Kıbrıslı Türkleri canlı canlı çukurlara gömüp öldürenler ile ‘Barış’ yapıyoruz ve onlarla her ortamda bir araya gelebiliyoruz.  Kadeh tokuşturup beraber pozlar verebiliyoruz.
Türkiye, dünyanın yapmadığını yapıp Suriyeli mültecileri bağrına basıp, onların yaşamaları için gerekli her desteği veriyor. Kendi ekonomisi zora girdiği halde Suriye’deki insanlık dramına seyirci kalmıyor, kalamıyor.
Bölgede bir barış koridoru oluşturup, ülkelerinden göçen Suriyelilerin güvende olabileceği bir alan yaratma peşinde terör unsurları ile savaşıyor.
ABD, Rusya, İspanya, NATO gibi ülke ve Uluslararası kuruluşlar “Türkiye bu operasyonu yapmakta haklı” derken operasyon bölgesinden bir saatlik mesafede KKTC’de Cumhurbaşkanı, Ana muhalefet ses çıkartmıyor, dahası açık açık “Türkiye’nin yanındayız” diyemiyor.
Cumhurbaşkanı, bu toplumun toplum lideri değil mi? Önümüzde 2020 Nisan’da seçimler var. Bence seçimlerde bu konu çok net ve açık olarak sorgulanmalı, seçmenin önüne bu konu konulmalı.
Kıbrıs Türk Halkı olarak şu an Türkiye’nin Suriye’de başlattığı Barış Pınar’ı Harekâtına destek miyiz? Değil miyiz?
Eğer Kıbrıs Türk Halkı olarak şuan Türkiye’nin Suriye’de başlattığı Barış Pınar’ı Harekâtına destek isek, şu an görevde olan toplum lideri görevini yapmıyor demektir. Yok, eğer destek değil isek Cumhurbaşkanı doğru yolda demektir. 
 
Tufan Hoca karar ver
Diyoruz ki CTP’de bir değişim bir dönüşüm var. CTP yenileniyor, kendisine yeni bir yol çiziyor. Kurultayında bu yönde isimler parti yönetimine girerken eski düşüncede olanlar listelerin dışında kalıyor.
Turfan Hoca, Meclis açılışında ‘birleştirici, bütünleştirici olacağız’ diyor, umut veriyor yeni döneme yeni siyaset anlayışına dair. Türkiye ile iyi ilişkilerden bahsediyor Tufan Hoca.
Tufan Hoca o kadar şirin geliyor ki “Türkiyelilerin partisi olarak adlandırılan YDP bile “Tufan Hoca ikinci tura kalırsa ona oy verebiliriz” diyebiliyor.
Tamam diyoruz, yeni bir lider yeni bir anlayış ve yeni bir CTP var diyoruz. Bu kez bir bakıyoruz CTP Gençlik Kolları harekatın başladığı anlarda “Barış” diye bir paylaşımda bulunuyor. Sanki de CTP dışındakiler “Savaş” yanlısıymış gibi…
Tufan Hoca hem nala hem mıha olmuyor kısacası. Ya eski kafa eski CTP olarak yola devam edeceksiniz, ya da yeni yönetim yeni dönem yeni CTP olarak yola devam diyeceksiniz.

3’üncü seçenekte var
Hükümetin küçük ortağının başkanı Kudret Özersay diyor ki “Cumhurbaşkanlığına, hem ben hem Ersin Bey aday olursa koalisyon hükümeti biter.”
2020 Nisan’da seçimlere giderken yeni bir koalisyon seçeneği bu Meclisten çıkar mı? Zor gözüküyor. Olsa olsa UBP-YDP-DP seçim hükümeti olur.
Demek ki hükümetin öyle kolay kolay bozulması ufukta gözükmüyor. Kudret Bey, Ersin Bey aday olursa hükümet biter diyor. Geriye tek bir seçenek kalıyor.
O da iki partinin üzerinde uzlaşacağı üçüncü bir ismin Cumhurbaşkanı adayı olarak ortaya çıkmasıdır. Bu mümkün mü? Bence mümkün hatta olması gerekenin de ta kendisi.
Çünkü HP liderinin değil 2. tura kalması, ilk turu ilk 3’te tamamlaması bile bugünün şartlarında mümkün gözükmüyor. Ersin Beyde “yaşım genç biraz daha ülkeye hizmet etmek istiyorum” demesinden Cumhurbaşkanlığına çokta hevesli olmadığını anlıyoruz. 
O yüzden iki partinin üzerinde anlaşabileceği bir ismin “ortak cumhurbaşkanı adayı” olarak 2020’ye girmesi hem en akıllıca olanı, hem de şu anki ortama en uygun olanı. 

