banner564

Bedelini kim ödeyecek?

   Doğruları konuşacağız…

   Gücenenler, kızanlar olacak…
   Ama doğruları konuşmaya devam edeceğiz…
   Kıbrıslı Türkler olarak; kendi kendimizi yönetme konusunda başarılı değiliz…
   Haklarımızı savunmada, Türkiye ile ilişkileri geliştirmede, haklı davamızı anlatmada başarı notumuz yüzde 10 bile değildir…
   Fakat; kendi küçük dünyamızda makam kavgası, adam harcama, devlet kurumlarını batırma gibi konularda üstümüze yoktur…
   Nüfusa göre parti, dernek, cemiyet, sendika, bakan, müdür, müsteşar, müşavir, milletvekili, belediye başkanı yaratmada dünya şampiyonuyuz…
   Gerçeklerden kaçamayız…
   Bir yandan ambargolardan söz ederken, diğer yandan ambargoları kırma girişiminde bulunmuyoruz…
   O kadar umursamaz ve tepkisiz bir toplum olduk ki; dünya bankası HSBC buradan çekilme kararı alırken, bir Allah’ın kulu çıkıp da onlara “gitmeyin” demedi…
   Gitmemesi için girişim yapan olmadı…
   Hiç kimse bunu gündemine almadı…

Onlar ne yapıyor?..

   Rumlar yıllardan beri kuzeydeki otellerin çalıntı olduğunu iddia ederek propaganda yapıyor…
   Larnaka üzerinden adaya gelen ve kuzeye geçmek isteyen Arapları, Rusları, İsrail vatandaşlarını havaalanından geri çeviriyor…
   Ama bizimkiler, güneydeki Larnaka ve Baf havaalanı arazilerinin Kıbrıslı Türklere ait olduğunu söyleyemiyor…
   Bu konuda Birleşmiş Milletler’e muhtıra vermek, AB yetkililerini uyarmak gibi bir hareket de gösterilmiyor…
   Rumlar, çok etkili bir propaganda yöntemiyle Türkiye’nin garantörlüğünü ortadan kaldırmak için Yunanistan’la birlikte çalışıyor…
   Diğer yandan çevremizdeki tüm ülkelerle ‘Üçlü savunma anlaşması’ yapıyor…
   Fransa’ya deniz ve hava üssü veriyor…
   Yakın bir gelecekte ABD’nin silah ambargosunu kaldırmak suretiyle çok daha fazla silahı adaya getirecekler…
   Fakat bizim taraf, ABD yetkililerine “Onları şımartmayın… Ateşle oynamalarına izin vermeyin” diyemiyor…
    Ne kadar üzücü bir durum…

Barış için silah mı?

   Adamlar, 1974’te yaptıkları yanlışlık sonucu meydana gelen bölünmeyi ortadan kaldırmak ve adanın tümünde egemen olabilmek için canla başla çalışıyor…
   En zengininden, en fakirine herkes ordunun silahlanmasına katkı yapıyor…
   Satılan her maldan Rum ordusuna büyük para akıtılıyor…
   Bizimkiler; sınırlarımızı koruyan, 45 yıldan beri adada kan akıtılmasını önleyen Türk ordusuna ‘işgalci’ yakıştırması yapan kendi içimizdeki azınlığa ‘devlet kadrolarında’ mevki vererek destek çıkıyor…
   Adamlar daha iki gün önce,  KKTC’deki bölgelerin isimlerini Türkçe kullandığı gerekçesiyle Hollanda Büyükelçiliğini Avrupa Birliği’ne şikayet ettiler…
   Elçiliği ‘yola getirmek’ için kıyamet kopardılar…
   İmkan bulsalar nefes almamızı yasaklayacaklar…
  Bizimkiler; bu adanın iki sahibi olduğunu ve 1974’te imzalanan ‘nüfus mübadelesi’ anlaşması sonucunda kuzeyde Türklerin, güneyde Rumların yaşamakta olduğunu anlatamıyor…
   Rum okullarında ırkçı, faşist eğitim yapıldığını, küçücük beyinlerin Türk düşmanlığı ile yetiştirildiğini de anlatamıyor; bu konuda önlem alınmasını talep etmekten korkuyor…
   Brüksel’in kapısını çalarak bu ırkçılığı anlatacak bir ekip oluşturulmuyor…
   Kendi çevrelerinde oluşturdukları danışmanlar, müdürler ekibini sadece ve sadece ‘siyasi çıkarları’ için kullanıyor, rakip gördüklerini etkisizleştirecek projelerle zaman tüketiyorlar…
   Yazık ve günah…
   Bunun bedelini hep birlikte ödeyeceğiz…
   Önümüzdeki aylarda çok çetin şartlara hazırlıklı olmakta fayda vardır…
   Hayırlı Cumalar… 

YORUM EKLE

banner608

banner474