banner564

Bazen gün biter...

Bazen; gün biter...
Bazen; an biter...
Bazen; bir saniyenin bile bir yıl gibi geldiği,
Bazen; bir saatin, bir saniye gibi geldiği zamanlar yaşarız.
Büyük fotoğrafa baktığımızda ise bir gün, her şeyin bittiği gerçeğidir.
Ve bazen siz gün içerisinde plan yaparken, bir daha geriye dönmenin mümkün olamayacağını anlarsınız...
Ve bu yüzden, ne diyoruz?
Bugün ve yaşadığımız her gün için, olumsuz veya bizi mutsuz edecek her şeyi elimizden geldiğince, güzele çevireceğiz. 
Bunu siz hak ediyorsunuz.
Bunu bir lütuf gibi değil, hak ettiğiniz için,
Bunu bir zorunluluk gibi değil, yaşamak için...
Hayatınızın tadını çıkarmakla, geleceğinizi yok etmek arasındaki farkı anlamak... 
Ve her şeyin bir bütün olduğunu anlamak...
Ve her şeyin basit olduğunu anlayabilmek...
Bazen geleceği çok düşünürüz,
Bazen geçmişi çok düşünürüz...
Bundandır ki, hayatın tadını çıkarmıyorsunuz,
Bundandır ki, geleceğinizi yok etmekle meşgulsünüz...
O gün gelir mi bilmem ama bir gün geriye dönüp yaşadıklarınıza bakacak mısınız?
Ben mesela, geriye baktığımda bu zaman dilimlerinin bazen bir çırpıda geçtiğini, bazen ise her saatin, bir yüzyıl gibi geçtiğini hissederim.
Bu aralar; önceden okumuş olduğum bilgilerin, birçoğunu çöpe attım. Sıkıcı ve emir verir gibi... 
İnsanın bireysel olarak deneyimlediği, düşünce ve tecrübelerini, çürütmek gibi bir derdi olan, yeniçağ “filozoflarının” bence bütün derdi, bu çağa damga vurmak... Bizleri çok düşündüklerinden değil 
Etrafta yığınlarca bilgi çöplüğü var. Her bilgi veya kitap, okuduğumuz her ne varsa, doğru olacak diye de bir kural da yok...
Doğru ve yanlışın artık herkese göre farklılık göstermesi bence farkında olunuz veya olmayınız, size kazandırılmış en güzel özgürlük olmuştur. 
Madde madde yazılan ve sanki o yazılan bilgilerin dışında başka bir dünya yokmuş gibi, bizlere algılatılmak istenilen her ne varsa,  ilk önce sorgulayıp daha sonra kabullenseniz...
Beynimiz de gereksiz bilgileri depolama merkezi olmaz böylelikle...
Tıpkı onlarca gereksiz şeyler gibi...
Mesela Aşk... Kimine göre tutku, kimine göre kavuşma olmadığından ötürü hissedilen duygu, kimine göre sevgi, kimine göre de hayatına almaktan ziyade hayatının küçük te olsa bir bölümüne aldığı insana karşı duyulan hisler yoğunluğu diye belki de yüzlerce cümle okuduk...
Bugün bu yazıyı yazarken, aşk kelimesinin, aslında tüm duyguları içinde barındıran, öte yandan da, hiç bir duyguyu dikkate almayan asi bir duruş, bir tarz ve düşünce olduğunu düşünüyorum...
Tamamen içinde bulunduğumuz o an ile ilgili hissedilen her ne varsa aşktır bence...
Bazen nefret, bazen özlem, bazen hüzün, bazen terk ediş...
Evet, bazen sevdiğimiz insanı terk ederiz... O an bunun en iyi karar olduğunu düşünüp öyle hareket ederiz.
Ve işin ilginç yanı o çokbilmiş aşk kitaplarını yazanların söyledikleri gibi de insan bundan pişman olmaz. 
Seviyorsanız, sevdiğiniz insanı terk edebilirsiniz... Sizin hayatınız...
Seviyorsanız, sevdiğiniz insan ile evlenebilirsiniz... Sizin hayatınız...
Seviyorsanız, sevdiğiniz insandan boşanabilirsiniz de... Sizin hayatınız...
Hepimizin duygu ve düşünceleri kendine özeldir. Ve böylesine özel olan, kıymetli olan zaman diliminde yaşadığınız, hissettiğiniz her şey sadece ve sadece sizin mühürlediğiniz, aşk damgasıdır. 
Hayatınızı değil, her gününüzü, son gibi yaşayınız ama hissederek... Dibine kadar tutku, acı ve nefret ile nasıl isterseniz yaşayınız, bir gün geriye dönmek için fırsatınız olmayacak...
Bazen; gün biter...
Bazen; an biter...
Bazen; bir saniyenin bile bir yıl gibi geldiği,
Bazen; bir saatin, bir saniye gibi geldiği zamanlar yaşarız.
Büyük fotoğrafa baktığımızda ise bir gün, her şeyin bittiği gerçeğidir.
Ve bazen siz gün içerisinde plan yaparken, bir daha geriye dönmenin mümkün olamayacağını anlarsınız...
Ve bu yüzden, ne diyoruz?
Bugün ve yaşadığımız her gün için, olumsuz veya bizi mutsuz edecek her şeyi elimizden geldiğince, güzele çevireceğiz.
Bugün ve yaşadığımız her gün için, aşk kelimesinin, aslında tüm duyguları içinde barındıran, öte yandan da, hiç bir duyguyu dikkate almayan asi bir duruş, bir tarz ve düşünce olduğunu düşünüyorum...

YORUM EKLE

banner471

banner473