banner564

Anlaşılmaz bir durum

Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü, her iki toplum açısından ‘bazı hususlarda’ sıkıntı vericidir...
Yeni müzakere sürecinin hazırlıkları sürerken, artık gerçekleri daha ciddi bir şekilde tahlil etmeliyiz…
Kıbrıslı Türkler açısından en önemli sorun ambargolardır...
Doğrudan uçuş olmadığı için Larnaka’yı kullanamayanlar açısından seyahatlerde ‘aktarma’ sıkıntısı yaşanmaktadır...
Dıştan turist getirenler bunun sıkıntılarını yaşadıkları için hedefledikleri rakamlara bir türlü ulaşamadılar...
Ulaşmaları da mümkün değildir…
İşte o yüzden, yeni bir müzakere sürecinde Maraş’ın yanı sıra Ercan’a uluslararası uçuşların ‘bir şekilde başlatılması’ ele alınmalı ve bir sonuca varılmalıdır… 
Ulaşım dışındaki ‘ambargo’ iddialarımızın çok ciddi bir yanı yoktur...
Mesela spor ve sanat ambargoları...
İyi yetiştirilmiş çok sayıda sporcumuz varmış gibi bazı ideolojik kesimlerin sık sık bu konuya sarılmaları ve “gençlerimiz, çözümsüzlük yüzünden uluslararası müsabakalara katılamıyor” demeleri artık insanlarımızın dikkatini çekmiyor...
Şimdiki durumda Japon Kralı’nın huzurunda konser verebilen minik sanatçılarımızın olduğunu da unutmamalıyız...
Devletin bu tür konulara ayıracak bütçesi olmadığı halde kişisel gayretler ve Türkiye’nin yardımlarıyla bazı sorunların aşılabildiğini inkar edemeyiz...
Kıbrıslı Türkler açısından bir başka şikayet konusu da yaşam standardının kötü olmasıdır...
Yollar, parklar, aydınlatma, trafik düzeni, kaldırımlar, üretim kalitesi, denetimli gıda satışları gibi...
Fakat; yıllardan beri kuzeyde yaşadığımız bu tür sorunların bir tek sebebi vardır...
O da kötü yönetim...
Yani suçu çözümsüzlükte aramak yerine kendimizde aramamız gerekiyor...
Türkiye’nin gönderdiği paraları başka amaçlarla kullanıp, modern bir mezbahanın 12 yılda bitirilmemesi veya işletmeye açılmamasının sorumlusu çözümsüzlük olabilir mi?..
Türkiye’nin, 5 yıl kadar önce 100 milyon TL kaynak ayırmasına karşın yolların bakımı, onarımı ve genişletilmesi için proje üretemeyen bizler değil miyiz?..
İki tane istimlak sorununu dahi partizanlık uğruna çözemeyip, ondan sonra “bu yaşadıklarımız çözümsüzlüğün bir sonucudur” demek ne kadar inandırıcıdır?..

Adli olaylar

Kadına şiddet, çocuk ve kadın tacizleri, hırsızlık, soygun ve yolsuzluk olaylarının artması hepimizi üzüyor...
Bunların asgariye indirilmesi için polisin çok daha etkin bir konuma getirilmesi gerektiğini bıkmadan, usanmadan savunuyoruz ve yetkilileri uyandırmaya çalışıyoruz...
Ayrıca mahkemelerin daha hızlı bir şekilde çalıştırılması için en ciddi uyarıları yapmaya devam ediyoruz...
Ne var ki; geçerliliğini yitirmiş yasalar değiştirilmediği sürece bu sıkıntılar son bulmayacak...
Daha da artacak...
Gerekli önlemleri almak ve suçlarla ciddi bir şekilde mücadele etmek yerine “Çözüm olmadan bu sorunlar düzelmez” demenin inandırıcı bir yanı yoktur...
Üstelik güneydeki vaka sayısı kuzeyden daha fazladır…
Ülkesini ve halkını seven herkesin önceliği, bu küçük ülkede adaletsizliklerin üzerine yürümek, çürümüş yasaları değiştirmek ve üretken bir toplum yaratmak için reformları hayata geçirmek değil midir?..
Peki bizler bunu neden başaramadık?..
Kendi kendimize sormalı ve yanıtını bulmalıyız…
İyi haftalar…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hilmi yavuz
Hilmi yavuz - 3 yıl Önce

Dunya sorun dolu Bizde sorunlar pire ayagi kadar kucuk ama cigliklarimiz debrem hissi veriyor.Asiya,.Ruhsal asiya ihtiyacimiz var

banner608

banner474