banner564

Ankara ziyareti, Vedat Muriç ve irade

Cumhurbaşkanlığı seçimi olağanüstü şartlarda yaşanıyor. Geçtiğimiz salı akşamı tüm adayların katılacağı bir TV programı organize edildi. Pandemi şartlarında herkes bundan memnun oldu. Ancak son anda kendisi de aday olan Başbakan Sayın Tatar, oturum başlamadan oturuma katılamayacağını ve aynı saatlerde Ankara’ya gidip Sayın Fuat Oktay ile görüşeceğini açıkladı. Sayın Tatar, “Sırtında yumurta küfesi taşıdığını” söyledi.
Arkasından, Ankara’da Sayın Fuat Oktay’la görüştükten sonra açıklama yapıldı. KKTC’ye 117 milyon TL’lik destek katkısı yapılacak!  Bu hiç şık olmadığı gibi doğru da olmadı. Evet, Türkiye’nin Kıbrıs Türklerine desteği çok önemli ve değerlidir. Bu destek, siyasi ve ekonomik olarak bu topraklarda var olmaya çalışan bu toplum için önemlidir. Ancak bu desteğin kendi varlığı, demokrasisi, iradesi ile ekonomik temelini güçlendirmeye katkısı olursa anlamı olur. Fakat bu şartlarda maalesef bu destek biçimi bunlara katkı sağlamıyor. Bu Türkiye sevgisini oy avcılığı mertebesine indirgemek gibi oluyor.
 Gerçekte Sayın Tatar dahil bu seçime katılan tüm adayların ve siyasi güçlerin sırtında bir büyük yumurta küfesi var. Bu ise bu adanın Kuzey yarısında yaşayan tüm insanların ve toplumun adanın bütününde ve bölgede söz sahipliğinin var olduğu konusudur. Ancak bu sırtta var olan “yumurta küfesinin” içindeki yumurtaların önemli bir kısmı, demokrasi ve irade yumurtasıdır. Eğer o küfenin içinde demokrasi ve irade yumurtaları yoksa veya onlar kırılırsa, bilin ki o küfenin ağırlığı kalmaz. Küfenin içinde kalan diğer yumurtalar, yalnızca para ve ekonomik menfaatse, o küfenin ağırlığı kalmaz. Zira yaşadığımız ekonomik kriz nedeni ile o 117 milyon TL yalnızca seçim için bir göz boyamadan başka bir şeye yaramaz. 19 Ekim’den sonra döviz krizi ile birleşen pandeminin yıktığı ekonomik değerler yüzünden 2021’de bütçe açığı gerçekte, 2 milyar TL’nin üzerinde olacak. 
Ancak seçim; sırttaki o küfedeki demokrasi ve irade yumurtalarının kırılmasına yol açarsa bu Türkiye sevgisi ve adada Kıbrıslı Rumlar kadar söz sahibi olma ve kendini yönetme iradesi olan bir halk var temeline zarar verir. Bunu, 117 milyon TL ile de tedavi edemezsiniz.
Ne acıdır ki hala dün yaşadıklarımızdan ders çıkartmadık. 1997’de DP- CTP koalisyonu % 200 enflasyon yaşandıktan sonra, dönemin Türkiye Hükümetinin Kuzeye aktardığı 250 milyon dolarlık destek paketi eşliğinde yıkıldı. Yerine UBP- DP Hükümeti kuruldu. Bu adım UBP’ye 1998’de seçim kazandırdı. Olayın diğer siyasi senaryosu, 2000 deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Rahmetli Denktaş’a karşı alternatif aday olgusunu beslemek idi. Ama bu adım o senaryoda yaramadığı gibi, Kuzey Kıbrıs’a ve Türkiye’ye en sorunlu dönemi, 1998-2003 arasını yaşattı. Bankalar krizi, ekonomik çökme, içte kaos. Dış politikada ise, 1999’da Güneyin çözüm olmadan AB üyesi olmasını Helsinki Zirvesini kabul ederek benimsenmek darbesi gibi. Bu, iki tarafın en milliyetçi kesimlerinin iktidarında kabul edilmek zorunda kalındı.  Neden? Kuzeyde yaşayan insanların sırtında taşıdığı yumurta küfesinin içindeki demokrasi ve irade yumurtalarını, para ile kırmak adımı yaşandığı için. Artık bu işler usanç verdi ama hala ders çıkmıyor. 
Fenerbahçe usta oyuncusu Vedat Muriç’i 17,5 milyon Eoro’ya İtalya‘ya transfer etti. Bu para, bugünkü kur ile 160 milyon TL dolayındadır. Seçime 10 gün kala seçmenin iradesini etkilemek için gündeme getirilen 117 milyon TL’dir. Yani irade, Vedat Muriç’ten daha mı değersizdir? Türkiye sevgisini,  demokrasiyi ve iradeyi para sesi ile zedelemeyin. Yapmayın. Kısa günün karı, zararı büyütür.  

YORUM EKLE

banner608

banner474