banner564

Anlaşılır gibi değil

   Kuzey Kıbrıs’ın son 49 yılda neden ileri gidemediği veya neden gerilediği üzerinde çok yazılar yazıldı, çok sözler söylendi...
   Dolayısıyla bugün eskilere veya başarısızlığın nedenlerine değil; çöküş karşısındaki sessizlik veya vurdumduymazlık üzerinde durmak istiyoruz...
   Nedir bu?..
   Son yıllarda elektrik konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığımızı bilmeyen yoktur...
   Jeneratörlerin yetersizliğini, kullanılan yakıtın zararlarını, filtresiz santralden yayılan tehlikenin boyutunu herkes biliyor...
   Buna karşın hiç kimse kılını oynatıp da bir çare üretmiyor...
   Durum böyle olunca elektrik kesintileri kaçınılmaz oluyor...
   İnsanlarımız bu çağda “elektrikler ne zaman gelecek?” diye hayıflanıyor, çaresizliğin verdiği stresle yatağına giriyor...
   Kış gecesinde karanlığın korkusuyla uyumak istemiyor...
   “Ya kapıya birisi gelirse” diyerek gözlerini kapamaktan korkuyor...
   Bunun nasıl bir kabus olduğunu düşünebiliyor musunuz?..
   Psikolog patlamasının yaşandığı bir ülkede, bu kadar ağır travmayı tedavi etmek kolay mıdır?..
   Var mıdır bunun tedavisi?..

Siz nerelerdesiniz 

   Ülkemizde sürekli hükümet krizlerinin yaşanması, bir yılda 4 Başbakan’ın görevlendirilmesi, 4  kez Bakanlar kurulu oluşturulmasını ve yüzlerce üst kademe yöneticisinin değiştirilmesini de ‘ağır bir travma’ olarak yorumlayabiliriz...
   Fakat siyasette yaşanan bu travmaları görmezden gelen sivil toplum örgütlerine ne demeli?..
   Onlar da mı  travmanın etkisinde?..
   Bir ülkede saatlerce elektrik kesintisi karşısında sesini çıkarmayan ekonomik örgütlere ne demeli?..
   Onlar da  bu olanları “kader” olarak mı yorumluyor?..
   Yoksa kişisel çıkarlar zedelenmesin diye mi suskunluğu tercih ediyorlar?..
   Sanayide, küçük işletmelerde, her yerde elektrikler kesildiği zaman ekonomi ağır bir darbe yemiyor mu?..
   Elektriği bir günde üç kez kesilen vatandaşın elektronik aletlerinin bozulması, ekonomik açıdan büyük bir zarar değil midir?..
   Milli servetin bu şekilde yok olup gitmesine seyirci kalmak mıdır doğru olan, yoksa kişisel çıkarları bir kenara bırakıp olaylara ülke sorunu açısından bakarak ortaya çıkmak mıdır?..
   Doğrusu ülkenin ve halkın çıkarlarını korumaksa bu örgütlerin yöneticileri  günlerdir neden suskun kalıyor?..
   Onların kişisel varlıkları, elektrik sorununu bir şekilde aşmaya yeterli olabilir...
   Ama bizim sorunumuz halkın ve ülkenin sorunudur...
   Ülke karalığa gömüldükçe bileceğiz ki; her açıdan tehlike içinde olacağız...
   Bir zamanlar nasıl ki en milliyetçi yöneticilerimizi Rum hastanelerine mecbur etmişsek...
   Çok yakın bir gelecekte ekonomik gücümüzü de birilerine teslim edeceğimizi aklımızdan çıkarmamalıyız...
   Bundan sonra yaşanacak sorunların tek sorumlusunun siyasiler olmadığını da bileceğiz...
   Onlar kadar ekonomik örgütler ve ilgili diğer sivil toplum örgütleri de yaşanan ve yaşanacak olayların sorumlularıdır...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

KKTC’yi getirdiğimiz noktada seçenlerimiz de seçilenlerimiz de maalesef Hepimiz suçluyuz ! Batırıp talan edip mahvettiğimiz Ülkemizde bugün Suçlu aramak Yumurta mı yoksa tavuk mu? Misali birilerini suçlu bulabilmek mümkün değildir ! Kurduğumuz düzen ile Yönetilenler , yönetenler örgütler veya örgüt olmayanlar da dahil hepimiz suçluyuz ! Uluslararası Hukuk dışında ganimet düzeni ile yaşamaya alıştığımız KKTC ancak bu kadar gidebilir ! Yarınlar mı ? Allah Sonumuzu Hayır Eylesin !!

Turkish power
Turkish power - 1 yıl Önce

Üstadım içiniz rahat olsun elektrikte TC ile enterkonnekte sistem sağlıkta birleşme gecitkaleye hava üssü geliyor bu da istemezukcu mr oze kapak ola

banner471

banner474