banner564

Artık bir karar verilmeli

  Narenciye üreticisi yıllardır kan ağlıyor...
  Ürettiği ve sattığı ürünün bedelini zamanında alamayan bu insanların önemli bir kısmı banka faizlerini ödeyemez duruma geldi...
  Özellikle Güzelyurt’taki üreticilerin bir de gelecek kaygısı vardır...
  Her müzakere sürecinde onlar yeniden göç ve işsizlik korkusu yaşamaya başlıyorlar...
  Bölgedeki patates üreticileri için de aynı durum söz konusudur...
  Onlar da narenciye üreticileri gibi ürettiklerini satamıyor ya da sattıkları ürünlerin bedelini zamanında alamıyor...
  Elde ettikleri gelirlerle, bahçelerine yeterince bakım yapamıyor, aile mensuplarının ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geliyor...
  Sadece ev ve bahçelerini terk etme kaygısı bile, bu insanların sağlıklarını olumsuz yönde etkiliyor...
  Çok sayıda insan hastalıklarla boğuşuyor...
  Kimisi erken yaşlarda hayatını kaybediyor...
  Ne var ki; ülke yönetenlerin ve sivil toplum örgütlerinin gündeminde ekonomik sorunlar yoktur...
  Onların gündeminde sadece kamudaki maaş tartışmaları ve bitmek bilmeyen grevler vardır...
  İhmal edilmiş bölgeleri ekonomik açıdan canlandıracak plan ve programlar yoktur...
  Yazık ve günah değil mi?..
  Müzakerelerin yeniden başlayacağına ilişkin haberler karşısında “Acaba ne olacak?” diyenler sadece Güzelyurt’ta oturanlar değildir…
  Hemen herkeste bir gelecek kaygısı vardır…
  Bir kesim “Ya bu defa da olmazsa” diyerek, ülkede yeni gerilimlerin yaşanacağını düşünüyor…
  Bir kesim de “Ya bu kez olursa bizi nereye gönderecekler?” diye endişe ediyor…
  O nedenle bu kez kesin bir karar verilmelidir…
  Ya kalıcı bir çözüm ya da iki ayrı devlet…
  Kalıcı çözüm olacaksa güvenliğimizin ve siyasi eşitliğimizin sağlanması şarttır…
  Cumhurbaşkanı Akıncı’nın sık sık vurguladığı bu iki başlığın bizler için hayati derecede önemi vardır…
  Kalıcı bir çözüm konusunda uzlaşı sağlanamıyorsa; o zaman iki toplum arasındaki ilişkilerin gelişmesini sağlayacak, karşılıklı ticareti artıracak önlemler üzerinde durulmalıdır…
  Hatta bir saldırmazlık anlaşması imzalanmalıdır…
  Böyle olursa Kıbrıslı Türkler yeni bir gerilimden endişe duymaz…
  Kıbrıslı Rumlar da Türk ordusundan korktuğunu söylemez…
  Rum basınında iddia edildiği gibi 28 Eylül’de New York’ta üçlü bir zirvenin yapılması halinde, tarafların bir sonraki adım için net pozisyonları da ortaya konmalı ve halk bunu bilmelidir…
  İyi haftalar… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Op.Dr.İlkan Ertuğ
Op.Dr.İlkan Ertuğ - 5 yıl Önce

Bizleri temsil eder gibi yapan Cumhurbaşkanları,bir türlü bu işleri düzeltemediler.Rumlar alma derdinde,Bizi temsil eder gibi olanlar da verme derdinde olmuşlar.

banner471

banner474