banner564

Başarı diliyoruz

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, uzun bir aradan sonra bugün yeniden Rum lideri Nikos Anastasiadis’le bir araya geliyor…
Gündemde nelerin olduğunu tahmin etmek zor değildir…
Kıbrıs Türk tarafı açısından öncelikleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Gerilimin sonlandırılması için iki tarafın da doğal gaz çalışmalarına hiç olmazsa bir yıl süreyle ara vermesi. Veya sondaj çalışmalarının yönetilmesine Kıbrıslı Türklerin de dahil edilmesi…
Birinci maddeyi biraz açalım…
Rum tarafının; tek yanlı doğal gaz çalışmalarına devam etmesi halinde; Türkiye’nin de, KKTC’nin davetiyle Karpaz açıklarında benzeri faaliyetlerde bulunması kaçınılmazdır…
Böylesi bir durumun iki taraf arasındaki gerilimi artıracağı, hatta sıcak gelişmelerin yaşanacağı gerçeği göz ardı edilmemelidir…
Bunu önleyebilmenin yolu; ya doğal gaz çalışmalarına bir süre ara verilmesi, ya da sürece Kıbrıslı Türklerin dahil edilmesidir…
Benzeri öneriyi eski Rum Dışişleri Bakanı Nikos Rolandis’in de yaptığını unutmayalım…
Kısaca; Rumların önünde iki tane makul seçenek vardır…
Rum liderinin bugünkü görüşmede iki öneriyi de reddetmek suretiyle ülkeyi tehlikeli bir viraja sürüklememesini diliyoruz…
2- Kıbrıs sorununun bir yıllık süre zarfında ya çözülmesi, ya çözülmesi…
Eski Rum lideri Yorgo Vasiliu’nun kısa bir süre önce ortaya koyduğu görüş; KKTC’nin başından beri söyledikleriyle uyumludur…
Müzakerelerin yeniden başlaması halinde bunun ne kadar süreceği ve taraflara ‘uzlaşı konusunda’ kaç aylık bir sürenin verileceği önceden belirlenmelidir…
Ayrıca ‘uzlaşı olmaması halinde’, ikinci seçeneğin ne olacağı önceden bilinmelidir…
3- Güven Artırıcı Önlemlerin geliştirilmesi…
Bu çerçevede yeni sınır kapılarının açılması ve iki toplum arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi yönünde etkili bir programın uygulamaya konması…
Bunun yapılmaması halinde; iki toplumun olası bir çözüm sonrasında ‘huzurlu bir yaşam süreceğini’ hiç kimse iddia edemez…

Gerisi masada

Liderlerin öncelikle doğal gaz sondajları ve müzakere süreci üzerinde uzlaşmaları halinde; Kıbrıs sorununun çözümü için geriye kalan hususları 5’li konferansta ele almaları doğru olandır…
Türk tarafının bugüne kadar müzakereler için ‘ön şart’ ileri sürmemesi, uzlaşıdan yana olduğumuzun somut bir kanıtıdır…
Birleşmiş Milletler ve AB kararlarında yer aldığı gibi ana talebimiz ‘siyasi eşitlik’ ve güvenliğimizin sağlanmasıdır…
Gelmiş, geçmiş tüm Rum liderlerinin, Crans Montana öncesinde kabul ettiklerinden fazlasını istemiyoruz…
İki bölgeli, iki toplumlu federal çözümün yaşayabilmesi için siyasi eşitlik olmazsa olmazdır…
Rum tarafının siyasi eşitliğe karşı çıkması halinde, bunun anlamı federasyon tezinin yıkılması ve bölünmüşlüğün devam etmesidir…
Bizler; Kıbrıs’ın yeniden bütünleşmesi ve herkesin bu güzel adada mutluluk ve güvenlik içinde yaşamasını istiyoruz…
Rumları yönetme ve emrimize alma niyetimiz yoktur…
Onların da aynı düşüncelerle masaya gelmelerini bekliyoruz…
Hayırlı Cuma’lar… 

YORUM EKLE

banner471

banner473