banner564

Ateşle dans etmek

  Rum liderliği, uzun yıllardan beri ‘inanmadığı ve asla kabul etmeyeceği’ federal çözüm müzakereleriyle bizleri oyalıyor...
  Müzakereler uzadıkça, Kıbrıslı Türkler; özellikle de Rum mülkü kulananlar gelecek kaygısıyla yaşıyor, diledikleri gibi yatırım yapamıyorlar...
  Birleşmiş Milletler’in 2004 yılında referanduma sunduğu kapsamlı çözüm planını reddetmelerinin iki temel nedeni vardı:
  Birincisi; çözüm olmasa bile AB üyeliğinin garantiye alınması...
  İkincisi; zaman içinde AB’nin de desteğini alarak federal çözümü bertaraf edip, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini adanın tümüne yaymak...
  Hedeflerden birini, referandumdan tam bir hafta sonra gerçekleştirdiler ve AB üyesi oldular...
  İkinci hedefe varabilmek için, Türkiye’nin ciddi sıkıntılar yaşaması ve Kıbrıs konusunda ağır taviz verecek bir noktaya gelmesini bekliyorlar...
  Bugün Suriye’de devam eden savaşın, ciddi sıkıntılara yol açacağı yönünde beklentileri vardır...
  Türk ordusu Afrin’de savaşırken, Kıbrıs’taki eski askeri gücünü koruyamayacağını hesap ediyorlar...
  Daha doğrusu, Türkiye’nin; doğal gaz nedeniyle ikinci bir askeri gerilime yönelemeyeceğini düşünüyorlar...
  Ve bu düşünceden hareketle, kıta sahanlığımız içinde bulunan doğal gaz parsellerinde sondaj faaliyetleri için karar alıyorlar...
  Özellikle 3’üncü parselde başlayan ve zengin yataklara ulaşan sondaj çalışmalarının İtalya’nın ünlü ENI şirketi ile yürütülmesini, kendileri açısından büyük bir güvence olarak görüyorlar...
  Nitekim Rum Enerji Bakanı Lakkotripis’in, Türk savaş gemilerinin bölgede dolaşması nedeniyle “Güçlü ülkelerin şirketleri burada olduğu için onlar bizim yanımızdadır ve herhangi bir gerilim beklemiyoruz”şeklindeki açıklaması dikkat çekicidir...
  Bunu biraz daha açacak olursak, İtalya’nın ENI, Fransa’nın TOTAL şirketleriyle çalıştıkları için, Türkiye’nin, tek yanlı yürütülen doğal gaz çalışmalarına müdahale edemeyeceğine inanıyorlar...
  Ayrıca AB’den güç alıyorlar...

Tarihi kararların eşiğindeyiz

 Gelinen aşamada, Türkiye ve KKTC’nin tarihi kararların arifesinde olduğunu söyleyebiliriz...
 Nitekim; KKTC Dışişleri Bakanlığı’nın geçtiğimiz Cumartesi günü yapmış olduğu açıklamaya Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın destek vermesi ve hem Rum  Yönetimini, hem de ilgili şirketleri uyarması önemli bir gelişmedir...
 Bazı kesimler “Türkiye daha önceleri de uyarmış, ama hiçbir şey yapmamıştı... Üstelik şimdi Suriye savaşının içindeyken hiç yapamaz” diyebilir...
 Ne var ki; bu konu artık Türkiye’nin ve KKTC’nin kendi haklarını koruyup, koruyamama noktasına getirildi...
 Ve ortaya çıkan bu gerilimin başlıca sorumlusu Rum Yönetimi ile Yunanistan’ın yanı sıra, onlara cesaret veren AB’dir...
 Doğu Akdeniz’in ısınması hiç de iyi olmayacak...
 Yeni gerilimler, yeni savaşlar istemiyoruz...
 Türkiye’yi buna zorlamasınlar...
 Çünkü; değil AB ülkeleri, tüm dünya birleşerek gelse bile Türkiye kendi egemenlik haklarını çiğnetmez...
 Gereği neyse onu yapar...
YORUM EKLE

banner471

banner473