banner564

Avrupa Parlamentosu ve şamar

Dışişleri Bakanı Sayın Tahsin Ertoğruloğlu, düşmana veya hasım olana ifade edilen ve diplomasi diline hiç uygun olmayan sert bir söylemle,  BM’ye dönük olarak;  “yanlarına kalmayacak” dedi. Böylece BM ve Barış Gücünü korkuttu mu? Ama ne acıdır ki BM Barış Gücüne yönelik olarak Yiğitler yolu için yapılan dozerli saldırı, bizim yanımıza kaldı. Çünkü bu olay, dünyanın 4 bir tarafında bir biri ile çatışma içinde olan BMGK Beş Daimi üyesi olan; ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’yı bizi kınayan bir açıklamada, bize karşıtlıkta buluşturdu. Dış Politikada bu “yanınıza kalmayacak” dili caydırıcı bir sonuç vermeyeceği gibi, tersini besler. Bu ancak iç siyasette hamaset söylemi ile politika yapmaya hizmet eder. Bunun da topluma ekonomik, demokratik ve insani bir katkısı olmaz. KKTC dış politika yapımcıları, Dışişleri ve Cumhurbaşkanı bu dille politika yaparlarken; “ Kıbrıs Cumhuriyeti” dış politika yapımcıları da başka şeylerle uğraşıyorlar. Güney Lefkoşa’da İsrail ve Yunanistan’la birlikte Doğu Akdeniz gazı ve enerjisinin Avrupa’ya nakli ile ilgili zirve gerçekleştirdiler. Üstelik bu 3’lü girişime Hindistan’ın da davetine ortak zemin sağladıklarını açıkladılar. Sayın Hristodulidis, BM Genel Sekreterine Kıbrıs sorununa çözüm bulunması sürecinin yeniden başlaması için bir Temsilci atanması istemi ile mektup yolladı. Bu arada Avrupa Parlamentosu, Türkiye ve Kıbrıs için rapor onayladı. Söz konusu rapor, “Türk” tarafında sert olarak tanımlandı. Güney bundan memnun,  raporu yeterince sert bulmayan, daha radikal sözde milliyetçilerde yüksek sesli gürültü çıkarıyorlar. 
Ancak bu raporda, Kıbrıs ile ilgili bir ifade dikkatimi çekti. Buda, AB ile ilişkilerde, Kıbrıs Türk Toplumuna alan açılması sözüdür. Bunu adresi kim? Bazısı bunun Türkiye dönük bir sesleniş olduğunu, bazısı ise bunun, “ Kıbrıs Cumhuriyetine “ dönük bir uyarı olduğunu ifade ediyor. Ancak bu uyarının bir payı da doğrudan AB ve Avrupa Parlamentosuna dönük olmalıdır. Çünkü iki toplumlu bir varlık olan Kıbrıs Cumhuriyeti bugün, AB ve Avrupa Parlamentosunda bundan yoksun olarak yer alıyor. KC Anayasası askıdadır. Evet, KKTC ilanını BM kınamış, kabul etmemiş ve 1975’te ilan edilen Kıbrıs Türk Federe Devletine dönük olarak almadığı kararı almıştır. Ancak AB’ye üye olan “ Kıbrıs Cumhuriyeti” de 1964 BM kararının “ zorunluluk doktrini” çerçevesinde, Anayasası o gün bu gündür askıda olan bir Cumhuriyettir. Dolayısı ile Avrupa Parlamentosu, KKTC’ye dönük “ yasal olmayan varlık” ifadesini kullanırken, kuruluşu iki toplumlu olan ve 1964’ten beri Anayasası askıda olan Cumhuriyete, “Kıbrıslı Türklere alan aç “ diye yumuşak bir sesleniş yapması samimi olamaz. Çünkü Anayasaya göre resmi dillerinin, Yunanca ve Türkçe olduğu bu üyesi nedeni ile hala Türkçeyi;  AB’nin resmi dilleri arasına almayan, AB ve Parlamentosudur. Eğer alan açılmasını istiyorsa AP, o zaman o alanın alt yapısında kendinin de katkısı olması gerekir. İşte o zaman Kıbrıs Türk Toplumu kendi özgüveni ile AB süreçlerinde dün gösterdiği gibi enerjisini gösterir. Eğer AP;  üyesi olan“ Kıbrıs Cumhuriyetinin”, biri yabancı olan bir ebeveynden doğan Kıbrıslı Türk çocuklarına, vatandaşlık vermemesine hala göz yumuyorsa. Üstelik de bunu, Sayın Hristodulidis; “Kıbrıslı Türklerin kurumsal yapıları dışında görüşüp, bir açılım yapacağım” ipine asıp, hala nasıl yapacağını açıklamamışsa. Ayrıca bu açılım dediği insani olguyu;  Eylülde, New York’ta yapılacak görüşmelerde, “ Pile ve Kıbrıs sorunu ile ilgili gelişmelere göre açıklayacağım “ diyerek bir politik şantaj unsuru haline getirmeye çalışıyorsa; siz AB ve AP hangi alan açılımından söz ediyorsunuz? Yani Kıbrıslı Türkler, Güney ve Kuzey bağnazlarının siyasi oyunlarının rehinesi mi? Bundan öncelikle Güven Yaratıcı Önlemleri görüşmeyi ret eden Sayın Tatar ve Sayın Ertoğruloğlu utanmalıdır. Çünkü bu akıl dışı dış politika yüzünden, tarihte ilk defa Kıbrıs Türk Toplumu dünyanın gözü önünde iradesiz bir şamar oğlanına döndü. Ayrıca alan açmaktan söz eden AP da alanın alt yapısını düzenlemenin kendi görevi olduğunu da görmedir. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish power
Turkish power - 8 ay Önce

Ap yanli adaletsiz kararlar alip sacmaladikca guya kendiniz gibi teslimiyetcilerin hakli oldugunu mu zannediyorsunuz

Turkish Power
Turkish Power - 8 ay Önce

Birak yalani dolani ne APsi aldiklari kararlarin tek tarafli adaletsiz nalina mihina oldugunu bilmez gibi kendini ogretmene begendirmeye calisan ogrenci gibi davranip durmayin ap nin hangi karari adil objektif de atip tutuyorsunuz bm nin pilede aldigi tavir annan referandumuna ab nin cevabi vs vs bos bos lakirti yapmayi bir halt zannediyorsunuz

banner471

banner473