banner564

Başkanlık koltuğuna oturduğumuz zaman

   KKTC’yi yönetenler yıllardan beri müzakere masasında ‘siyasi eşitliği’ savunuyor…
   Kötü mü?..
   Elbette değil…
   Kırmızı çizgilerimizden biri ise ‘Dönüşümlü Başkanlık’ şartıydı…
   Her fırsatta  “Dönüşümlü Başkanlık olmazsa olmazdır” diyorduk…
   Peki nasıl olacak bu dönüşümlü başkanlık?..
   İşte 3 yıl Rum, 2 yıl da Türk başkan!..
   Ne güzel bir rüya!..
   Rumlar bizlere böylesi bir fırsatı asla vermez…
   Kendilerine göre birçok haklı nedenleri vardır…
   Neyse şimdi ‘iki eşit egemen devlet’ şartını ileri sürüyoruz…
   İsteklerimizin kabul görmesi mümkün değildir…
   Nitekim, hemen tüm ülkelerden bizlere yönelik olumsuz mesajlar geliyor…
   Ama bir an için hayalini kuralım…
   Bizlere “buyurun koltuk sizin” deyip, Başkanlık yetkisini verdikleri zaman koltuğa oturan herhangi bir başkanımızın, önemli bir yurt dışı ziyaretine gittiğini düşünelim…
   İster sağ, ister soldan bir siyasetçi…
   Kahire’ye gidiyor ve Mısır Devlet Başkanı ile görüşüyor…
   Mısır’ın Başkanı El Sisi, bizim başkana “ülkelerimizi deniz altından elektrik kablosu ile bağlayalım” diye bir teklifte bulunuyor…
   Böylesi bir durumda bizim başkan sizce ne yapar?..
   Soru 1: Sisi’ye teşekkür ederek, anlaşmaya hazır olduğunu söyleyebilir mi?.. 
   Soru 2: “Valla Bay Sisi bizdeki durumlar karışık, bırakın bir ülke ile kabloların birleştirilmesini, başka bir yerden elektrik alınmasını dahi kabul etmezler” mi der?..
   Cevabını siz verin…

Gerçeklerden uzak yaşayamayız

   Dünyada böylesi çağ dışı bir icraat örneği görebiliyor musunuz?..
   Karar alamayan bir siyasi yapının Başkanlık koltuğuna oturabileceğini mi düşünüyorsunuz?..
   Elektrik Kurumu’na yakıt, filtre, jeneratör alımı gibi konuları dahi 45 yılda çözemeyen bir siyaset kültürüyle, Dönüşümlü Başkanlık üzerinde daha ne kadar ısrar edeceğiz?..
   Kahire’de veya Mersin’de bir mahalleyi yönetebilir miyiz?..
   Yönetebileceğimizi iddia edenlerin önümüze koyabilecekleri herhangi bir başarı öyküsü var mıdır?..
   Varsa buyursunlar ve koysunlar…
   Yoksa; müzakere masasındaki şartları değiştirmeye baksınlar…
   Kıbrıslı Türkler açısından en önemli konu güvenliktir…
   Bir daha saldırıya uğramayacağı bir garanti sistemidir…
   İkinci önemli konu ise mülkiyet sorununu, toprak tavizi, takas ve tazminatla çözmektir…
   Bunu yapamazsak; çadırlı yaşamı daima aklımızın bir köşesine kaydedelim… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 2 yıl Önce

Sayın Akar , yıllardır yöneticilerimizi ve Siyasilerimizi uyarmakta olduğunuz Güven artırıcı önlem ve birleşmeye yönelik açılan Geçiş kapıları için maalesef ne sizin ve ne de iş dünyamız ve esnafımızın uyarıları kayde alınmayıp Ne Kapılardaki geçiş zorlukları kaldırılmış ve Ne de yeni geçiş kapıları açılabilmiştir ! Bakımsızlıktan ve yatırımsızliktan dökülen KKTCnin tek döviz gelir kaynağı olarak sadece Güneyden gelen Rumlar kalmıştır gerçeği ile acaba neden bu konuda Toplum Lideri Cumhurbaşkanımız sessiz kalmaktadır ! Federasyon ve Güven artırıcı önlemlere hayır
diyen Yeni Egemen ayrı devletçi Başkanımız neden Rumlar’ın rahat geçişlerine dair bir açıklama yapmıyor acaba !
Bilen var mı !!

