım...
Nasıl olursa olsun mantığına göre gidilirse, tek egemenlik Rumlarda olur...
Türkiye’nin garantörlüğü sulandırılır...
Kıbrıslı Türkler; bir anda 1974 öncesinden daha da kötü bir duruma düşer...
Korkunç bir göç dalgası yaşanır...
Önümüzdeki iki seçenekten biri de KKTC’nin devamıdır...
Rumlara güvenmeyen insanlar, ikinci seçenek üzerinde durdukları takdirde, ciddi bir endişeleri vardır...
O da KKTC’nin yetersizliği ve yönetim beceriksizliğidir...
Bu şekilde gider mi?..
Asla gitmez...
Hasan Nuri 2 Gün Önce
Kimsenin Tanımadığı ve Tanımayacağı KKTC Cumhuriyetini Türkiye’nin bile Tanıtabilmesi mümkün değildir ! Bayraklarla ve milli nutuklarla KKTC’nin 42 İkinci yıl dönümünü kutladığımız KKTCnin Uluslarası Toplum tarafından 152 yıl sonra bile Tanınmayacağı ise kesindir ! BM- BMGK - AB ve Dünyanın Tanımasını yasakladığı ve Ambargolar koyduğu AB Toprağı KKTCyi Dünyada hangi Ülke Tanıyabilir ki ? Gerçekleri ne zaman görüp de Türkiye’nin yıllardır gönderdiği Milyarları bile Ayakta tutmaya yetmediği KKTC gerçeklerini görebileceğiz acaba ? Her geçen gün Çemberin daha da daraldığı ve daha da kötüye giden KKTC ile sadece Maaş ödeyebilmekle kaç yıl daha gidebileceğiz acaba ! Tüm Sektörleri batmış Pahalılık Ulaşımsızlık ve Çevre Kirliliği ile Elektriğin her geçen gün yok olduğu KKTCde TURİZM’i de maalesef yerle bir ettik ! YATIRIMCI ve TURİSTİN gelmediği bir Ülkemin ne hayırı olabilir ki ! Yeni Emlak alımlarının durduğu İnşaat Sektörümüzde de yarın İflaslarin yaşanacağı Bir Ülkeye Hangi YATIRIMCI gelmek istesin ki ! Bu güne Kadar KKTC diyerek kendi kendimizi Kandırmaktan başka ne mi yapabildik ! Bu Soruyu Külliyemizde bizleri yöneten şahinlerimize sormamız gerekmiyor mu yani ? Maliyemiz Bu ay yine Yerel Bankalarımızın Borç kapılarını zorlamaya geliyor ! Maaşlar Maaş artışları, 13’ler Ek mesailer ‘ Örtüluler Örtüsüzler Müşavirler Para Bekliyor ! Yaşasın sonsuza dek TRNC !
Öz 2 Gün Önce
Olursa olsun mantığında ‘Egemenlik’nasıl Rumlara gidermiş? 1960 anlaşmasında egemenlik Rumların mıydı?Egemenliği garantörler belirliyordu. Şimdi BM kararlarında 2 bölgeli, 2 toplumlu, 2 kurucu devlet tanımı varken, siyasal eşitlik ve garantörlükler kırmızı çizgimizken hangi egemenlik Rumlara gidecek? Olursa olsun bir anlaşma hiç olmadı. Olacak olan da bellidir.İki toplum devletinin kendi kendini yönettiği çok zayıf bir federasyon. Çözüm budur.