banner564

Asgari ücret dedikleri!

Asgari ücret tespiti için taraflar her toplantıya oturduklarında ve “miktar şu kadar, hayır bu kadar” düellosu başladığında otomatik olarak piyasalarda, çarşıda yukarılara doğru meydana gelen oynamaları bir kez daha yaşadık.
Nedir bu asgari ücret? Dört kişilik bir ailenin bir ay içinde temel ihtiyaçtan sayılan maddelere harcadığı tutardır diye tanımlanır ama yalan!
Asgari ücrete tek bir pencereden bakmamak lazım, çok yönlü ele almak şart!
Devlet asgari ücretin armasıyla ellerini ovuşturmaya başlar. Zira asgari ücret birçok verginin matrahını, trafik cezalarının uygulanmasına konudur.. Kasasına girecek meblağların hesabını yapar.
Bazı işverenler arasından bazıları asgari ücrette yapılan oynamalardan etkilenmeyecek cesamettedir. Bazı iş çevreleri işçi azaltarak fırtınayı atlatmaya yönelmektedir. Bazı küçük ölçekli işletmeler ise kepenklerini kapatmak, asgari ücretin artmasının ertesinde batma noktasıyla yüz yüze gelmektedir. Bunların durumları acınacak düzeydedir.
Çalışan emekçi kesime gelince!
Gerçek anlamda mahkum edildiği asgari ücretle dört, belki de daha fazla bakmakla mükellef olduğu ailesini aç bırakmamak için mücadele edenler yanında, asgari ücretin oynamasına eyvallah çekenler de vardır.
Bu eyvallahcı kesimler asgari ücret başlığı altına evine üç, dört hatta daha da fazla meblağları getirerek hiç vergi ödemeden güller gibi geçinen takımdır.
Tırnak içinde “yatları, sarayları olanları da unutmamak lazımdır!”
Bunlar bu toplum içinde hiç te azımsanmayacak kadardır.
İşte devlet bütçesine gelir artırıcı aktörler ararken sahneye koyması gerekenlerden bazıları da bunlardır.
Devlet, devlet bu konuda o kadar pasiftir ki, asıl vergi vermesi gerekenler dururken kepenk kapatmakla yüz yüze kalanlarla uğraşmaktadır.
“Bir eli yağda, bir eli balda” olup ta devlete “ucundan azıcık” vergi veren o kadar çok insan var ki, şaşarsınız!
                                               ***
Gelelim asgari ücret meselesine, vatandaşın birleştiği nokta şu, asgari ücreti 25 bine bile çıkarsalar, piyasa denetimi olmadığı sürece artışlar vatandaşın yaşam standardına herhangi bir katkısı olmayacak verilen miktarlar vurguncuya, tefeciye yarayacak. 
Türkiye de binlerce ürünün fiyatları sabitlendi, Bu önlemler karşısında marketçiler ya fiyatları dondurdular ya da geriye çekme durumunda kaldılar. Bu küçük ülkede benzer uygulamalara gitmek bu kadar mı zor?
Halkının sömürülmesine zemin hazırlayan davranışlar içinde piyasada denetim yapmaktan aciz kalmanın, düşünüyorum da acaba gerçek sebebi ne?

YORUM EKLE

banner608

banner473