Pandemi süreci devam ederken Covid-19 vaka sayıları da günden güne artmakta ve daha da kötüsü Covid-19 kaynaklı ölümler de artmaktadır. Önümüzdeki günlerde bu sayıların azalmayacağı ve artarak devam edeceği endişesi herkes ürkütüyor.
Geçtiğimiz haftanın önemli konularından biri de PCR ve Antijen testlerinin herkese ücretli olması oldu. Bakanlar kurulunun almış olduğu bu karar tüm kesimlerin tepkisine neden oldu. Ben de alınan bu kararın pratikte pek de uygulanabilir olmadığını düşünenlerdenim. 
Öncelikle testlerin ücretli olması aşıyı özendirmek için, sadece aşısız olanlardan PCR veya Antijen ücreti alınacağı duyuruldu. Ancak uygulamanın bu şekli bile birçok soruyu yanıtsız bırakıyor.
Eğitim sektöründe yaşanan kayıplar ortada iken ve Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı yaklaşan 2021-2022 öğretim yılı için yüz yüze eğitim ile okulların açılacağını duyururken, “aşılanmamış öğretmenler ve öğrenciler için de testler ücretli olacak mı?” sorusu bizleri düşündürmektedir. Aşı yapmak istemeyen öğretmenler böylesi mali uygulamayı ekonomik olarak karşılayabilirler belki ama asgari ücretli bir çalışanın çocuğu bunu nasıl karşılayabilir? Hem de asgari ücretlinin çalıştığı yerdeki test ücretini de kendisinin karşılayacağını düşünürsek ve hatta bu asgari ücretlinin okula giden birden fazla çocuğu varsa testlerin ücretli olmasının pratikte birçok karmaşaya yol açacağı açıkça ortada.
Geldiğimiz noktada Covid-19 salgınının uzunca bir süre daha hayatımızdan çıkmayacağını hepimiz kabullendik. Dolayısıyla hepimiz salgın risklerini göz önünde bulundurarak ve gerekeli tedbirleri alarak hayatımızı devam ettirmek zorundayız. Bu gerçeklik ışığında okulları da daha fazla kapalı tutma lüksümüz olmadığı herkesin malumudur. Çocukları gelişimi, sağlığı ve geleceği için Covid-19 salgını ile mücadele etmeyi öğrenmek ve yüz yüze eğitime devam etmek zorundayız.
Pandemi süreci bizlere öğretmiştir ki Covid-19 kronik rahatsızlığı olan kişilerde daha etkili olmaktadır. Sağlıklı bireyler pozitif olmalarına rağmen süreci atlatabilmektedirler. Dolayısıyla eğitim sektöründe yüz yüze kesintisiz bir eğitim arzuluyorsak, sektör içinde olan bireylerin ciddi bir sağlık taramasında geçmelerini sağlamak ve bünyesi zayıf olan kişilerin tespit edilip önlemlerin alınması gerekmektedir. Yüz yüze eğitime devam edecek olan sağlıklı bireylerin de okula geliş-gidişleri ve okul sınırları içerisindeki alınacak tedbirler konusunda çeşitli iletişim araçları ile bilgilendirilmelidirler.
Okullarımız açılmadan toplumsal bağışıklık hedefimize ulaşmalıyız. Bunun için ise vakit kaybetmeden aşımızı olmalıyız. Kaybedecek bir günümüz, yok sayabileceğimiz bir öğrencimiz dahi olamaz. Eğitimin devamı, geleceğimizin teminatı ve en büyük önceliğimizdir. Çarkların dönmesi, öğrencilerin geleceğe hazırlanması her türlü önlemlerin alınması gerekmektedir.

Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.