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 2 yıl Önce

Rum mallarından zengin olanlarımızın çadırlar sorunu kalmamıştır sayın Akar ! Onların İngiltere ve Avrupa’daki Paraları ile ONE WAY ticket’leri hazırdır ! olacak olan mahşer günü geldiğinde Rum malına geldiği zaman bugün ölürum de çıkmam diyen vatandaşlarımıza olacaktır çadırlı hayat maalesef onları beklemektedir !
Ben yaparım olur KKTCsinde Yoneticilerimiz de dahil kaçınılmaz mülkiyet sorununu zaman aşamasına terk etmiştir ! Yüzde seksenden fazlası Rum malı olan KKTCde Uluslararası Hukukun mal varlıklarında zaman aşamasının olmadığını kapımızın çalındığı zaman anlayacağız !!
FOR Ever TRNC !!

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 2 yıl Önce

Sorunlar yumağı Ülkemizi zehirleyen Teknecik santralına neden filtre takılanıyor acaba ! Yetkililerimizden ve yöneticilerimizden neden bu konuda bir açıklama gelmiyor ! Devletin filtre takacak parası mi yoktur ? Zehir saçan Teknecik’e filtre ambargosu mu vardır ? Filtreyi sadece KKTCye gelemeyen yabancı şirketler mi takabiliyor ? Her şey normal imiş gibi kaç yıl daha zehirlenmeye devam edeceğiz! Bu sorulara neden bir açıklama yapılmıyor ? Devlet edenlerimizden bu açıklamaları bekliyoruz !
Bu konudaki sessizlik devam eder ise KKTCde zehirlenmemek için Avrupa kapılarını zorlamalıyız !

Öz
Öz - 2 yıl Önce

Demokrasiyi nasıl anladığımız çok önemli. Mesela demokrasilerde Sisi veya bir başkası, -Hadi gel, deniz altından elektrik kablosu veya başka bir şey döşeyelim, der mi? Bence belli fizibilite yapılmadan, plan program olmadan, yetkili kurullarda incelenmeden ve en önemlisi iki taraf da meclislerinde onaylamadan böyle bir proje mümkün olmaz. Peki hangi rejimlerde olur? Diktatörlüklerde olabilir. Bir de garantörlükten ne anladığımız önemli. Mesela Türkiye, İngiltere ve Yunanistan 1960 Anlaşması ile kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinin garantörüdür derken neyi garanti ediyorlar? Bunu 1974 de Ecevit de açık bir şekilde belirtmiş ve Kıbrıs Cumhuriyetinin bekası olduğunu açıklamıştı. Neticede halen ateşkesin olduğu Kıbrısta, federasyon üzerinde, iki tarafın mutabık kaldığı bir anlaşma olursa, bu üç garantör bu Birleşik Kıbrıs Cumhuriyetinin, bekasının garantörü olacaklardır. Yok eğer durum değişirse, o zaman Türk kurucu devletinin garantörü olabilir.Yani duruma uygun bir çözüm bulunur. Güvenlik sorununun temeline bakarsak bunlarda, Din istismarcılığı, Irkçılık ve ayrımcılık en çok öne çıkan konular olduğu görülür.Anayasaya konulan değişmez madde ile bunlar yasaklanır. Faaliyette bulunanlar en ağır şekilde cezalandırılır. Zaten AB ülkelerinde de durum böyle değil midir? Nihayetinde her kurucu devletin kolluk kuvvetleri olacaktır.Ayrıca 2 kurucu devletten birinin diğerini yok etmeye çalışması AB içinde çok da mümkün değildir.

banner471

banner473