Seçim dönemlerinde hemen tüm partilerden ‘reform’ vaatleri dinledik...
Birisi kamuda reform yapacağını söyledi, diğeri sağlıkta ve eğitimde...
Kamuda reform ne anlama gelir?..
Devlet dairelerinin daha verimli çalışması...
Vatandaşa hizmetlerin artırılması...
Mesai saatlerinin yeniden düzenlenmesi ve daha çok iş üretilmesi...
Özellikle Avrupa ile uyum sağlanması...
Sağlıkta reform ne anlama gelir?..
Tam gün uygulamasına geçilmesi...
Hastanelerin daha verimli hale getirilmesi...
Vatandaşlara daha iyi, daha kaliteli sağlık hizmetlerinin sunulması...
Eğitimde reform?..
Tam güne geçilerek, öğrencilere daha iyi bir eğitimin verilmesi, daha başarılı olunması…
Peki bunlardan hangisi başarıldı?..
Hiçbiri...
Kamu çalışanlarını daha verimli hale getirmek yerine; siyasi çıkarlar uğruna istihdamlar yapıldı...
Mesai saatleri konusunda daha kötü bir düzenlemeye gidildi...
Verimlilik artırılmadı...
Tam tersi hizmetler daha da geriledi...
İstatistiki bilgiler üç, beş ay geriden geliyor…
Ayrıca güvenilir değil…
Netice itibarıyla reformların hayata geçirilmesi bir tarafa, mevcut durum daha da kötüleşti…
Kuzey Kıbrıs gibi küçük ülkelerde zaten ‘reform’ sözcüğünü kullanmak bile mantıksızlıktır...
Burada olsa olsa ‘ufak, tefek düzenlemelerden’ söz edilebilir...
Sağlığı ve eğitimi tam güne çekmek, kamuda verimliliği artırıcı önlemler almak ‘ufak, tefek dü-zenlemeler’ sınıfına girebilir...
Reform sözcüğünü büyük ülkelere bırakalım...
Dersler yapılmadı, tatil süresi kısaltılmadı
Eğitimde reform yaparak ‘tam güne’ geçilmesini beklerken, depremlerden sonra yaşananlar, çocukların geleceğine vurulmuş en önemli darbelerden biridir…
Yarım gün eğitim dahi alamayan öğrencilere, yaz tatilini kısaltarak ‘ek ders’ verilmesi gerekirken bu da yapılmadı…
Milli Eğitim Bakanlığı ile sendikalar her zaman zıtlaşırken, tatil konusunda ‘uzlaşıya’ vardı ve uzun yaz tatili onaylandı…
Böylesi bir eğitim uygulamasıyla, bilgili, kültürlü ve başarılı insan yetiştirmek mümkün değildir…
Son zamanlarda artan şiddet olayları, boşanmaların yanı sıra, aşırı alkol, sigara ve uyuşturucu tüketimi, eğitim ve kültür alanında yaşanan gerilemenin bir sonucu değil midir?..
Kuşkusuz; bu duruma gelinmesinde sadece siyasetin değil, ailelerin de ciddi sorumlulukları vardır…
Şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle adaylar sadece dış politikada değil, iç sorunlarla ilgili açıklamalar yapıyor, vaatlerde bulunuyorlar…
Anayasamıza göre; Cumhurbaşkanı’nın içteki icraatlarla ilgisi yoktur…
Peki, Anayasada yer almıyor diye, ülke yararına öneride bulunan ve teşvik edici davranışlar sergileyenleri engelleyecek bir güç var mıdır?..
Elbette yoktur…
Öyleyse; yeni dönemde bunu hayata geçirmelerini istiyoruz…
41 Kere MaşAllah KKTCde kim demiş ki Reform yapılmadı diye ! Dalında kalan Narenciyeyi kurutma Reform’u ‘ Üretimi İhracatı yerle bir etme Reform’u ‘ Turizmi Yatırımcıyı yitirme Reform’u ‘ Sahte Ehliyetler Taksiciler Reçeteler Diplomalar Zeytin yağlar Reform’u ‘ Farelere Harnup Reform’u ‘ Elektrik ile Su Reform’u ‘ Uyuşturucu ve Tetikçiler Reform’u , Silah Ruhsatları Dağıtma Reform’u ‘ Malına gelen Rumlar Tutuklama Reform’u ‘ Öğrenci Çocuklarımıza Konteyner Reform’u ‘ İnsan Kaçakçılığı Reform’u ‘ Çevre Kirliliği ile Çevreye Lağım Suları dökme Reform’u ‘ Ormanlarımızı yakıp Doğayı yok etme Reform’u ‘ İlaçsız Doktorsuz Sağlık Sistemi Reformu ‘ Enflasyon ve Pahalılık Reformu ile KKTCde Yönetim Reformu Yapabilen başka hangi Ülke vardır ki !