banner564

Bir de halka sorulsa

  Kıbrıs’ın kuzeyinde işler iyi gitmiyor...
  Hemen her yerde, her sektörde bir sorun var...
  Ekonomi zaten batmış durumda…
  Kamuda örgütlü sendikalar bir hademe sorunu için dahi eylem yaparken, özelde çalışan binlerce insan aylardan beri işsiz ve parasız dolaşıyor… 
  Yaratılan kötü sistem nedeniyle insanlar ‘çıkar yarışına’ sürüklenmiş, dost ve arkadaşların yanı sıra, aileler birbirine düşürülmüş...
  Küçük köylerde bile insanlar kutuplaşıyor...
  Başka ülkelerde böyle mi oluyor?..
  Başka ülkelerde, bizdeki gibi çalışma koşulları ve maaşlar kişilere göre değişiyor mu?..
  Elbette olmuyor…
  KKTC’de yaşananların bir benzerini hiçbir ülkede bulamazsınız…
  Peki KKTC’de nasıl bir demokrasi var?..
  İhbarsız grev hakkı...
  Küfür serbestliği...
  İftira kampanyası...
  Baskı ve şantaj ile seçme özgürlüğü!!!
  Siyasi parti rozetine göre makam?..

Ne yapılmalı?

  Tahribatın daha da ağırlaşmaması için artık bir karar verilmelidir...
  Kıbrıslı Türkler ne istediklerini, nasıl bir yönetim, nasıl bir demokrasi arzuladıklarını ortaya koymalıdır...
  Bir kısım insanımız, yaşanan sıkıntılardan bunalmış olduğu için “Olsun da nasıl olursa olsun” diyerek, bugünkü çıkmazlardan kurtuluş yolunun çözüm olduğunu düşünüyor...
  Bir kısım insan ise ‘her şeye rağmen’ KKTC’nin yaşatılmasından yana...
  Önce çözüm seçeneğine bakalım...
  Nasıl olursa olsun mantığına göre gidilirse, egemenlik Rumlarda olur...
  Türkiye’nin garantörlüğü sulandırılır...
  Kıbrıslı Türkler, bir anda 1974 öncesinden de kötü bir duruma düşer...
  Kendi kendini yönetme hakkı gider...
  Ve bunun arkasından işsizlik, fakirlik gelir...
  Korkunç bir göç dalgası başlar...
  O nedenle ‘çözüm olsun’ ama sağlam bir anlaşma ile olsun…
  Can ve mal güvenliği garantiye alınsın…

Ama böyle de olmuyor

  İkinci seçenek KKTC’nin devamıdır...
  Rumlara güvenmeyen insanlar, ikinci seçenek üzerinde durdukları takdirde ciddi bir endişeleri vardır...
  O da KKTC’nin yetersizliği ve yönetim beceriksizliğidir...
  Bu şekilde gider mi?..
  Asla gitmez...
  Hemen her alanda sorun yaşarken, geleceğe güvenle bakılmaz…
  Mülkiyet sorunu ayrı bir dert…
  Oturduğunuz ev sizde mi kalacak, gün gele başkasına mı verilecek?..
  Üniversitede okuyan çocuk nerede, nasıl iş bulacak?..
  Bunlar çok ciddi sorunlardır...
  Peki bunu nasıl aşacağız?..
  Elbette ciddi adımlar atarak...
  Bir kısım insanı gücendirme pahasına doğru kararlar alarak...
  Bunu yapabilmek için de önce siyaset temizlenmeli...
  Yapanın yanına kaldığı bugünkü sistem bertaraf edilmelidir...
  Evet, önümüzde sadece iki seçenek vardır...
  İkisinden birinin uygulamaya konabilmesi için referanduma gidilmesi ‘aydınlık yolu’ açabilir...
  Son sözü halkın söylemesi iyi olmaz mı?.. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 2 yıl Önce

Kıbrıs Cumhuriyetinde ayrı bir cumhuriyet (KKTC) olamayacağı kararı alan BM Güvenlik Konseyi ve 5 Daimi Üye kararı sonrası KKTC Uluslararası hukuk ve Toplum dışında bırakılmıştır, Bu yetmemiş gibi yıllardır beceremediğimiz Siyaset ve kötü yönetim ile KKTC yi bugün batma noktasına getirdik ! Gerçekçi olalım geldigimiz noktada sonsuza dek KKTC diyenler bile bu şekilde devam edebileceğimize inanıyorlarmı acaba ! Anavatan Türkiye’nin de yıllardır gönderdiği para akışının haklı olarak durdurduğu net bir şekilde görünüyor, artık her ay milyonlar borçlanmakla günü kurtarmaya çalışan Devletimiz kaç ay daha bu şekilde idame edebilecektir acaba ! Hamaset ve kötü siyaset neticesi bugüne kadar geçtiğimiz tüm köprüleri yaktık gidebileceğimiz yol bırakmadık Cümleyi karşımıza aldık Ülkemizi talan edip Turist ve Yatırımcıyı istemedik geleni ise kovduk ! KKTC olarak bugün yapmamız gereken ise aynaya bakıp kaç ay daha bu şekilde günü kurtarabileceğiz olmalıdır!!!

Turkish power
Turkish power - 2 yıl Önce

TC den maaş beslemeli yarım gün mesaici kamu işçi ve memur grubu yardımları yagmalayan siyasetci bürokrat ekibi devlet batsa da imtiyazlar elden gitmesin diye yirtinan solcu geçinip emperyalist yancisi olmuş ver kurtulcu sendikalar deniz bitti deniz

öz
öz - 2 yıl Önce

Hem nala hem de mıha vurmak için,kurulurken bile federasyona açık olduğu deklere edilmesine rağmen, BM ce yasaklanan ve ayrımcılık olarak ilan edilen KKTC ile, 40 yıldır BM gözetiminde, üzerinde çalışılan birçok konuda mutabakata varılan anlaşmaları, aynı seviyede görüp Nasıl olursa olsun bir anlaşma diye ortaya sunmak doğru olmaz. Gelinen nokta bellidir. İngilterenin sunduğu,community states, AB ve BM tek temsiliyet her iki tarafın görüşlerine en yakın çözüm şeklidir. GYÖ de bunun başlangıcıdır.
K/Türklerin taa 1963 aralık ayından beri hayali BİR HAL ÇARESİnin bulunmasıdır. Annan Planı ile AB vatandaşı oldular, Kıbrıs bir bütün olarak AB ye girdi.Çözüm ile birlikte askıda olan AB müktesebatının askıdan indirilmesi ile KKTC de sorun olan her şey bir nizam ve intizama kavuşur.Yeter ki gölge etmesinler başka ihsan istemez.

banner471

banner474