Yüksek Mahkeme’nin yargıç ihtiyacı vardır…
Kırk yıl önce hazırlanan Anayasa buna izin vermiyormuş!..
İleriyi düşünmeden Anayasa hazırlayan ve bu tür kısıtlayıcı maddelerle ülkenin en kritik organını kilitleyenlere Allah iyilik versin veya rahmet eylesin!..
Anayasa 3 tane yargıç alınmasını engelliyorsa, bunu aşmak için değişiklik yapmalısınız…
Değişim bu kadar zor mu?..
Eski Yüksek Mahkeme Başkanı kapı kapı dolaşıp, yargının sıkıntılarını dile getirirken; siyasi partilere ‘seçimlerle birlikte bu Anayasa değişikliğini de yapınız” demişti…
Tümü “haklısınız bunu yapmalıyız” diyerek, umut vermişti…
Ama yapmadılar?..
Basit gerçeklerle ülkeyi kilitlemeyi tercih ettiler…
Bunun bir sonucu olarak bugün binlerce dosya karar bekliyor…
Kararlar geciktiği sürece adalet tecelli etmiyor…
Yollar, bariyerler
Polisin de personel ihtiyacı vardır…
Çok sayıda kamu kuruluşunda gereğinden üç dört kat fazla memur vardır ama, en kritik yerlerde iş yapacak eleman bulunamıyor…
Bunların başında polis geliyor…
Adli şubede, trafikte, muhacerette eleman eksikliği olduğu için hizmetlerde aksama oluyor…
Hükümetin bu konuda acil kararlar üretmesi gerekiyor…
Gerekirse, yaşı uygun olan diğer kurumlardaki personel arasından seçim yaparak, hizmet içi eğitimle polise takviye yapılabilir…
Özellikle de muhaceret hizmetlerine eleman aktarmak zor bir iş değildir…
Bir yanda bolluk, diğer yanda yoklukla devletin çarkını döndürmek mümkün değildir…
Yabancıların arttığı ve suçlarda patlamanın yaşandığı bir ülkede polisin ve yargının gücünü artırmak şarttır…
Geriye ne kaldı?..
Ülkenin para toplayan kurumları vardır…
Vergi, Tapu, Gümrük ve Araç Kayıt dairesi gibi…
Bunlarda eleman eksikliği gerekçesiyle işlerin yavaş yürümesi kabul edilebilir değildir…
Bir devlet gelirlerini artırdığı sürece, ihtiyaçlarını karşılayabilecek duruma geliyor…
O yüzden para toplayan yerleri güçlendirmek son derece önemlidir…
Para ödemek için devletin kapısına giden vatandaşları geri çevirmek yerine; soruna köklü çözüm getirmek doğru olandır…
Hükümetin bu konuda gerekli adımları atmasını bekliyoruz…
Anavatan Türkiye’nin Dünyaya KKTCyi tanıyın demesi boşuna mı yani ? Dibi delik kova misali Para dayanmayan KKTCye kim her yıl verdiği boşa giden milyarlarca Liradan kurtulmak isemesin ki ?
KKTC cumhuriyetine kavuşmadan kim yağmalayıp Sattığımız Rum Malları için bedel ödemek istesin ki ? KKTCnin tanınması ile neden 40 yıldır yapılan Uluslararası Hukuk dışındaki yanlışlar için neden Kabak KKTCnin başında patlamasın acaba ? Gerçekçi olalım 40 yılda Batırıp talan ettiğimiz KKTC Dünyaya meydan okuyan yaramaz bir çocuk gibi veren eli ısıran bir figür olmuştur, bunca yıldır ne Türkiye’nin gönderdiği Milyar ve Milyarları ne AB’nin gönderdiği Milyonlarca Euroları ve uyarıları KKTC’yi ayakt tutmaya yetmemiştir!
Anavatan Türkiye’den her yıl gelen ve Heba edilen Yardımları ve Milyarları ile KKTCnin Tanınması ile Anavatanın Elimizden kurtulması zamanı gelmesi Normal değilmidir Yani ?