banner564

Başsavcı’ya bir soru daha

   Yeni hükümet döneminde Başsavcı sürekli gündem olmaya başladı…

   Eski yolsuzluk ve suiistimal dosyalarının kapatılmasında top Başsavcı’ya atıldı…
   “Mesele Yok” dedi, dosyalar kapandı…
   Aytaç Çaluda meselesinde top yine Başsavcı’ya atıldı…
   Uygunluk görüşü gelince Çaluda’nın dokunulmazlığının kaldırılması konusunda komite oluşturuldu…
   Her konuda Başsavcı’nın adı geçiyor artık…
   Taşkent Köy Kooperatifi’nde yolsuzluk iddiası ona havale edildi…
   Bazı yasalar da öyle…
   İlahiyat Koleji’nde türbanlı diploma dağıtımı dahi Başsavcı’nın yorumuna bırakıldı…
   “Olabilir” demeseydi, mezun kızlara diplomaları verilemeyecekti…
   Ondan sonra al sana Lefkoşa-Ankara krizi…
   Bugüne kadar hiç yaşanmamış şeyler olabilirdi…
   Sırada ‘Nereden Buldun?’ yasası var…
   Hükümet bu konuda hazırlanan tasarıyı Başsavcı’ya gönderdi…
   Olumlu yanıt gelince de tasarıyı Meclise havale etti…
   Meclis Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında ‘gerek görüldükçe’ toplanacak…
   Bu durumda sıcak bir yaza geçireceğimizi anlamak zor değildir…   

Giden canların cezası ne olacak?

   Başsavcı’dan her konuda görüş istenmesi ‘hukuka saygının’ gereği olarak değerlendirilebilir…
   Meclis’in çalıştırılması da güzel bir olay…
   Fakat bu Meclis’in önceliğinde ‘çürümüş yasalar’ olmalıdır…
   Bunlardan bir tanesi ölümlü trafik kazalarıyla ilgili ceza yasasıdır…
   Geçtiğimiz hafta tüm ülkeyi yasa boğan bir katliam yaşandı bu ülkede…
   Çakıl yüklü kamyonun sürücüsü, dikkatli olmak bir tarafa; o kadar yük taşıdığını unutarak, sürat ve dikkatsizlik sonucunda, yoldan geçen salon aracın üzerine devrildi…
   Tonlarca yükün altında kalan Emine ve Halil çifti düz bir plaka halini alan aracın içinde ezilerek can verdi…
   Geride kalan kızları ve oğulları inanılmaz bir acı içinde bırakıldı…
   Kıbrıs gibi küçük bir turizm ülkesinde, trafik canavarının azdırılması karşısında en ağır cezaların gündeme getirilmesi gerekmez mi?..
   Siyasiler, bu kadar önemli bir konuda bunca zaman neden harekete geçmediler?..
   Canavarın azmasına neden destek oldular?..
   Başsavcı’nın bu konudaki yorumunu bizler de merak ediyoruz…
   İki kişinin ölümüne yol açan kamyon şoförünün ilk duruşmasında mahkeme başkanı ilgili yasanın 
‘7 yıla kadar hapislik öngördüğünü’ açıkladı…
   Bu ne demek oluyor?..
   İki canı yok etmenin cezası 7 yılın altında hapislik…

Bu kadar da verilmez

   Ancak bunun bir de ‘hafifletici nedenler’ kısmı vardır…
   Kamyon şoförü Hüseyin’in ‘ilk suçu ise’ bu hafifletici bir nedendir…
   Çocukları, bakmakla mükellef olduğu insanlar, hastalığı veya başka bir sıkıntısı varsa, bunlar hep hafifletici nedenler sınıfına giriyor ve cezası 7 yılın altına düşürülüyor…
   Geçmiş yıllarda Lefke’den, Lefkoşa’ya dönerken 3 genç kadın öğretmen, ‘cep telefonu ile mesajlaşmakta olan’ bir sürücünün kurbanı olmuştu…
   Üçünün de evlerinde hala alevler yanıyor…
   Buna sebep olan ise 4 yıl hapislik cezasının tamamlanmasını bekliyor…
   Olacak şey mi?..
   İnsan hayatı bu kadar ucuz mu bu ülkede?..
   Böylesi ceza yasalarıyla mı önleyeceğiz suçları?..
   Hükümet ve muhalefet bir an önce bu yasanın değiştirilmesi ve Avrupa’daki yasalarla uyumlu bir düzenleme yapılması için Başsavcılığın kapısını çalmalıdır…
   Meclis’in yapacağı çok iş vardır…
   En önemlisi de trafik katliamına karşı caydırıcı önlemlerin alınmasıdır…
   Bu konunun takipçisi olacağız… 

YORUM EKLE

banner608

banner474