banner564

Anayasa Mahkemesine süpürülen

Yüksek Mahkeme Başkanı Sayın Narin Ferdi Şefik’in Meclisin yasa çalışmalarında,  Anayasaya özen göstermesi gerektiğini vurguladığı açıklaması çok önemli idi.
Peki bu nereden icap etti? Özellikle siyasette meydana gelen kısırlık, popülizmi daha ilkelleşmiş bir şekilde öne çıkarttı. Önüne ardına bakmadan Anayasaya, yasalara uygun olmayan karar ve uygulamalar Bakanlar Kurulu kararları ile alındı. Buna şimdi de Meclisin Anayasaya uygunluğu ciddi tartışma kaldıran yasa çıkartması da eklendi. Seçimlerin gündeme girmesi ile oy uğruna bu tartışmalı yasalar da çıkarılmaya başlandı. 
Bunun ne denli sakıncalı olduğu, yakın zamanda çıkan sağlıkla ilgili yasalardan bellidir. Büyük umutlarla çıkartılan söz konusu yasa, Anayasaya aykırı bulundu.
Bundan ders alınacağına, arkasından devlette çalışan geçicilerin kadrolanması ile ilgili yasa Anayasaya uygunluk tartışmaları içinde oy çokluğu ile Meclisten geçti. 
Bunun arkasında ise polislerin 25 yıldan emekli olmaları ile ilgili yasa, Meclise sevk edildi. Bu yasa ile ilgili olarak, Başsavcılığın bunun Anayasaya aykırılığı ile ilgili görüşü de Meclise sevk edildi.
Bu yasalar ile ilgili olarak maalesef Meclis, bunları Anayasal uyum açısından ciddiyetle ele alıp, bu yanlarını düzenleyecek çalışma yapmadan tümünü Meclisten geçirdi. 
Süpür
Bu olduktan sonra ne gerçekleşiyor? Hali ile Cumhurbaşkanının  bu yasaları imzalaması lazım.  Ancak orada bununla ilgili hukukçular, tüm tartışmaların ışığında bunların Anayasal uygunluğunu da ele alır. Kuşku varsa, bu kez orası da konunun Anayasaya uygunluk bakımından değerlendirilmesi için yasayı Anayasa Mahkemesine görüş almak için yollar.
Anayasal yanı tartışmalı yasalarda Cumhurbaşkanlığı bu yolu tutuyor. Sağlık Yasasında bu oldu. Şimdi Geçici Personelin Kadrolanması Yasası için aynı sorun var.  Gündeme giren Polis Yasası da aynı soruna aday. 
Yani Meclis, Anayasaya uygunluğu tartışmalı yasaları, “önüne ardına” bakmadan ya oy çokluğu ile ya da oy birliği ile popülizmin doruklarında geçirip, sorunu Cumhurbaşkanlığının kapısına süpürüyor. 
Cumhurbaşkanlığı da Anayasaya uygunluk incelemesi için Meclisin kendi önüne süpürdüğünü bu kez oda,  Anayasa Mahkemesine önüne süpürüyor. 
Bu konuda iş bunlarla da sınırlı değildir. Eğer Anayasaya uygunluğu tartışmalı olan yasalar, bu süreçlerden geçerek yasalaşırsa, o zamanda da konu ile ilgili itirazı olan kesimler  tarafından mesele  Anayasaya aykırılık iddiası ile dava açılarak  Anayasa Mahkemesine götürülür.
Kısacası Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Narin Şefik’in gayet kibarca yaptığı eleştiri yerindedir. Siyasetin popülist uygulamalar için yasa, kural ve Anayasal zemini göz ardı ederek yaptığı uygulamalar, sonuç itibari ile mahkemelerin önüne iş yükü getirmektedir. Bunun sonucunda da siyaset hiç bir diyet de ödemeden hem insanların umudu ile oynayıp oy almakta, hem de  sorunlar çözülmeden durmaktadır.  Bunun sorumlusu da popülist söylemle Anayasa Mahkemesi olarak gösterilmektedir. 
Bunun nedeni ise açıktır.  Değerler yerine artık çıkarlar öne geçmiştir. En acısı da, yıllardır değerler için mücadele eden kesimlerin, siyasal, sendikal veya sivil toplum alanında olsun, çıkarlar yönüne doğru dönüş yapmış olmasıdır. Oy hesabı veya fayda açısından değerleri es geçmek, genel bir yaklaşım olmuştur.  Yargı şu ana kadar bu yanlışa uymadı. Bunu korusun.
YORUM EKLE

banner471

banner474