Kimi siyasetçiler, sosyal medya araçlarından şikayetlerini doruğa çıkardılar. MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Sosyal medyanın kökü kazınmalı” demiş… Ona kalsa, “yarım saatin içinde sosyal medyanın hepsini kapatacakmış.”
Bahçeli’nin etkisi kendini Kuzey Kıbrıs’ta da gösteriyor. Kahve konuşmaları Facebook’ta yer bulmaya başladı ya, başta YDP Genel Başkanı Arıklı ve ailesi olmak üzere bazıları bundan “fayda” çıkarmaya çalışıyorlar. Tatar leyhine yapılan paylaşımların altına küfür dolduğundan şikayet ediyor ve rakiplerini kötü göstermeye çalışıyorlar.
Arıklı, sosyal medyayı bir “linç aracı” olarak tanımlamıştı zaten ama gerçek linç olaylarının sosyal medyayı yasaklamaya kalkışan Nepal’de yaşandığını görmezden gelir duruma düştüğünü de fark etmemiş olamaz. Nepal’de artan yoksulluk ve yolsuzlukların körüklediği başkaldırının yayılmasını istemeyen hükümet sosyal medyayı yasaklamaya kalkıştı ve gerçek bir isyan ile karşı karşıya kaldı. Yolsuzlukla suçlanan kimi bakanlar ve israfla anılan eşleri, gerçekten linç edildiler; görüntüler yine sosyal madya aracılığı ile dünyaya yayıldı ve ibretle izlendi.
Sosyal medya, hayatımızın çok önemli bir parçasıdır. Onun varlığını dikkate almak zorundasınız. Sosyal medya, artık en önemli sosyalleşme aracıdır; eski zamanın kahvehanelerinin yerine geçmiştir. Bugün, modern kafelere bile internete bağlanarak sosyal medyada gezinmek için gidenlerimiz o kadar çoktur ki kafeler yaygınlaşmalarını ve iş yapmalarını da buna borçludurlar.
Eski zamanda, askeri sıkıyönetimler kahvehaneleri bastılar, arama yaptılar ama kapatamadılar. Kapatmanın doğuracağı tehlikeleri göze alamadılar.
Günümüz iktidarları halkın vergilerini halka karşı kullandı ve klasik medya organları satın alarak iktidarın manipülasyon aracına indirgedi. Sosyal medya, insanlara bu manipülasyondan kurtulma olanağı sunuyor. Bu olanağı sundukça da yaygınlaşıyor; yasaklama girişimleri isyanla karşılanıyor.
Vudalı olmanın verdiği alışkanlıkla dalga geçmeye çalıştığım zamanlar oluyor ama sosyal medya paylaşımlarımda küfür kullanmam… Benim gözlemime göre Erhan Arıklı da iyi bir kullanıcıdır; dalga geçmeyi de iyi bilir. Onunla karşılıklı yazışmanın eğlenceli tarafları da oluyor.
Sosyal medyanın özgürlükçü, öğretici ve eğlenceli yanlarını görmezden gelerek bazı ağır ifadeleri küfür olarak nitelemeyi ve şikayetçi olmaya başlamayı, “kamuoyu desteğinin yitirilmesinin bir sonucu” olarak algılamak gerekiyor. Devlet olanaklarını kullanarak her türlü gerilimi yarattıktan sonra ağır ifadeleri küfür kabul ederek mazlumu oymaya kalkışmaksa iyi bir açıkgözlük örneğidir. Bununla kamuoyu desteği sağlamaya çalışmak ise boşuna bir çaba olmaktan öteye gitmeyecektir.
“Yürü be hollo işine” demek küfür değildir; itirazdır.
Önerim; bu ifadeleri küfür saymayan kişilerle iletişim kurmanız ve bu tür söyleyişleri hoşgörü ile karşılayacak siyasi liderlerle çalışmanızdır.