KKTC’yi yönetenler yıllardan beri müzakere masasında ‘siyasi eşitliği’ savunuyor…
Kötü mü?..
Elbette değil…
Kırmızı çizgilerimizden biri ise ‘Dönüşümlü Başkanlık’ şartıydı…
Her fırsatta “Dönüşümlü Başkanlık olmazsa olmazdır” diyorduk…
Peki nasıl olacak bu dönüşümlü başkanlık?..
İşte 3 yıl Rum, 2 yıl da Türk başkan!..
Ne güzel bir rüya!..
Rumlar bizlere böylesi bir fırsatı asla vermez…
Kendilerine göre birçok haklı nedenleri vardır…
Neyse şimdi ‘iki eşit egemen devlet’ şartını ileri sürüyoruz…
İsteklerimizin kabul görmesi mümkün değildir…
Nitekim, hemen tüm ülkelerden bizlere yönelik olumsuz mesajlar geliyor…
Ama bir an için hayalini kuralım…
Bizlere “buyurun koltuk sizin” deyip, Başkanlık yetkisini verdikleri zaman koltuğa oturan herhangi bir başkanımızın, önemli bir yurt dışı ziyaretine gittiğini düşünelim…
İster sağ, ister soldan bir siyasetçi…
Kahire’ye gidiyor ve Mısır Devlet Başkanı ile görüşüyor…
Mısır’ın Başkanı El Sisi, bizim başkana “ülkelerimizi deniz altından elektrik kablosu ile bağlayalım” diye bir teklifte bulunuyor…
Böylesi bir durumda bizim başkan sizce ne yapar?..
Soru 1: Sisi’ye teşekkür ederek, anlaşmaya hazır olduğunu söyleyebilir mi?..
Soru 2: “Valla Bay Sisi bizdeki durumlar karışık, bırakın bir ülke ile kabloların birleştirilmesini, başka bir yerden elektrik alınmasını dahi kabul etmezler” mi der?..
Cevabını siz verin…
Gerçeklerden uzak yaşayamayız
Dünyada böylesi çağ dışı bir icraat örneği görebiliyor musunuz?..
Karar alamayan bir siyasi yapının Başkanlık koltuğuna oturabileceğini mi düşünüyorsunuz?..
Elektrik Kurumu’na yakıt, filtre, jeneratör alımı gibi konuları dahi 45 yılda çözemeyen bir siyaset kültürüyle, Dönüşümlü Başkanlık üzerinde daha ne kadar ısrar edeceğiz?..
Kahire’de veya Mersin’de bir mahalleyi yönetebilir miyiz?..
Yönetebileceğimizi iddia edenlerin önümüze koyabilecekleri herhangi bir başarı öyküsü var mıdır?..
Varsa buyursunlar ve koysunlar…
Yoksa; müzakere masasındaki şartları değiştirmeye baksınlar…
Kıbrıslı Türkler açısından en önemli konu güvenliktir…
Bir daha saldırıya uğramayacağı bir garanti sistemidir…
İkinci önemli konu ise mülkiyet sorununu, toprak tavizi, takas ve tazminatla çözmektir…
Bunu yapamazsak; çadırlı yaşamı daima aklımızın bir köşesine kaydedelim…
Sayın Akar , yıllardır yöneticilerimizi ve Siyasilerimizi uyarmakta olduğunuz Güven artırıcı önlem ve birleşmeye yönelik açılan Geçiş kapıları için maalesef ne sizin ve ne de iş dünyamız ve esnafımızın uyarıları kayde alınmayıp Ne Kapılardaki geçiş zorlukları kaldırılmış ve Ne de yeni geçiş kapıları açılabilmiştir ! Bakımsızlıktan ve yatırımsızliktan dökülen KKTCnin tek döviz gelir kaynağı olarak sadece Güneyden gelen Rumlar kalmıştır gerçeği ile acaba neden bu konuda Toplum Lideri Cumhurbaşkanımız sessiz kalmaktadır ! Federasyon ve Güven artırıcı önlemlere hayır
diyen Yeni Egemen ayrı devletçi Başkanımız neden Rumlar’ın rahat geçişlerine dair bir açıklama yapmıyor acaba !
Bilen var mı !!