banner564

Aslında tanınıyoruz ama kötü yönlerimizle

  Küçük ülkemizde hırsızlık, soygun, uyuşturucu, cinayet, cinsel taciz ve tecavüz, tehdit ve şiddet gibi olaylar sürekli artıyor...
  Trafik kazaları, AB ortalamasının 4 kat üzerindedir...
  Yeni Cezaevi’nde 700’den fazla mahkûm ve tutuklu var…
  Koğuşlarda yer kalmadığı için, yargıçlar ‘tutuklu yargılanma’ konusunda karar veremez duruma geldi…
  Bu durumu bilenler, kötü amaçlarını gerçekleştirebilmek için daha da cesaretlenirler…
  Hepimizin görebildiği bu gerçekleri, siyasilerin neden göremediğini anlamakta zorlanıyoruz…
  Hâlbuki yapılması gerekenler bellidir…
  İlk adım, ceza yasalarının güncellenmesi ve ağır suçlara daha ağır cezaların verilmesidir…
  İkincisi de polis sayısıyla birlikte denetimlerin artırılması… 
  Denetimlerin artırılması, kötü niyetliye korku; endişe içindeki vatandaşa ise güven verir...
  Son zamanlarda polis tarafından belirli aralıklarla gerçekleştirilen ‘Huzur Operasyonları’ sırasında ortaya nelerin çıktığını görüyoruz...
 Öyleyse bu operasyonların artırılması gerekir...
 Operasyonların artırılmasıyla birlikte polisin dik durmasını sağlayacak önlemler alınmalıdır...
 Polis dik durmuyor mu?
 Son zamanlarda maalesef polisin şahsında devleti de yere vuruyorlar...
 Polis ceza yazmaya kalkıştığında tekme, tokat yere düşürüp, ölümle tehdit ediyorlar...
 Uyuşturucu veya trafik suçluları bu ülkede polisi yere vurmaya başlamışsa, devletin bizzat kendisi ayakta duramaz hale gelmiş demektir...
 Bu son derece tehlikeli bir gidişattır ve hiç gecikmeksizin önlem alınmalıdır... 
  Bazı insanların tercihi ‘suya, sabuna’ dokunmamaktır...
 “Böyle gelmiş, böyle gider” diyerek, zamanlarını doldurmak isterler...
 Vatandaşların beklentilerini yerine getirmediklerinde, personel yetersizliğini veya araç-gereç eksikliğini öne sürerler...
 Ama bu tür yönetim alışkanlıkları artık değişmelidir...
 Bırakın gençleri, 11 yaşındaki çocuklarımızı uyuşturucu belasının içine sürükleyenlere fırsat vermeyecek önlemler süratle alınmalıdır...
 Bu konuda daha fazla zaman kaybetmeye tahammülümüz yoktur...
 Vatandaşın ciddi bir bunalım içinde olduğunu anlamak zorundayız...

Trafik ürkütüyor

 Ülkemizde en önemli sorunlardan biri de trafiktir...
 Yollar, bariyerler, ikaz işaretleri, sürücü hataları, sürat, alkol ve daha birçok sorun vardır...
 Bu ülkede kırmızı ışıkta durmayan sürücü yoktu...
 Şimdi kırmızı ışıkta duran sürücü sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır...
 Kırmızı ışık yandıktan sonra sürücülerin yola devam etmesi hem tehlikeye davetiye çıkarmaktır, hem de yeşil ışıkta geçemez durumda bırakılan diğer sürücülere karşı bir saygısızlıktır...
 Öyleyse caydırıcı girişimlere ihtiyaç vardır...
 Bir yer hariç; trafik ışıklarında kamera sistemi olmadığına göre; bunun tek yolu trafik denetimlerinin ve cezalarının artırılmasıdır...
 Bir yandan ‘statüko sürdürülemez’ diyerek, sabah, akşam AB üyeliği istemek, diğer yandan AB’de ağır hapislik öngörülen suçları bizde serbest bırakmak çelişkinin en bariz örneğidir...
 Çözüm olsun veya olmasın, Kıbrıslı Türklerin ‘AB standartlarında’ bir yaşam sürebilmesi için gerekli önlemler ivedilikle alınmalıdır...
 Geldiğimiz noktada partisel veya kişisel çıkarların hiçbir önemi ve geçerliliği yoktur...
 Önemli olan halkın ve devletin çıkarlarıdır... 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 11 ay Önce

Sayın Akar, KKTCyi getirdiğimiz bugünkü haline hiç de üzülmeyelim ? Yeni mega projelerimiz ile kahraman Liderlerimizin izinde KKTCnin sabırla bir Singapur olacağı günü merakla bekleyeceğiz ? Muhteşem yeni Ercan’a Hindistan , Norveç, İngiltere , Çin ve Suudi Arabistan gibi Ülkelerden direk uçuşlar başlatacağız, Uçak bilet fiyatlarını Güney Kıbrıs’ın da altına çekip İhya olacağız ,
Yeni mega Külliyemizde Dünya Liderlerini ağırlayıp Yatırımcı Cenneti bir KKTC olacağız ,
Güney Kıbrıs ile Geçiş kapılarını kapatıp KKTCyi yeniden ilan edeceğiz !
Bu gün parasızlıktan dökülen ve fakirleşip yoksullaşan KKTC için neden üzülmeyelim ki ?
Tünelin ucunda gördüğümüz ışık SİNGAPUR’dur ?
FOR ever TRNC

Öz
Öz - 11 ay Önce

Cezaların yetersiz kalmasının, asayişi sağlayamamanın sebebi statüko sürdürülemez, diyen ve AB üyeliğini isteyenler mi? Sapla samanı karıştırmak buna denir. Uyuşturucuyu bu ülkeye sokanlar kimlerdir? AB isteyenler mi?Ya Polisleri dövenleri bu ülkeye sokanlar mı AB isteyenler? Mafyaya izin verenler statüko sürdürülemez diyenler mi?
Çevreyi kirleten, devlet olanaklarını eş dost yakına dağıtanlar AB destekleyenler mi? Trafiği, sağlığı, eğitimi berbat edenler statüko sürdürülemez diyenler mi? Enflasyonu azdıranlar AB isteyenler mi? Bütün kötülüklerin sebebi ABni istemek mi? Statüko sürdürülemez, mutlaka, hemen Çözüm ve AB diyenler bu ülkeye gerçekten seven AB standartlarında yaşamak isteyenlerdir. Ülkeyi bu hale getirenler ise, AB vatandaşı olan K/Türklerinin , Avrupa Birliğine, ülkesi ile birlikte katılmasına, engel olanlardır. AB ülkesinde, AB vatandaşları olarak biz, askıda olan AB muktesebatının kalkmasını istiyoruz.

banner608

banner474