Haziran ayında Birleşik Krallıkta gerçekleşen referandumda Avrupa Birliği’nden çıkış kararı (brexit) sonrası sterlinde sert düşüşler yaşandı ve enflasyon artmaya başladı. Akabinde ise önemli derecede bankacılık sektörüne dair endişeler artmaya başladı. Bu bağlamda İngiltere Bankalar Birliği ve birçok büyük banka 2017 yılının başlarında merkezi faaliyetlerini Londra’dan başka bir finans merkezine taşıyabilecekleri yönde açıklamalarda bulunuyor. Doğal olarak en büyük endişe brexit sonrasında tek bir pazar olan AB piyasalarına erişimin kısıtlanması ve buna ek olarak pasaport sisteminden dolayı AB’deki gerek bireysel gerekse kurumsal müşterilere bankacılık işlemlerinin yapılmasının zora girmesidir. Birleşik Krallığın 2016 finansal yılında bankacılık sektöründen elde ettiği vergi artan yönde 34,2 milyar sterlindir. Vergi sisteminde faaliyet gösteren toplamda 36 banka bulunmakta ve 36 bankanın 22’si ise yabancı banka statüsündedir. Sektörde yaklaşık olarak 2 milyon kişi çalışmakta ve toplam ekonominin nerdeyse % 12’sine tekabül etmektedir. Brüksel’de konumlandırılmış think-tank Bruegel’in 2014 verilerine göre Amerikan bankalarının bölgede çalışanlarının % 88’i İngiltere’de bulunuyor. Dolayısı ile yabancı bankaların faaliyet devamlılık planına göre taşınma arzusu İngiltere için büyük tehdit taşırken bazı Avrupa Birliği ülkeleri için büyük fırsat barındırmaktadır. 

   Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May Avrupa Birliği’ne tek pazar olarak erişme imkanlarının devamı için çıkış müzakerelerinde mücadele edeceğini beyan etmiş ancak oluşan belirsizlik durumu bankaların Avrupa kıtasındaki faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini tehlikeye attığından dolayı pek etkin bir çözüm yöntemi olarak karşılanmamıştır. Ayrıca Avrupa yetkilileri ise İngiltere’nin böyle bir müzakere şartı karşısında İngiltere’nin AB’den çıkma sebeplerinin başında gelen AB vatandaşlarının yerleşim ve çalışma hakkının kısıtlanmamasını öne süreceklerini belirtmişlerdir.  

   Hal böyleyken değerli okurlar birçok yabancı banka Avrupa pazarını kaybetmemek için yeni finansal merkezler arama yönüne gitmeye başlamıştır. Goldman Sachs gibi bazı büyük Amerikan bankaları Avrupa Merkez Bankası’nın ve büyük Alman bankalarının yer aldığı Almanya’nın finans merkezi Frankfurt’u işaret etmeye bazı bankalar ise Londra’dan merkezlerini taşımasalar bile luxembourg’a personel taşıyarak kuracakları şubeler aracılığıyla Avrupa piyasasında kalmayı hedeflemektedirler. Fransa ise bankalara AB piyasasına girmeleri için faaliyetlerini Fransa’ya taşımaları konusunda çağrılara başlamıştır. Bana sorarsanız alt yapısı Londra’dan sonra en uygun ve donanımlı finans merkezi Frankfurt olarak gözükmektedir. Yani İngilizlerin kaybından muhtemelen en karlı Almanlar çıkacaktır.

Herkese iyi haftalar dilerim.