banner564

Avrupalı yaşam için

 Kıbrıs’ta her iki toplumun da ‘Avrupa üyesi olarak’ yaşam hakkı vardır...
 Bunun tam anlamıyla gerçekleşebilmesi için çözümün şart olduğunu herkes biliyor…
 Fakat; çözüm olsun diye Kıbrıslı Türklerin güvenlik endişelerini hiç kimse görmezden gelemez…
 İki toplumun birleşmesi için temel şartlardan biri de güvenliktir…
 Nüfusun yüzde 80’ini elinde bulunduran tarafın organize edeceği bir güvenlik sistemi, Kıbrıslı Türkleri kesinlikle tatmin edemez…
 Geçmişin acılarını unutarak hareket edilmesi halinde, geleceğin çok daha tehlikeli olacağını, güneyde ırkçılığın yükselişinden anlayabiliriz…
 Öyleyse; çözüm olacaksa sağlam garanti şarttır…
 Çözüm olabilecek mi veya ne zaman olacak sorusuna hiç kimse bugünden yanıt veremez…
 Kısa sürede ‘dış baskılarla’ sonuca gidilmesi mümkün olabileceği gibi, adayı yeniden tehlikeli bir ortama da sürükleyebilir…
 Öyleyse; iki tarafı tatmin eden kalıcı bir çözüme varılıncaya kadar, her iki toplumun da kendi bölgesinde, kendi güvenlik önlemlerini alarak yaşamaya devam etmekten başka çaresi yoktur…
 İşte bu noktada Rum liderliğinin, Yunanistan’la birlikte yaptıklarına bakmakta fayda vardır…
 Onlar, Türkiye ile ilişkileri bozulan Mısır, İsrail, Ürdün, hatta Lübnan ile ‘Üçlü ittifak’ anlaşması imzaladılar…
 Bunun dışında Fransa’nın, Mari’de deniz üssü kurma çalışmaları yabana atılamaz…
 KKTC’deki yöneticilerin bu kadar gelişme karşısındaki soğukkanlı tavırlarını anlamakta gerçekten zorlanıyoruz…
 Burada hemen herkes müthiş bir rahatlık içinde; sadece iç tribünlere yönelik siyaset yapıyor ve ne toplumun, ne de ülkenin geleceğine yönelik herhangi bir çalışma yapılmıyor…

İç sorunlar

 Rumlar sadece güvenlik konusunda değil, iç ekonomik sorunların çözümü konusunda da önemli adımlar atıyor…
 Doğal gaz ve güneş enerjisi ile elektrik üretimi konusunda önemli projeler uygulamaya konuluyor…
 İşsizliği yok etmek için yabancı yatırımlar aralıksız devam ediyor…
 Devlet başkanları hemen her konuyla yakından ilgileniyor, olumlu projeleri destekliyor ve yatırımcıları cesaretlendiriyor… 
 Hatta yangınlara karşı toplantı yaparak, yetkilileri önlem almaya zorluyor…
 Bizimkiler de 10 ayda bir hükümet bozarak siyaset yapıyor…
 Yeni gelenlerin bir kısmı daha ilk haftadan bayram tatiline çıkıyor…
 Ercan’dan gelen turistler nasıl karşılanıyor, kara sınır kapılarında ne tür sıkıntılar yaşanıyor, çok sayıda kazanın yaşandığı bu ülkenin sokaklarında neler oluyor; inanın ‘hiç kimsenin’ umurunda değildir…
 Bayram öncesinde ‘şöyle tedbir, şu ihbar hattı’ diyerek insanları umutlandırıyorlar…
 Fakat bayram günlerinde yollarda gerekli denetimleri yapmıyorlar…
 Binlerce turistin geldiği bir dönemde ağaç boyuna varan otlar temizlenmiyor, çevre temizliği önemsenmiyor…
 Kuşkusuz; toplum da bu çağ dışı yaşama, siyasiler sayesinde alıştırılmış oluyor…
 Otların arasında, lağım kokularını soluyarak ‘sağlıklı bir nesil’ yetiştiriyoruz!..
 Ne mutlu bizlere…

YORUM EKLE

banner608

banner474