banner564

Bir basit proje daha

  Barış Harekatı öncesinde Kıbrıslı Türklerin önemli bir kısmı Lefkoşa’nın Surlariçi bölgesinde yaşıyordu...
  Hareket alanı ise Girne Boğazına kadar olan kısımdı...
  Lefkoşa, Ortaköy, Gönyeli ve Boğaz...
  Boğazköy’den aşağısı Girne Ciklos mevkiinden itibaren tamamen Rum kontrolündeydi...
  Dolayısıyla, 103 köyden silah zoruyla kovulan Kıbrıslı Türkler bahsettiğim bu bölge içerisinde iskan edilmişlerdi...
  Güney Lefkoşa’da kalan Tahtakale’den kaçmak zorunda kalanların önemli bir kısmı halen Göçmenköy’de ikamet ediyor...
  Dünkü yazımızda ‘basit bir projeden’ söz ederken, 1963 koşullarındaki Göçmenköy ile bugünün koşullarında aynı statünün korunması yüzünden çok büyük kayıpların yaşandığına dikkat çekmiştik...
  Burada yaşayan insanlar asbestli çatıların altında, küçücük bir yerde yaşamaya devam ediyor...
  Halbuki; 1974 sonrasında 200 bin Rum göçmenden kalan konutların sahibi olduk...
  Bunların önemli bir kısmını hesapsız kitapsız dağıtırken, Göçmenköy’de yaşayanların başka yerlerde iskan edilmesi ve bugünün koşullarında bu paha biçilmez bu arazinin ‘ihtiyaçlara göre’ değerlendirilmesi sağlanabilirdi...
  Bizleri bugüne kadar yönettiğini iddia edenlerin ‘müthiş beceriksizlikleri’ yüzünden ‘en basit projeler’ dahi hayata geçirilemedi...
  Müthiş yöneticiler sayesinde Göçmen evleri 1963’ten beri olduğu yerde duruyor...
  Durmaya da devam edecek...
  Yolun 10 metre ilerisinde 100 metrekarelik bir dükkan 200 bin Sterline alıcı bulurken, Göçmenköy ‘değersiz bir bölge’ olarak kalmaya devam edecek...

Kızılay Evleri
 
  Lefkoşa’nın ikinci bir göçmen bölgesi daha vardır...
  Yine paha biçilmez bir yerde kurulan Kızılay Evleri...
  Buradaki insanlar da asbestli çatıların altında yaşamaya devam ediyor...
  Bölge Suriyeli göçmenlerin yaşam yerlerini andırıyor...
  Ve bugün sağa, sola meydan okuyarak siyaset yapmaya çalışan ‘müthiş beyinler’ yüzünden bu paha biçilmez bölge 1963 koşullarında olduğu gibi bırakıldı...
  Aradan tam 54 yıl geçti...
  Göçmenköy gibi Kızılay evleri de olduğu yerde duruyor...
  Lefkoşa’nın Girne Kapısı ve Büyükelçilik binasına komşu olan bu bölgedeki insanları çağdaş konutlara taşıyarak, oldukça geniş bir araziyi birçok açıdan değerlendirmek ve mali değerini beşe, ona değil, yüze, bine katlamak mümkündür..
  Ama bunu kim yapacak?..
  Müthiş beyinler sayesinde 200 bin Rum’dan kalan yerlerin büyük bir kısmı yağma edilirken, sadece gerçek yatırımcılara verilen 5-10 arazi gündeme getiriliyor ve propaganda malzemesi yapılıyor...
  Göçmen Evleri’ni, Kızılay Evleri’ni, Kaymaklı’yı konuşan var mıdır?..
  Nerede ‘projecikleriniz’ söyleyin bakalım...
  Güzel bir hafta olsun...
YORUM EKLE

banner608

banner474