MESAJLAR:

Mustafa AKINCI: Türkiye’nin haklı olduğunu onca seslendiren ülke var iken, Türkiye’nin yanındayız diyen onca devlet başkanı var iken sizden çıt çıkmıyor. Yanında mıyız? Değil miyiz? Çok basit evet veya hayır. 

Tufan ERHÜRMAN: Bir yandan değişim diğer yandan manalı manalı paylaşımlar. Karar vermeli ve cesaretle yürünmeli. Yoksa ne İsa’ya ne Musa’ya derken ortada kalırsınız. Siyaset cesaret işidir unutmayın. 

Erhan ARIKLI: Türkiye’deki harekâta “barış” içerikli gönderme yapan CTP ile Cumhurbaşkanlığı ikinci turunda kol kola yürürseniz o taban sizi ne yapar? Bir düşünün bakalım. Bizim aklımıza bir iki şey geliyor ama burada yazamıyoruz. 

Ersin TATAR: Madem Kudret Bey hükümet bozulur diyor o zaman geriye tek bir seçenek kalıyor, o da ortak bir adayda uzlaşmak. Siz bu fikre ne diyorsunuz? Ortak aday çıkartmaya yeşil ışık yakar mısınız? 

Kudret ÖZERSAY: Seçenekler belli, ya ortak aday olacak ya aday olup hükümetten gideceksiniz ve erken seçime hazırlanacaksınız. Bunun dışında şapkadan kuş çıkmasını beklemek hayal olur. 

Serdar DENKTAŞ: Siz bu hafta oran vermediniz ama biz sizin adınıza oranları yeniliyoruz. Aday olma noktasında yüzde 69, aday olmama yüzde 31. Şu an için döviz gibi çıkışta sizin adaylık pozisyonu. 

Özel KADIOĞLU: Oğlunuz dün küçük bir operasyon geçirmiş Lefkoşa Devlet Hastanesinde. Umarız en kısa sürede eski sağlığına yeniden kavuşur. Çok ama çok geçmiş olsun diyoruz. 

Yusuf İHTİYAR: Dün Girne’de Yalçın Koçyiğit’i tavlada 5-2 yendikten sonra dükkanın arkasında küçük bir kutlama partisi verdiğinizi duyduk. Keşke bize de haber verseydiniz. Neyse tebrikler. 

Polat ALPER: Ofisinize tavla oynamaya gelen Erhan Başay’ı tavlada 4-0 geriden gelip 5-4 yenmişsiniz. Arap atı gibi benzetmesi yerinde olacak anlaşılan, geriden gelip sonrada açılıyorsunuz demek ki. 

Hüseyin Avkıran ALANLI: Lefkoşalara kadar gelip te seslenmeden kaçıyorsunuz can dostum. Hayırdır, bilmeden bir kabahat mi işledik, yoksa gittiğiniz yerlerdekiler mi buluşmamızı istemiyor. 

Hasan ERÇAKICA: Yeni dönem ve yeni dönemin siyaset anlayışına dair çok güzel bir yazıyı kaleme aldınız. Gerçekten de durum analizi yapıp bu yeni siyasi anlayışa göre hareket etmek gerekiyor. 

Dikek KIRICI: Türkiye’den de domates geldi ama hala daha ne istediğimiz görüntüde ne de istediğimiz fiyatta. En iyisi seneye ortak bir tarla icar edip kendi domatesimizi kendimiz üretmek. 

Mehmet Kumser SKYLAP: Hummel şirketinin sahiplerinin size verdiği yeni ve güzel kaliteli pantolonları ofisinizin önünde 15 TL karşılığında satmaya başlamışsınız. Elde ettiğiniz paralarla yarıma muhtaç olanlara verecekmişsiniz.