Kıbrıs Barış Harekatının üzerinden 51 yıl geçti…
Güneyde toplanan ve Güzelyurt’taki bahçelerini kaybeden Rumlar sıfırdan narenciye üretmeye başladı...
Kuzeyde toplanan Türkler 220 bin ton narenciye üretimini 50 bin tona düşürürken, onların ihracatı 300 bin tonu aştı…
Bunun nedeni ambargolar mı sizce?..
Yoksa üretimin yeterince teşvik edilmemesinin yanı sıra, tuzlu sulama, bakımsızlık ve Türkiye’ye ihracat başarısızlığı mı?..
Rumlar bu süreçte hem üretime, hem de silahlanmaya önem verdi…
Savunmanın önemini anlayan Rumlar; 1975’ten itibaren Milli Muhafız Ordusunu güçlendirmek amacıyla satılan her üründen yüzde 16 oranında ek vergi almaya başladı…
Kimse buna itiraz etmedi…
Kuzeydeki Türklerin savunma giderlerini Türkiye üstlendi…
Bir ara yüzde 0,5 oranında ‘Güvenlik Fonu’ uygulamasına gidildi ama kısa sürede sonlandırıldı…
Bizdeki tüccar kesim yüzde 0,5 vergiyi ‘pahalılığın nedeni’ olarak gösterdiği için, siyasiler geri adım attı…
Rumların sanayi bölgeleri kuzeydeki sınırlar içinde kalmıştı…
Haspolat’taki fabrikalar çalışır haldeydi…
Bazılarında 10 yıllık ham madde stoku da vardı…
Bunların işletmesini devlete verdiler…
Sonunda iflas bayrağı çekildi…
Rumlar sıfırdan başlayarak, özellikle Ortadoğu ülkelerine plastik ürünlerden tutun dondurmaya kadar ihracat yapmaya başladı…
Kıbrıslı Rumların başına gelen felaketin ana sorumlusu Yunan cuntasıydı…
Askeri darbe sonrasında, Türkiye’yi resmen müdahaleye davet etmişlerdi…
Hatta dönemin Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios, adadan sürgün edildikten sonra Türkiye’ye ‘garantör olduğunu’ anımsatarak müdahale çağrısı yapmıştı…
Konut sorunu
Kuzeyden güneye göç etmek zorunda kalan 200 bin Rum’un iskanı kolay olmadı…
Bir süre göçmen çadırlarında yaşadılar…
Sonra devletin gösterdiği bölgelerde kendi konutlarını yaparak yeni bir hayat kurdular…
Güneyden kuzeye göç eden 50 bin dolayındaki Kıbrıslı Türk konut sorunu çekmedi…
Elde fazlasıyla konut olduğu için bazılarına ikişer, üçer tane tahsis edildi…
Rumlar, kuzeydeki Türk mülklerine bir miktar göçmen yerleştirdi ama tapu vermedi…
Kira bedelini banka hesaplarına yatırdı…
Türkler; Rumların bıraktığı mülklere tapu verdi…
Tapuyu alanlar ‘kendilerinin olmayan’ toprakları başkalarına sattı…
Rumlar ikinci büyük darbeyi yine anavatanlarından yedi…
Bankalardaki mevduatları Yunanistan’da buharlaştı…
Bunun sonucunda hesaplardan yüzde 40 kesinti yapıldı…
Bir milyon Euro’su olana ‘uzun vadede’ 600 bin Euro verildi…
Bizde iflas eden bankalardaki mevduatların tümünü Türkiye ödedi…
Bunları neden yazıyoruz
Örnekleri çoğaltabiliriz…
Ama uzatmaya gerek yoktur…
Bunları zaman zaman hatırlamakta fayda gördüğümüz için yazıyoruz…
Hele son günlerde insan hayatıyla ilgili bazı gerçekler karşısında ‘kağıttan bir kale’ yarattığımızı daha net bir şekilde anlayabiliyoruz…
Devletimiz, Cumhurbaşkanımız, Meclis başkanımız, Başbakanımız, 10 bakanımız, 50 milletvekilimiz, Sayıştay başkanımız, Başsavcımız, Yüksek Mahkeme başkanımız, Yüksek denetçimiz, 18 belediye başkanımız, 6 kaymakamımız, yüzlerce müdür ve müsteşarımız, yüzden fazla müşavirimiz, 4 binden fazla resmi hizmet aracımız var…
Ama olası bir deprem durumunda yüksek apartmana çıkabilecek bir merdivenimiz dahi yok…
Enkaz kaldıracak aletler de yok…
Yüzde 0,5 güvenlik yardımı ekonomiye darbe vuruyordu!..
Öyle mi?..
Şimdi bol tarafından jeep’lerimiz, lüks araçlarımız var…
Merdiven neyimize?..
Asıl Nadir dönemindeki Avrupa’ya İngiltere’ye yapılan Çok başarılı İhracatımız ile bugünkü Türkiye’ye İhracat başarısızlığımızın nedenini KKTCyi bugünkü vahim haline getiren gelmiş geçmiş Yöneticilerimize sormamız gerekmiyor mu yani ? Ülkemiz kaynaklarını ve var olanı yok ettikten sonra KKTCden Avrupa’ya İngiltere’ye ve hatta Türkiye’ye İhraç edecek neyimiz kaldı ki ?
Bir zamanlar Batırdığımız KTHY ile her sabah Londra bayilerine dağıtılan günlük Yerel Gazetelerimizi ‘ Londra Marketlerinde satılan Kaliteli meşhur Akgöl Hellimlerimizi İngiltere Pazarlarını dolduran Gemiler dolusu Narenciye ihracatımızı ne de çabuk unutmuşuz !
Geçmişte Unspoilt North Cyprus denilen Ülkemize dolan Turistler ve Yatırım için gelen yatırımcılar neden artık gelmiyorlar acaba !
Bugün Sinek avlayan ve batma noktasına gelen Büyük Küçük Hotellerimizin sebebini bilenimiz mi var ! Güzelim Ülkemizin Yok olan Yeşilini ve Doğasını Oyulan dağlarını Kirli Çevresini Can alan Yollarını kim gelip de görmek istesin ki ?
Başarısızlığın Nedenini Gerçekten Bizden başka Bilmeyen mi var yani ?