Barış Harekatı’ndan 9 yıl sonra ir devlet kurduk 15 Kasım 1983’te...
“Yaşatıp, yücelteceğiz” diye ant içtiler Meclis’te...
Peki sonrasında neler oldu?..
Başbakanlar, bakanlar, mebuslar, başkanlar seçildi...
Ama bu devleti yaşatacak ve yüceltecek yasalar meclisten geçirilmedi...
Hemen her konuda boşluklar bırakıldı...
Devleti ve milleti koruyacak önlemler alınmadı...
Örnek mi isterseniz?..
Fırsat buldukça değişik örnekler veriyoruz...
Bugün de apartman yaşamından söz edelim...
Yeni evlendiniz ve eşinizle birlikte bir apartman dairesi kiraladınız...
Ya da satın alarak borç altına girdiniz...
Bir sabah uyandığınızda, baktınız ki üst kattaki dairenin tuvaletindeki çatlaktan sızan pis sular sizin daireye akıyor...
Bu durumda ne yaparsınız?..
Önce üst kata çıkıp, orada yaşayanlara durumu anlatır “bak komşu bu sorunu çözün” dersiniz...
Komşu size, kiracı olduğunu ve bu sorunu mal sahibi ile konuşacağını söyler...
Mal sahibi “ben yapamam” deyip, topu kiracıya atar...
Kiracı da bunu kabul etmez...
Yeni evli çiftin çocukları dünyaya gelir ama bu sorun bitmez...
Üst kattaki adam tuvalete çıkar, pislikleri aşağıdaki kata akar...
Çocuğunun hastalanmasından korkan alt kattaki adam kapı kapı dolaşmaya başlar...
Önce belediyeye gider...
Belediyedeki memur kendisine “biz ancak ihtar gönderebiliriz, tamirat yapılmazsa o zaman da mahkemeye veririz” der...
Bekle babam bekle...
Mahkeme iki yıl mı sürer, üç yıl mı bilinmez...
Adam telaş içinde bu kez Çevre Bakanlığı’na gider...
Kendisine, yerel yönetimlerden sorumlu olan İçişleri Bakanlığı’nın yolu gösterilir...
Bu kez İçişleri’ne gider, ama orada da sorun çözülmez...
Kendisine ‘yasal eksiklikten’ söz ederler...
Kaldı mı ortada?..
Üst kattaki kiracının pis atıkları alt kattaki komşunun banyo-tuvaletine akmaya devam ediyor mu?..
Ediyor...
Belediye çözüm üretebiliyor mu?..
Edemiyor...
İlgili bakanlıklar herhangi bir yol gösterebiliyor mu?..
Gösteremiyor...
Sadece yasal eksiklikten söz edebiliyor...
Peki kim çıkaracak bu yasayı?..
Parlamento mu?..
Parlamento yılın yarısını tatilde geçiriyor...
Diğer yarısında boş koltuklara konuşmalar yapılıyor…
Peki üst kattan akan pisliklerin içinde yaşamaya devam eden insanlar bu devlete nasıl güvenecek?..
Nasıl sağlıklı bir evlat yetiştirecek?..
Bu soruların yanıtını bizlere kim verecek?..
Evet; bir devlet kurduk...
Ama temelsiz bina üzerimize çökmüş de bizler bunun farkında değiliz...
Ganimet çılgınlığı ile 200bin Rum’dan kalan zenginlikleri bugüne kadar har vurup harman savurduk geleceğe yönelik ne bir Plan Program ve Yatırım yapabildik ! Bizim olmayan Rum mallarını gelene gidene dağıttık ve SATTIK elimizde son kalan Rum mülklerini ise Ruslara İranlılara satmakla yolun sonuna geldik !
Kırk Yıldır yaşadığımız Lale Devrimin de sonuna geldiğimiz kesindir ! SPOİLT CYPRUS’a çevirdiğimiz Ülkemize bir zamanlar Avrupadan İngiltere’den dolu dolu gelen TURİST’leri arar olduk ? Çöplük içinde ve tutulacak yeri maalesef kalmayan KKTCde TURİZMİ Üretimi ve Ekonomiyi yerle bir ettik ? Bugün nüfus artışı ve Altyapı yetersizliğinden Lağım Suları ile yaşamaya terk edilen Kıbrıslı Türkler için söyleyebileceğimiz tek şey BETERİN de BETERİ vardır diyen bir Atasözüdür !!