Bakanlar Kurulunda görevden alma ve göreve atama yapıldı.  4 tanesi yeni, birde görev değişimi ile 5 Bakanlık değişti. 23 Ocak 2022 tarihinde gerçekleşen seçimde, %39 oy ile 24 milletvekilini “istikrar” söylemiyle birinci parti olarak kazanan UBP;  kendi liderliğinde YDP ve DP ile koalisyon hükümeti kurdu. O günden sonra sayısız siyasi, ekonomik, demokratik krizlerle yola devam ediyoruz. 
Ancak 2,5 senede, 24 milletvekili ile Mecliste görev alan UBP, bu süre zarfında 3 tanesi Başbakan olmak üzere, 18 milletvekiline değişe değişe Bakanlık görevi verdi. Üstelik bununla da kalınmadı. Ayni partilerin koalisyon hükümetleri döneminde,  onlarca Müdür, Müsteşar değişimi de gerçekleşti. Şimdi,  “yeni” bakanların döneminde de Üst Kademe Yöneticileri arasından değişimler başlayacak.
Bu gelişmeler olurken görevden alınan ve UBP Başkanlığına aday olduğunu, Olağan Kurultay talebiyle birlikte duyuran Sayın Hasan Taçoy, bir açıklama yaptı. Açıklamasını herkes dikkatli bir şekilde okumalı. Benim ilgimi çeken ifadelerinden biri de şudur. “... esas sorun, UBP’nin  rotasının bir kez daha  belirsizlik yönüne doğru çevrilmesidir”. 
UBP’nin etkili siyasetçilerinden biri olan Sayın Taçoy’un açıklamasına göre,  rotası belirsizliğe doğru çevrilen yalnız UBP mi? Yoksa bu ülke ve onun üzerinde varlık mücadelesi veren halkın, toplumun bütünü mü? 
Öyle bir ortamda yaşıyoruz ki hiç kimse, hiç bir mal ve hizmetin fiyatının yarın, ertesi gün, hafta, ay veya yıl sonu ne olacağını bilemiyor. Çünkü her şeyi döviz kurunun durumu belirliyor. Ama bu belirleyici de esas belirleyiciliğini;  TL kullanılan ülkemizde, TL’nin değer kaybı ile sağlıyor. Yani belirleyiciye ve ona etki eden diğer belirleyiciye dönük bizim “rotamız”;  tamamen belirsizliğin sürüklediği girdaplarda boğulmamak için çırpınmak oluyor.  
Ancak irademizle etken olabileceğimiz bir alan var. Buda Maliye Politikasıdır. Ama burada da belirleyici olan bu topraklarda yaşayan insanların çıkar, ihtiyaç ve istekleri değil, bazı güç odaklarının siyasi ve ekonomik çıkarları oluyor. Bunun en somutu, Ercan’ı işleten T&T Şirketine 60 milyon EURO vergi bağışlamak kararıdır. Aylarca savsakladı uçak alanının bitirilmesini. Sonuçta, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, 20 Temmuz’da açacağı haberleri üzerine bir telaştır başladı. “Bitmemiş alan açılacak, bu nasıl iş “diye başlayan eleştiriler üzerine, bir yandan Türkiye’ den uzmanlar, siyasetçiler adaya geldi. Arkasından açılış geldi. Açılıştan sonra da bu vergi affı kararı gizli olarak alındı. Yani o işletmeci yükünü yığdı. Bu hükümette ona, bu işi sonuçlandırması için o bonusu verdi. O zaman Sayın Taçoy’un dediği  rotası belirsizliğe çevrilen yalnız UBP değil, tüm ülkedir. Esas sorun budur. 
Turizm sektörü, bu ülkenin en önemli alanıdır. Bakın, Türkiye’de ciddi bir sorun olan Cari Açığın artışını şu anda turizm sektöründen ülkeye giren döviz girdisi kapattı. Güney Kıbrıs’ta da bu enflasyon ortamında, ekonomilerini belirgin bir olumluya götüren turizm sektörü oldu. Peki bizde bu sektöre dönük devlet desteği, tur operatörlerine ve işletmecilere dönük belirgin, süreklilik arz eden bir destek politikası var mı? Yada Yüksek Öğrenim alanı ile ilgili? Her şey belirsizlik içinde. Peki bu ülkede;  konut, otomobil, gıda, kira ve diğer alanlarda talebi belirleyen yurttaşlar mı? Hayır. Talebin esas unsuru artık yurttaş değildir. Rus, İranlı, İngiliz, Nijeryalı, Kıbrıslı Rumlardır. Yurttaş zurnanın son deliği olmuştur. Hal böyle iken Sayın Taçoy;  UBP’de de iradeyi belirleyen artık onun iç dinamikleri olmaz. . Bunu el birliği ile yarattınız. Ancak yalnız UBP’nin değil, herkesin bundan ders çıkartıp, kendi toplumsal dinamiklerimizle, halkımızın iradesi ile erke gelme veya ondan gitmeyi temel mesele olarak görmeye  ulaşmamız gerekir. 
Memleketteki esas belirsizlik sorunu buradadır. Emeğimizi, alın terimizi, aklımızı ve yaratıcı enerjimizi öne koymazsak; irade, ekonomi ve siyasette belirsiz rotalarda sürüklenip gideriz.