banner564

Atatürk krizi ve kabile yönetimindeki Suudiler

“Yurtta Sulh Cihanda Sulh, Ne Mutlu Türlüm Diyene” pankartlarını, ve Atatürk tişörtlerini hazmedemeyen Suudi kabilesine bağlı yetkililer, içlerinde besledikleri Atatürk ve Türk düşmanlığını bütün dünyaya haykırdılar. Para ile satın almaya kalktıkları ve ne yazık ki bütün karşı duruşlara rağmen böylesi bir Süper kupa finalini Suudi Arabistan’da oynamak için yeşil ışık yakın Galatasaray, Fenerbahçe ve de akıllarınca TFF nezdinde Türk Halkına üstünlük taslamaya kalktılar. Kısaca; oynanması gereken Süper kupa finalini oynatmadılar. 
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yıl kutlamaları çerçevesinde oynanması planlanan ve para ile bütün dünyayı satın alabileceğini inanan Suudi kabile yetkilileri tarafından İstiklal Marşı krizi ve akabinde gelişen olaylardan dolayı oynanmadı.
Dünya adeta bu haberle çalkalandı.
Bütün dünya bu kriz karşısında adeta şok olurken dünyanın önemli haber kanalları ve gazeteleri bu talihsiz olayı manşete taşıdılar. Olayları internet sayfasına manşet yapan Daily Mail, “Suudi Arabistan, Türkiye’nin kurucusunun pankartlarını yasaklayınca Galatasaray ve Fenerbahçe maça çıkmama kararı aldı” derken, L’Equipe, “Atatürk’e saygı tişörtlerinin giyilmesine izin verilmedi”, Calcio Mercato “Eşi benzeri görülmemiş bir diplomatik kriz”, Marca, “Süper Kupa’da skandal!” başlığını attı.

Spor ve spor turizmi

Spor kardeşlik, dostluk ayrıca milletleri yakınlaştıran kültür ve sanat ile birlikte en önemli unsurlardır. 
Spor turizmini insanların eğlenme amacına yönelik bulundukları bölgeden ayrılarak, spor faaliyetlerini seyretmeleri ve bu faaliyetlerde rol alabilmek adına gerçekleştirdikleri seyahat şeklinde tanımlayabiliriz. Farklı bir ifadeyle ele alırsak; ulusal ya da uluslararası sportif aktiviteleri içeren organizasyonlar, şampiyonlar, turlar gibi aktivitelere katılanların boş zaman değerlendirme ya da yarışma isteği içerisinde olma hedefi güden turizm hareketi olarak da tanımlanabilir. 
Bunun yanına müziği de eklememiz çok yanlış olmaz. Ancak dünyalı olabilmek için müzikten, sanattan, spordan anlamak gerekir. Para fayda getirmez. Bu yukarıda bahsettiğim insanı insan yapan en önemli kabiliyetlerden, değerlerden anlayışlardan uzak iseniz, tam anlamıyla insan olamadınız demektir. 
Suudi Arabistan’ın kabile yönetiminin en önemli tezahürü olan geçmişte Suudi Arabistan İstanbul Büyükelçiliğinde adeta buhar olan gazeteci Adnan Kaşıkçı olayını bir hatırlayalım. Oraya girip bir daha çıkmayan Adnan Kaşıkçı cinayeti hala daha bilinmez bir meçhul . Bu olayı oldubitti olarak kabul edip, yoluna hiçbir şey olmamış gibi devam edenlere de bu yapılan çirkin Atatürk düşmanlığı önemli bir ders olsun. 

Galatasaray ve Fenerbahçe, Suudi kabile yönetiminin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna saygı duruşunda bulunulmasına izin vermemesi üzerine maça çıkmayı reddetti. 
Madem ki reddettik neden ondan sonra sözde Suudi kabile yetkililerine çabalarından dolayı teşekkür ettik? Bu bence yapılmaması gereken talihsiz ortak bir açıklamaydı. Dünyayı adeta hem başımıza yıkacaksınız hem de alçakça Atatürk düşmanlığı yapacaksınız biz de size beceremediniz teşekkür ederiz diyeceğiz. 
Böyle bir kendini küçük görme, böyle bir söz de alttan alma asla kabul edilecek bir davranış ve siyasi yöntem değildir. Yüzyıllarca Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetimi altında yaşayan Araplar ne yazık ki Türkiye Cumhuriyetini ve Türkleri Atatürk’ün çocukları olarak görmekten haz etmemektedirler. Bundan mütevellit, sözde din kardeşliği altında biz Türklere yıllardır Amerika’nın şımarık çocuğu edasıyla petrolün ve gazın verdiği ego ve ihtiras ile her türlü ortamda üstünlük taslamaya çalışmaktadırlar. Oysa Anavatan Türkiye’mizin geldiği askeri güç Suudi kabileyi yerle bir eder. İngiliz Lawrence‘ın birinci Dünya Savaşı sonrası kalemle çizdiği sınırları kendisine vatan bilen bu sözle din kardeşleri Atatürk’ün hiçbir hatırasına asla saygı duymadılar ve duymayacaklardır.
Bunu çok iyi bilen ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk daha Kurtuluş Savaşı’nın yeni başladığı 1919 yılında Arap kralına gönderdiği telgrafta kendinden emin bir dille “ Suudi Kral , elde ettiğimiz bilgiler ve duyumlara göre Allahın elçisi peygamber efendimiz Mustafa Muhammed’in mezarını yerini değiştirmek için karar almışsınız ! bırakın yerini değiştirmeyi eğer ki bir taşına dahi dokunursanız istiklal mücadelesi dinlemem tüm ordularımı başınıza sürerim! “ dediğini de hiçbir zaman unutmayalım. Hepimiz Atatürk’ün evlatları olarak onun ışığını yansıtmaya ve sonuna kadar Atatürk’ün çocukları olmaya da devam edeceğiz. Kabile zihniyetiyle yönetilen zavallı Suudi’lere de buradan selam olsun.
2024 yılı dünyadaki tüm Türk Halklarına, tüm insanlığa ve Kıbrıslı Türklere hayırlı uğurlu olsun. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Namz75
Namz75 - 5 ay Önce

Super bir yorum SAYIN Prof, Ismet Esenyel hocam tebrikler...

banner471

banner473