Güreşte kazanan başpehlivanının altında yer alan sıralamaya girenlere “Başaltı” güreşçileri denir. 
Federasyonumuzun akılcı uygulamaları sonucunda haftada dört olmak üzere sekiz maç izleme olanağı bulduk bu sezon. 
Başpehlivan nasıl olsa belli! Mağusa Türk Gücünü bir kenara koyarak önce ‘Başaltılar’ı izledik (Cihangir-Doğan Türk Birliği-Göçmenköy ve Yeşilova). Kümede kalma şansı arayanları ise bir gün önce izleme olanağı buldum. 
Genel bir değerlendirme yapacak olursam futbolumuzun hiç iyiye gitmediğini söyleyebilirim. İyiye gitmek bir yana her geçen yıl daha kötüye gidiyoruz. Gelişim gösteren tek takım sadece Mağusa Türk Gücü. Diğer takımlarımızın birini al, ötekine vur! ‘Başaltı’ için mücadele ederken kümede kaldıkları için bayram eder durumdalar.
Kötüye giden futbolumuz yanında kendilerini geliştirmesini beklediğim hakemlerin de maalesef futbolumuzun izinden gitmekteler. Hata bir yana, gördüklerini dahi çalmadan çekiniyorlar. İşin en ilginç ve üzücü yanı ise yetkililerin hiçbir şey yokmuş, her şey çok güzelmiş gibi davranarak hiçbir yenilik yapmamaları. Yapmak bir yana düşünmüyorlar bile! Tek uğraşları, başarıyla yerine getirdikleri Sponsor (destekleyiciler) bulup kulüp yöneticilerinin yüklerini azaltma becerisini göstermeleri…
Beyler; Sizlerin öncelikli görevi ülke futbolu için kafa yormak yeni önerilerle ortaya çıkmak ve kötü gidişe dur demektir. Örneğin lig statülerine bir bakınız. Ligi 16 takım yaptığınızdan beri rekabeti ve kalitenin yok olduğunu hala mı görmüyorsunuz? İnadınızdan lütfen vazgeçin. Takımlarımızın kadro genişliği, böylesi uzun maratonu kaldıracak düzeyde değil. Sayıyı azaltın, Play off sistemine geçin. Dünyayı örnek almıyorsanız bizden üç kat büyük olan Güney komşumuzun ligdeki takım sayısına bir bakınız(12). Unutmayınız çokluk olan yerde enflasyon olur, enflasyon olan yerde ise kalite (değer) düşer.