“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” atasözü, Kıbrıslı Türkler olarak bizim yaşam tarzımıza çok uygundur…
Komşunun çocuğu ayağını kırmışsa “çok şükür bizimkisine bir şey olmadı” diyerek, konuyu kapatmada üstümüze yoktur…
Oğlanın arkadaşı bir gram ile ilk defa uyuşturucu denemesinden tutuklanmışsa “içmeseydi, yapmasaydı” veya “bakalım kaç zamandır kullanıyordur…”
Trafik kazasında can kaybı var…
Kimdir, hangi şehir veya köydendir, kimin yakınıdır?..
Bize uzaksa “sürat yapmasaydı, içip de sürmeseydi…”
Buraya kadar verdiğimiz örneklerin tersini düşünelim…
Ya ilk defa içen senin çocuğun olsaydı ve bir gram için cezaevinde bir kilodan yatan adamla aynı koğuşa konsaydı?..
Söyle bakalım ne yapardın?..
Kazada hayatını kaybeden genç senden biri olsaydı “polis nerede, katil devlet nerede?” diye ortalığı ateşe vermez miydin?..
Komşu çocuğunun başına gelenler seninkine gelseydi; yaşanan acı nedeniyle hatırını soran olmadığı zaman veya hastanede sıkıntı yaşadığın zaman ne yapardın, ne derdin?..
Söyle güzel kardeşim…
Onlar unutmuyor
Bir başka dikkat çekici özelliğimiz daha vardır…
Kendi içimizde “o ne yaptı, bu ne yaptı?” diye meraklanır dururuz…
Terfi edenleri beğenmeyiz…
İyi iş yapanları kıskanır; göz, haset ederiz…
Hatta daha ileri giderek, çeşitli iftiralarla karşıdaki insanı yıpratmaya çalışırız…
Bunu yaparken yalanlara başvurmaktan geri kalmayız…
Ne var ki; Kıbrıs meselesine gelince Rumların katı propagandasını çürütecek tek bir laf söylemeyiz…
Halbuki onlar kuzeydeki mülklerini, tarihi ve dini eserlerini hiç unutmadılar…
Gittikleri her ülkede Türkiye’yi ‘işgalci ve istilacı’ olarak suçlarlar…
Kara propaganda halen devam ediyor…
Hatta yakında gerçekleşecek milletvekili seçimlerinde aday olanlar ‘paralı sosyal medya’ duyurularında kuzeydeki mülkleri ele geçirme kararlılığını ön plana çıkarıyor…
Onlar “asla vazgeçmeyeceğiz… Asla unutmayacağız” diyor…
Bizdekiler ise güneyde bıraktıklarımızdan veya 1963-74 arasında çektiklerimizden söz etmiyor…
Bunun adı ilgisizlik mi, başarısızlık mı, sorumsuzluk mu, teslimiyet mi?..
Yoksa devletin ihmali mi?..
Varın siz söyleyin…
Sayın Akar, herkes gerçek Koçarlı malını niye Unutsun ki ? KKTC’nin yüzde seksen üzeri Rum Mülklerini Uluslararası Hukuk dışında gelene gidene sattık sattık yedik ve milyarlar kazanıp Rum Mülk zenginleri olduk ? Parmağımızın arkasına saklanmayalım ! Güney Kıbrıs’taki Türk mülkleri Satılmıyor ! Ülke dışındaki Kıbrıslı Türk Malını, Parasını ve Tazminatını gidip alabiliyor , Brakın KKTC’deki Rum Mülkleri bizimdir satarız da yakarız da demeyi Uluslararası Hukukun bu yanlıştan dönebilmemiz için elimize verdiği Mal Tazmin Komisyonunu bir kuruş vermeyiz deyip çalıştıramadığımız gibi Rum Mülklerini Satmaya devam ediyoruz ? Gerçekçi olalım KKTC’de kurduğumuz ganimet düzeni neticesi Elbette ki bir gün Uluslararası Hukuk kapımızı çalacaktır bilmeliyiz ki Mülkiyet konusunda zaman aşaması da bir fayda etmeyecektir ? Ganimet ve yağama düzeni ile KKTC’deki bir avuç Kıbrıslı Türk’ün Dünya Mülkiyet Düzenini değiştirebilmesi Mümkün değildir ! Sattığımız ve zengin olduğumuz Rum Mülklerinin bedelini elbet bir gün ödeyeceğimiz ise kesindir ?
Şimdilik mi ? FOR ever TRNC …