Nüfusu 5 bini bulan Boğazköy’de cami, okul ve mezarlığın bulunmaması gerçekten garip bir durumdur…

   Bunun bir çaresi olmalı!!!
   Ama çare buluncaya kadar önce bu şanlı köyümüzü KKTC haritasına bir güzel işleyelim…
   Sonrasında cami önünde para toplar mezarlığını yaparız…
   Şimdi ülkenin tek sorunu Boğazköy mü?..
   Elbette değil…
   Mesela eski adıyla kahramanların köyü Yenağra…
   Şimdi adıyla Nergisli…
   Bu tarihi köyümüzde yaşayan bir genç anlatıyor…
   Önce onu dinleyelim:
   “Evliyim ve bir çocuğum var…”
   Allah bağışlasın…
 “  Yatak odama 5 metre mesafede ağıl var”…
   Ne güzel…
   İçinde 45 tane kuzucuk…
   Dışkı kokusundan uyuyamaz hale geldiklerini söylüyor…
   Belediye Başkanı da bu gencimizi dinliyor…

Kısmet ayağına gelmiş

   İşte sorumlu kişi burada…
   Haydi, çöz bakalım bu küçücük meseleyi…
   Ağılları, yaşam merkezinin dışına çıkarmak zorunlu bir görev değil mi?..
   Belediye Başkanı alıyor mikrofonu ve başlıyor anlatmaya…
   “Maalesef bu konuda yetki Kaymakamlık ’ta” diyor…
  Kırsal belediyelerde yetkinin çok sınırlı olduğunu söylerken, ağıl sahibine kesebilecekleri cezanın sadece 5 TL olduğunu ifade ediyor…
   Görüyorsunuz değil mi?..
   Bu ülkede 40 yıl önce kurulan ‘düzencik’ aynen devam ediyor…
   Her yıl hükümet değişiyor, bakanlık, mebusluk, müdürlük, müsteşarlık kavgaları yapılıyor…
   Ancak ülkeyi düzlüğe çıkaracak yasalar geçirilmiyor…
   Görev ve yetki karmaşası yüzünden bir ağıl sorunu dahi çözülemiyor…
   Ve ağıl sorununu dahi çözemeyen bu siyasiler, 24 Haziran’da yerel seçimler için yoğun bir hazırlık yapıyor…
   Adaylıklar konusunda partili partilisine kırdırılıyor…
   Bir köyde aynı partiden 3 kişi aday gösteriliyor…
   Aklın alabileceği bir şey değil…
  
Peki ne yapmalı?

   Müşavir ve gece kulüpleri meselesi bittiğine göre artık bir yerden işe başlanmalı…
   Kapanan gece kulüplerine alternatif olarak ‘masaj salonları’ mantar gibi çoğalmadan…
   Ve bu kez ‘masaj çalıştayına’ yoğunlaşmadan birkaç ‘soruncuğu’ çözelim yani…
   Ağıl cezasını 5 TL’den 500’e çıkarmak gibi…
   Ne dersiniz?..
   Bunun için de ‘katmanlarla’ uzun süreli toplantılar mı yapmalıyız?..
   Yoksa kulağı tutup çekmeli miyiz?..
   Hayırlı günler…