banner564

Bayram arifesinde uyaralım

   Ramazan Bayramı nedeniyle yarın aile ziyaretlerinin ve eğlenceli toplantıların artacağı bir gündür…
   Üstelik bu hafta boyunca ülkemizde çok sayıda turist ağırlayacağız…
   Haliyle yollarda daha çok araç olacak…
   O yüzden her zamankinden daha dikkatli olmalıyız…
   Polisin de bu süreçte yollarda daha çok denetim yapması kaçınılmazdır…
   Bayram öncesinde trafik cezalarının artırılacağı yönünde açıklamalar yapılmış olsa da, henüz ciddi bir adım atılmış değildir…
   Halbuki; yılın ilk 3 ayında eğer küçük bir ülkede trafik kazasından dolayı 15 can kaybı yaşanmışsa; bunu dikkate alarak en caydırıcı cezaları uygulamaya koymak gerekirdi…
   Trafik raporlarına göre Kuzey Kıbrıs’ta her hafta ortalama 65 kaza oluyor…
   Bunlar sadece polis kayıtlarına girenlerdir…
   Ufak kazalar artık kayıtlara girmiyor…
   Kazaların ezici bir çoğunluğu dikkatsizlikten, aşırı süratten, alkollü araç kullanımından ve direksiyon başında ‘cep telefonuyla’ konuşulmasından meydana geliyor...
   İnsan bu rakamlara baktığı zaman tehlikenin ne boyutta olduğunu anlamakta zorluk çekmiyor...
   Yani önlem almak isteyenler için yeterli bilgi vardır...
   Buna karşın hiç kimse kılını oynatmıyor...
   Trafik suçlarına ilişkin yasanın güncellenmesi geciktiriliyor...
   Ve bu ülkede cinayet gibi trafik suçu işleyenlere hak ettikleri cezalar verilmiyor...

İçiniz rahat mı?

   Yaya geçitlerinde veya kaldırım üzerinde yürürken dikkatsiz sürücülerin çarpması sonucunda hayatını kaybedenler vardır…
   Alkollü, dikkatsiz ve aşırı süratli sürücüler ağır bir kaza yaptığı zaman; sonucunda can kaybı yoksa ‘tutuksuz yargılanmak üzere’ serbest bırakılıyor…
   Böylesi bir uygulama Avrupa’nın hangi ülkesinde vardır…
   Bilen varsa buyursun açıklasın…   
   Böylesi bir uygulama; sadece ve sadece ‘menfaat’ için AB üyeliği isteyen bizim ülkemizde vardır…
   Peki bu çürümüş, işe yaramaz yasalar bunca zaman neden değiştirilmedi?..
   Neden caydırıcı cezalar içeren yasaların hazırlanması ve meclisten geçirilmesi bu kadar ihmal ediliyor?.. 
   Şimdi vicdan sahibi tüm milletvekillerine sormak istiyoruz:
   İçiniz rahat mı?..
   İnsanların hayatına mal olan, yuvasını karartan böylesi olaylar karşısında ‘uygulanan yöntemi’ tasvip ediyor musunuz?..
  
Sonuç caydırıcı mı?..

   Mevcut yasaya göre; ölümlü bir kaza sonrasında sanığa verilebilecek en ağır cezanın 7 yıl hapislik olduğunu biliyor musunuz?..
   Biliyorsanız, bunca zaman önlem almadığınız ve yasayı ‘AB ülkelerine göre’ yeniden düzenlemediğiniz için rahatsızlık duyuyor musunuz?..
   Duyuyorsanız, bayram tatilinin ardından trafik suçlarına ilişkin yasayı değiştirirsiniz...
   Trafik suçlarının artması bizi gibi sizleri de rahatsız ediyorsa; polis denetimlerinin ve teknolojik önlemlerin artırılması için hemen karar üretirsiniz...
   Sadece memur maaşı ödeme becerisiyle devlet yönetilemez...
   Bunu sizler de biliyorsunuz...
   Ama gereğini yapamıyorsunuz... 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 4 hafta Önce

Hangi Ülkede Laf’la Trafik Düzenlemesi oldu ki ?
Karanlık Yolların ışıklandırılmadıgı Yollardaki Çukurların doldurulmadıgı Yol Çizgileri olmayan Yrafik Işık’larının çalışmadığı Bariyerlerin olmadığı Alt Geçit Üst Geçitlerin Kaldırımların yeterli olmadığı Yollarına ve Çevresine yatırım yapma imkanı olmayan Ölüm saçan Çemberleri ve Sürücüleri ile yeterli Denetim ve Polisi olmayan Tekniloji Fakiri Kktc gibi bir Ülke Yollarına gerçekten CAN MI DAYANIR !!

Öz
Öz - 4 hafta Önce

Bayram geldi, birlikte, çok çalışmış kamu personeline 9 gün tatil geldi. Arabaya bin, mezarlıkları, sonra da akrabaları ziyaret et. Bu işler bitince, ya Rum tarafına, ya deniz kenarına, ya da pikniğe, mangala git. Haliyle trafik de, mevcut yollara göre, el mahkum, patlama noktasına gelecek. Kazalar, yaralanmalar, can kayıpları. Aslında kamu görevlileri gönüllü olarak, en azından bayramda, en azından bir gün, gönüllü trafik görevlisi olsa, daha az kaza, can kaybı olur. Mesela zaten bir iş de yaptığı görülmeyen, cumhurbaşkanı, danışmanları, başbakan, müsteşarları, danışmanları, milletvekilleri, müdürler, öğretmenler, bir yurttaşlık görevi kabul edip yapsalar kötü mü olur? Geçmişte göçmen evlerini toplum olarak çözen bizler, devlet yapıldıktan sonra yurttaşlık bilincini hiç hesaba katmadık.

banner608

banner473