banner564

Bale gudalya bale gudalya!

 Kıbrıs Rum toplumunun bütününe mal etmek istemiyorum, ancak Rum toplumu içerisindeki bazı kendini bilmezlere hadlerinin bildirilmesinin 44’ ncü yılındayız. 44 yıl geçen zaman içinde Rum toplumuna hükümet edenler gerçekleri gizleyerek, görmezden gelerek, hatta çarpıtarak Rum toplumunu ve dünyayı kandırmaya çalışmaktadırlar. Ama kendileri dile getirmeseler de bugün hükümet ettikleri koltukları onlara Türk askerlerinin hediye ettiğini kabullendiklerini biliyoruz.
Rum Yönetimi sözcüsü Prodromos Prodromu, Türk askeri Ada’da bulunduğu sürece Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün (UNFICYP) misyonunun adada devam etmesi gerektiğini ve bu beklenti içinde olduklarını açıkladı. Rum hükümet sözcüsünün söyleyemediği, söylemek istemediği gerçek aslında şöyledir:
UNFICYP 1964 yılının Mart ayında Kıbrıs`a gelmiştir. Kıbrıs’a geliş amacı ise Kıbrıs’ta başlayan iki toplumlu çatışmaları önlemekti. Yani UNFICYP adaya 1974’ten çok önceleri gelmiştir. Ancak 1964 - 1974 yılları arasında UNFICYP’in üstlendiği görevi yerine getiremediği 15 Temmuz 1974’ te gözlemlenmiştir. 10 yıl içinde Yunan subaylarının ENOSİS için adada örgütlendiğini görmezden gelen UNFICYP, 15 Temmuz tarihinde Yunan subaylarının emirleri altındaki Ulusal Muhafız Ordusu tarafından yapılan darbe haberini alınca ‘hazır ol’  durumuna geçmişti. Gerçekte iki toplum arasında bozulan düzeni sağlamak için adada olan UNFICYP, Kıbrıs Türk toplumunu Yunan subaylarının inisiyatifine terk ederek olaylara seyirci kalmıştı. Gerçek şudur ki; UNFICYP olaylara seyirci kalarak, Yunan subayların yanında yer almıştır. 
Yaşananlar karşısında seyirci kalmayan Türkiye, Kıbrıs’a İngiltere ile birlikte müdahale etmek istemiş ancak olumlu yanıt alamayınca, Garanti Antlaşması’ndan doğan müdahale hakkını kullanarak “20 Temmuz Mutlu Barış Harekâtı” ile birlikte Yunanistan’a, Kıbrıslı Rumlara ve Kıbrıslı Türklere huzur ve güven ortamı sağlamıştır. Bunu burada sadece ben söylemiyorum; Cumhurbaşkanımız Sayın Mustafa Akıncı da yayımladığı 20 Temmuz mesajında “20 Temmuz’da gerçekleşen askeri harekât, adanın Yunanistan’a bağlanmasını engellediği gibi, Rum toplumunun kendi seçtiği liderlerin yeniden görevlerine dönmesine ve Yunanistan’da da cuntanın devrilmesine, sivil yöneticilerin işbaşına gelmesine vesile olmuştur” açıklamasında bulunmuştur.
Bu gerçekler ışığında Rum hükümetinin içinde bulunduğu 44 yıllık ruh hali ancak ‘suçluluk psikolojisi’ ile açıklanabilir. Psikolojide suçluluk duygusu açığa çıktığı zaman, uygun değerlendirme yapılmadığı ve bu duygunun kontrol edilemediğinde de kendi kurguladıkları hayal dünyasında yaşamaya devam ettikleri bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Suçluluk psikolojisinin en tipik özelliği ise bu kişilerin asıl kendisine söylemesi gerekenleri karşısındakine söylemesi; ya da kendine yakıştıramadıklarını, başkalarına yakıştırmasıdır. 
Kıbrıs Rum Yönetimi de kendi eksikliklerini ve erdemleri ödünlemek adına, Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin erdemli duruşu karşısında, kendilerini önemli göstermek isteğinden dolayı, tamamen yaptığının da bilincinde olmayarak,  aç olduğu erdemlere dolayısıyla 44 yıldır Kıbrıslı Türklere ve Türkiye’ye saldırmaktadır. 
Kısacası Kıbrıs Rum yönetimine yine Kıbrıs ağzı ile söylenecek tek söz, 44 yıldır okundurdum yazındırdım, bale gudalya bale gudalya!
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar. 

YORUM EKLE

banner471

banner474