banner564

Atarlar, yıkarlar, korkmazlar

   Her yıl seçim yapmada ve hükümet değiştirmede bir numarayız…

   Dünyanın hiçbir ülkesi bizimle bu konuda yarışamaz…
   Ocak ayındaki genel seçimlerde 388 aday vardı…
   Pazar günü yapılacak belediye başkanlığı, meclis üyeliği, muhtar ve aza seçimi için 2 bin 671 kişi yarışacak…
   Seçmen sayısının 191 bin olduğu küçücük bir ülkede 3 bine yakın aday çıkıyorsa, o ülkenin en büyük hastalığının ne olduğunu anlamakta zorluk çekmezsiniz…
   Her yıl bir seçim…
   Seçim sonrasında bakanların, müdür ve müsteşarların değişmesi…
   Hükümetin rengine göre bakanlıklarda çalışanlara ‘ayar’ yapılması…
   Böylece kırgınlıkların, devlete olan güvensizliğin artması…
   Sevgi, hoşgörü, dayanışma yerine; kavga ve rekabet hırsıyla ‘hesaplaşma’ cesaretinin artması…
   Devlet kasasının boşalması…
   Ekonomik önlemlerin ertelenmesi…
   Yatırımların ihmal edilmesi…
   Ve daha bir sürü olumsuzluk…

Ya memleket meselesi

   Ama diğer yandan ülkede yaşanan birçok olumsuzluğa karşı etkin önlemler alınamıyor…
   Özellikle de çevre konusunda…
   Belediye ve muhtarlık seçimine giderken, önceki gün Bellapais’in ünlü restoran işletmecilerinden Selim Yeşilpınar’ın sosyal medyadaki paylaşımını sizlere de aktarmak istiyorum…
   Bakın ne diyor:
   “Çevre dairesi ve Girne belediyesine çağırımdır. Resimlerde görünen şirket arabası belli ki bir evden ücret karşılığı topladığı evsel atıkları Ozanköy-Balabayıs arasındaki boş bir araziye boşaltıp ayrılırken çevre sakinleri tarafından önü kesilerek boşalttığı çöpleri tekrar ayni kişiye toplattırmışlardır. Buradaki endişemiz bu çöplerin bir başka boş araziye atıldığıdır. Bu şirket ile ilgili gereğinin yapılacağını ümit ediyoruz.”

Adanın en muhteşem yeri

   Bellapais; Kıbrıs’ın tamamının en güzel, en değerli ve tarihi bir köyüdür…
   Pierre Oberling, ‘Road to Bellapais’ adlı kitabında, buradaki büyüleyici atmosferi gayet iyi anlatıyor…
   Köy içindeki manastır Lüzinyan dönemi Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biridir…
   Tarihi değişimlere tanıklık etmiş bu manastırın bakımsızlığını bir başka güne bırakalım…
   Bugünkü konumuz çöpler ve çevre kirliliği olduğu için, Selim Yeşilpınar’ın bıraktığı yerden devam edelim…
  Beşparmak Dağları’nın eteğinde kurulan bu güzel köyden, Girne’ye doğru uzanan çok geniş bir dere yatağı vardı…
   Kuvvetli yağış olduğunda derenin taşma veya tehlike yaratma durumu yoktu…
   Fakat; 1974 sonrasında bu bölgede inşaatların yoğunlaşmasıyla birlikte dere yatağına binlerce kamyon çöp dökülmeye başladı…
   Bölge sakinleri çok kez çöp döken kişilerle kavgaya tutuşmak zorunda kaldı…
   Muhtarlık, Kaymakamlık, Belediye hiçbir şey yapamadı…
   Bırakın çöplerin ve inşaat atıklarının dereye dökülmesini; muhteşem manzarayı kapatan ve bu yüzen onlarca İngiliz’in göç etmesine yol açan yasa dışı inşaatlar engellenmedi…
   Aslında sadece Bellapais değil, ülkenin hemen her tarafı böyledir…
   Yüz kızartıcı bir durum vardır…
   Hazır bulduğunu yok eden, her şeyi batıran bir toplum görüntüsü yarattık…
   Hepimize yazıklar olsun… 

YORUM EKLE

banner608

banner473