banner564

Bir de onlara bakalım       

  El Cezire’nin yayınladığı ‘gizli kamera’ görüntüleri sonrasında Güney Kıbrıs’ta siyasi deprem yaşandı…
  Haberin özeti; Rum Meclis Başkanı Dimitris Şilluris ile AKEL Milletvekili Christakis Ciovanis’in; Çinli bir iş adamı ile ‘Altın pasaport’ pazarlığını ortaya çıkarıyor…
  Şilluris, sicili temiz olmayanlara pasaport verilebilmesi için ‘isim değişikliği’ öneriyor ve kendisine “Olur mu böyle şey?” diye sorulduğunda “Burası Kıbrıs her şey oluyor, sen merak etme” diye karşılık veriyor…
  Güneyde lüks bir yaşam süren Şilluris ile AKEL Milletvekili Ciovanis’in, bu tür olaylardan ne kadar rüşvet yedikleri henüz bilinmiyor…
  Ancak Rum polisi ile Başsavcılığın soruşturmaları sonrasında detaylı bilgilerin ortaya çıkabileceği belirtiliyor…
  Burada önemli olan bir konuşmanın ortaya çıkması sonrasında önce milletvekilinin, ardından Meclis Başkanı’nın istifa etme cesaretini göstermesidir…
  Böylesi bir skandal karşısında ‘vatan-millet’ edebiyatına sarılabilirlerdi…
  Ama bunu yapamadılar…
  Halk, kendilerine bu fırsatı vermedi…
  Özellikle Şilluris’in istifa etmesi için iki gün süreyle parlamento binası önünde pankartlı eylem düzenlendi…
  Sonunda Şilluris, halkın baskısına dayanamadı ve istifa etmek zorunda kaldı…
  Rum polisi de dün akşam saatlerinde Şilluris’in bilgisayarına el koyarak incelemeye aldı…

Bu bir ‘ilk’ değildir

  Kıbrıs’ın her iki kesiminde rüşvet ve suistimal olaylarının giderek arttığını kimse inkar edemez…
  Ancak; arada bir fark vardır…
  Güneyde, adı bu tür olaylara karışanların hiç olmazsa bir kısmı sorgulanıyor ve yargılanabiliyor…
  Baf’ın ve Larnaka’nın eski belediye başkanları, bir ihale meselesi yüzünden cezaevinde bulunuyor…
  Rum Telekomünikasyon Dairesi’nin eski Yönetim Kurulu Başkanı ve üst düzeydeki 4 yöneticisi kısa bir süre öncesine kadar cezaevindeydi…
  İki yılı aşkın bir süre hapis yatan bu yöneticileri, cezalarının son 6 ayında Rum lideri ‘özel bir kararla’ affetti…
  Eski Rum Savunma Bakanı cezaevinde iken hayatını kaybetti…
  Bizde ise yıllardan beri tartışılan yolsuzluk ve suistimal dosyalarının hiçbiri yargıya taşınmadı…
  Kıbrıs Türk Hava Yolları’nda milyonlarca dolarlık yolsuzluk olduğuna ilişkin araştırmalarda derinliğe inilmedi ve konu polise havale edilmedi…
  Elektrik Kurumu’na jeneratör ve malzeme alımlarıyla ilgili iddialar da öyle…
  Sağlık Bakanlığı’nın depolarından çöpe aktarılan 200 milyonluk ilaç konusunda yürütülen soruşturma fiyasko ile sonuçlandı…
  Meclis komitesinin o dosyayı ileriye götürmek yerine ‘kapat gitsin’ mantığıyla hareket ettiği anlaşılıyor…
  Köy Kooperatiflerinden uçan milyonlar var…
  Bir tanesi dahi yargıya taşınmadı…
  Toprak Ürünleri Kurumu’nun, kamu bankasına olan yüz milyonlarca liralık borcunun derinliğine inilmedi…
  Halkın önemli bir kesimi yemek ihtiyacını dahi karşılamakta zorlanırken, bu kadar ciddi olayın kapatılması hem üzücü, hem de ürkütücüdür… 
  Güneydeki gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz...

YORUM EKLE
YORUMLAR
xyz
xyz - 4 yıl Önce

birakin bu palavralari suc ustu basilmasalardi cok mu umurlarindaydi gul gibi gecinip gidiyorlardi yuceltmeyin oku pusurugu

banner471

banner473