banner564

Anlaşıldı! UBP, seçim olmadan “birlik” olamayacak!

Polis Yasası’nda değişiklik yapılmak istendi. Gerekçe olarak, Polis Genel Müdürlüğü ve yardımcılıklarına yapılacak olan atamalarla ilgili seçeneklerin çoğaltılması gerektiği açıklandı. Bazı hallerde bir kişiye özgü olan, bazı hallerde iki kişi arasından seçim yapılmasını gerektiren durum böylece aşılmış olacak; atama yetkisine sahip olanlara daha fazla seçenek sunulmuş olacaktı.
CTP milletvekilleri bu değişikliğe karşı çıktılar ama esas olarak Ulusal Birlik Partisi grubu içindeki direniş, bu yasa değişikliğinin yapılmasını engelledi.
Yasa değişikliğinin gerekli olup olmadığı bir anlayış meselesidir: Kiminiz, atayıcılara fazla seçenek sunmak iyi değildir diye düşünürken; kiminiz seçenekler ne kadar fazla olursa seçimlerin isabetli olması şansı artar diyecektir. Kiminiz, genel müdürlerin nasıl atandığı belli, bunun bizimle ilişkisi bile yok da diyebilir!
Oysa bu yasa değişikliğinin ele alınış sürecinde yaşananlar Ulusal Birlik Partisi’ndeki “iç çekişmenin” hala dinmemiş olduğunu gösteriyor. 30 Haziran tarihinde sezonun son oturumunu yapan KKTC Meclisi’nin bu yasa değişikliğini gerçekleştirmesi, üç UBP milletvekilinin “direnişi” nedeniyle engellenmiş oldu.
Biz olayın ayrıntılarını öğrenmeye çalışırken UBP kurultayında Üstel’in karşısına aday olarak çıkan Lefkoşa Milletvekili Hasan Taçoy, bu değişikliğe karşı olduğunu kamuoyuna net bir şekilde duyurdu. Taçoy, değişikliğe “parti hiyerarşisi” içinde de karşı çıktığını açıklarken, siyasal tavrını partisini yıpratacak şekilde ileri götürmeye de çalıştı.
Bir milletvekilinin görüşlerini “parti hiyerarşisi” içinde ifade edip savunması elbette asli görevidir. Ne var ki, parti organlarının aldığı kararlara uyması da beklenir. Organ kararlarına uyulmayacaksa “partide bir arada bulunmanın” hiçbir anlamı kalmaz; her siyasi etki sahibi kişinin, “ayrı bir parti” sayılması gerekir. 
Kaldı ki Taçoy, “polis müdürlerinin atanmasını siyasileştirmemek gerekir” diyerek iktidarda bulunan partisinin siyasi liderliğine güvensizliğe katkı yapmış da oluyor.
Taçoy’un bu tavrı, kurultay sürecinde kendini destekleyen iki milletvekili tarafından daha desteklendi. 
Bunun “kriz” demek olduğunu siyasetle ilgilenen herkes bilir!
Şimdi UBP içinde konuşulan budur. Kurultay yarışında Üstel’den yana tavır aldıkları halde Hasan Taçoy’a bakanlık verilmesini ve parti içindeki yarışın ayrılığa dönüştürülmemesini savunanlar vardı. Bu gelişmeden sonra, onlar da Taçoy için bakanlık arayışından vazgeçtiler sanırım. Bu gelişmelerden sonra parti kararlarına uymayacaklarını açıkça göstermiş olanlarla gerçek bir hesaplaşmanın genel seçimde olacağını söylemekse kehanet olmayacaktır. 
Belli olan bir şey vardır: Ulusal Birlik Partisi, genel seçim yaşanmadan “birlik” olamayacak! 
Ve bu ilişki böyle giderse Arıklı’nın dediği “erken genel seçim” kaçınılmaz olacaktır.

YORUM EKLE

banner608

banner474